Jeoloji mühendisi Çıyrık' tan Deprem açıklaması
CUMARTESİ i günü saat 12:25‘de Gökçeada‘nın Kuzey Batısı'nda Mw=6,5 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. İlk bilgiler, Depremin Kuzey Anadolu Fay Zonunun Ege Denizi içerisinde yer alan bir segmenti üzerinde geliştiği anlaşılmaktadır. İstanbul, Çanakkale, Balıkesir, Tekirdağ, Edirne ve İzmir dahil Kuzeybatı Ege ve Marmara bölgesinde yer alan illerimizde paniğe neden olan deprem, Çanakkale ve Gökçeada başta olmak üzere bölgede özellikle alüvyal zemin birimleri üzerinde kurulu yerleşim birimlerinde bazı yapısal hasarlara ve bazı vatandaşlarımızın yaralanmasına neden olmuştur.
Depremden sonra büyüklükleri 5.3‘e varan çok sayıda artçı depremlerin meydana geldiği görülmektedir.
İlk belirlemelere göre; Meydana gelen deprem nedeniyle;
Gökçeada ilçesinde bazı konutlarda hasar ve deformasyonlar ile çatı çökmeleri ile yine Çanakkale Merkez Kocatepe ve Hamidiye Camii minalerinde hasar ve deformasyonların( yana kayma) olduğu, özellikle kıyı alüvyonları üzerinde yer alan bazı konutların duvarlarında çatlamalar olduğu rapor edilmiştir.
Yine Tekirdağ Bölgesi'nde paniğe bağlı olarak bazı vatandaşlarımızın yaralandığı, bazı konutların duvarlarında hasar ve deformasyonların oluştuğu, Merkez Selim Camii minaresinde devrilme ve özellikle yeraltısuyu seviyesinin yüksek olduğu alüvyal zemin birimleri üzerinde yer alan Altınova Bölgesi ile Şarköy ilçe merkezinde yeralan bazı konutların duvarlarında hasarların oluştuğu ifade edilmiştir.
Sağlıklı ve güvenli kentleşmeler için; jeolojik verilere göre doğru yer seçiminden başlanmalıdır.
Ülkemizde meydana gelen depremlerin yol açtığı afet zararlarının, önemli ölçüde yanlış yer seçiminden ve binanın üzerine oturduğu zeminle ilişkisinden kaynaklandığı bilinmesine rağmen, binanın oturacağı zeminin özelliklerini ortaya koyan jeolojik-jeoteknik etüt (Zemin ve Temel Etüt) çalışmalarının "Yapı Denetim Sisteminin" dışında tutularak projeler ekinde sunulan önemsiz belgeler haline dönüştürülmüş olması yapı güvenliğinde ciddi bir zafiyet yaratmıştır.
Yapı Denetim Sistemi uygulamada olduğu gibi sadece "bina inşasının denetimi" ile sınırlı kalmamalı; gelişmiş ülke örneklerinde olduğu gibi, arsanın imar parseline dönüştüğü aşamadan başlamak üzere "etüt-proje ile etüt-projeye uygun yapı üretim" süreçlerini de denetleyecek bir kapsama kavuşturulmalıdır. Binanın statik projesine veri sağlayan zemin ve temel etütleri de yapı denetim sistemi içine alınmalıdır.
Kentsel planlama, yapı üretim ve denetim süreçlerini yönlendirmek ve denetlemek için başta belediyeler olmak üzere bütün yerel yönetimlerde jeolojik-jeoteknik etüt birimleri kurulmalıdır.
Yapı ruhsatı vermeye yetkili belediyeler başta olmak üzere tüm yerel idarelerde, jeolojik-jeoteknik çalışmaların uygunluk denetimi jeoloji mühendisleri eliyle yapılmalıdır.
Son olarak Deprem nedeniyle meydana gelen yaralanmaların hemen hemen tamamının panik nedeniyle meydana gelmiş olması afet eğitimlerine ağırlık verilmesi gerektiğini göstermektedir. Jeoloji Mühendisi Gökhan Çıyrık
CUMARTESİ i günü saat 12:25‘de Gökçeada‘nın Kuzey Batısı'nda Mw=6,5 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. İlk bilgiler, Depremin Kuzey Anadolu Fay Zonunun Ege Denizi içerisinde yer alan bir segmenti üzerinde geliştiği anlaşılmaktadır. İstanbul, Çanakkale, Balıkesir, Tekirdağ, Edirne ve İzmir dahil Kuzeybatı Ege ve Marmara bölgesinde yer alan illerimizde paniğe neden olan deprem, Çanakkale ve Gökçeada başta olmak üzere bölgede özellikle alüvyal zemin birimleri üzerinde kurulu yerleşim birimlerinde bazı yapısal hasarlara ve bazı vatandaşlarımızın yaralanmasına neden olmuştur.
Depremden sonra büyüklükleri 5.3‘e varan çok sayıda artçı depremlerin meydana geldiği görülmektedir.
İlk belirlemelere göre; Meydana gelen deprem nedeniyle;
Gökçeada ilçesinde bazı konutlarda hasar ve deformasyonlar ile çatı çökmeleri ile yine Çanakkale Merkez Kocatepe ve Hamidiye Camii minalerinde hasar ve deformasyonların( yana kayma) olduğu, özellikle kıyı alüvyonları üzerinde yer alan bazı konutların duvarlarında çatlamalar olduğu rapor edilmiştir.
Yine Tekirdağ Bölgesi'nde paniğe bağlı olarak bazı vatandaşlarımızın yaralandığı, bazı konutların duvarlarında hasar ve deformasyonların oluştuğu, Merkez Selim Camii minaresinde devrilme ve özellikle yeraltısuyu seviyesinin yüksek olduğu alüvyal zemin birimleri üzerinde yer alan Altınova Bölgesi ile Şarköy ilçe merkezinde yeralan bazı konutların duvarlarında hasarların oluştuğu ifade edilmiştir.
Sağlıklı ve güvenli kentleşmeler için; jeolojik verilere göre doğru yer seçiminden başlanmalıdır.
Ülkemizde meydana gelen depremlerin yol açtığı afet zararlarının, önemli ölçüde yanlış yer seçiminden ve binanın üzerine oturduğu zeminle ilişkisinden kaynaklandığı bilinmesine rağmen, binanın oturacağı zeminin özelliklerini ortaya koyan jeolojik-jeoteknik etüt (Zemin ve Temel Etüt) çalışmalarının "Yapı Denetim Sisteminin" dışında tutularak projeler ekinde sunulan önemsiz belgeler haline dönüştürülmüş olması yapı güvenliğinde ciddi bir zafiyet yaratmıştır.
Yapı Denetim Sistemi uygulamada olduğu gibi sadece "bina inşasının denetimi" ile sınırlı kalmamalı; gelişmiş ülke örneklerinde olduğu gibi, arsanın imar parseline dönüştüğü aşamadan başlamak üzere "etüt-proje ile etüt-projeye uygun yapı üretim" süreçlerini de denetleyecek bir kapsama kavuşturulmalıdır. Binanın statik projesine veri sağlayan zemin ve temel etütleri de yapı denetim sistemi içine alınmalıdır.
Kentsel planlama, yapı üretim ve denetim süreçlerini yönlendirmek ve denetlemek için başta belediyeler olmak üzere bütün yerel yönetimlerde jeolojik-jeoteknik etüt birimleri kurulmalıdır.
Yapı ruhsatı vermeye yetkili belediyeler başta olmak üzere tüm yerel idarelerde, jeolojik-jeoteknik çalışmaların uygunluk denetimi jeoloji mühendisleri eliyle yapılmalıdır.
Son olarak Deprem nedeniyle meydana gelen yaralanmaların hemen hemen tamamının panik nedeniyle meydana gelmiş olması afet eğitimlerine ağırlık verilmesi gerektiğini göstermektedir. Jeoloji Mühendisi Gökhan Çıyrık