Gözlem Raporu: 'Siyanür yağmuru altındaki köylüler panik içinde...'
[Sesonline] KÜTAHYA'Isparta,
Burdur, Denizli, Kaş Platformu' temsilcileri, yaşam savunucularının ısrarlı
uyarıları dikkate alınmayarak 'siyanür felaketi' yaşatılan Kütahya’ya gitti,
gözlemlerini bir rapor haline getirerek Sesonline.net'e açıkladı. "Bir
köylünün anlattıkları ise; yine aynı şekilde acı verici. Köylünün koyunları o
bölgede otlama sonucu ölmüş. Köylü bunu şirkette dile getirince köylünün
koyunlarını çok yüksek fiyata satın alarak gömmüşler. Şu an ise köylüler daha
önce koyunların, balıkların, kuşların başına gelen ölümlerin kendi başlarına
gelmesinden korkuyorlar. Köyde hakim olan en büyük duygu korku." 'Isparta,
Burdur, Denizli, Kaş Platformu', Elmalı temsilcisi Yakup Yıldırım ve Platform
sözcüsü Hediye Gündüz'ün gözlem raporu şöyle:
"Isparta, Burdur, Denizli, Kaş Platformu olarak, bölge halkına geçmiş olsun demek, siyanür gerçeğini yerinde gözlemlemek ve bölge halkına destek olmak istedik.
Siyanürlü suların bekletildiği atık havuzu patlayarak bölgede çok büyük bir riski beraberinde getiren Eti Gümüş tesisleri 1982’den bu yana çalışıyor. 2004’te özelleştirilmiş. Tesiste yaklaşık 800-1000 kişi çalışıyor.
Bölgeye yaptığımız ziyarette karşılaştığımız ilk şey; bölge halkının yaşadığı <>büyük korku oldu.
Bölge halkı yıllardır yan
yana yaşadığı atık havuzunun tehlikesini ilk defa bu kadar yakından hissetmiş.
Ancak bölge siyanürün
tehlikesini daha önce birçok kereler yaşamış, ancak ne yetkililere, ne de
şirkete derdini hiçbir zaman anlatamamış.Şu anda bölge halkı,
korkunun yanında büyük bir paniğin de içinde…Bölgede sorundan etkilenecek
olan ve de en önemli gelir kaynağı olan yakın köylerin tarım alanları çok
fazla. Yaklaşık 70 bin dönümlük arazinin olduğu köylerden Köprüören köyü 10 bin
dönüm tarım alanına sahip. Diğer köyler; Gümüş, Dulkadir, Aliköy, Örenköy,
Dedik, Yakaca, Şahin, Ağaçköy, Kızılcakaya, Yoncalı ve Çiftlik Köyü.
EN BÜYÜK RİSK KÖPRÜÖREN
KÖYÜ'NDE
Bölgede ilk olarak bir taşkın/patlama durumunda en çok etkilenecek köy olan Köprüören köyüne gittik.
Tesis kurulduğu günden bu yana çok ciddi çevre sorunlarını da arttırarak bu günlere kadar gelmiş.
Tesisin verdiği en büyük zararların başında taban suyuna verdiği zarar geliyor.
Tesis taban suyundan saniyede 300 litre su çekiyor. Çektiği suyu ise gümüş elde etmek için siyanürle ayrıştırdığı malzemeleri yıkadıktan sonra atık havuzlarında bekletiyor.
Yeraltı suları çekildiği için taban boşaldığı için çökmeler başlamış. Köylülerin arazilerinde çökmeler ortaya çıkmış ve köylü ne yapacağını dahi bilmiyor. Başlangıçta 4-5 metreden su alınırken şu an taban suyu 80 metrelere inmiş.
Geçmişte yaşanan bir önemli diğer çevre sorunu ise balık ölümleri olmuş. Yağmurlar fazla yağdığı zaman tesis bölgesinden gelen sular Felen Çayı'na karıştığı için yağmurlu günlerde ciddi balık ölümleri yaşanmış.
Bölgede en sık gözlemledikleri bir diğer iç burkucu çevre sorunu ise kuş ölümleri olmuş. Bölgede beslenen kuşların daha yiyecekleri yer yemez gözlerinin önünde öldüklerine tanık oluyorlarmış.
Bir köylünün anlattıkları ise; yine aynı şekilde acı verici. Köylünün koyunları o bölgede otlama sonucu ölmüş. Köylü bunu şirkette dile getirince köylünün koyunlarını çok yüksek fiyata satın alarak gömmüşler.
Şu an ise köylüler daha önce
koyunların, balıkların, kuşların başına gelen ölümlerin kendi başlarına
gelmesinden korkuyorlar. Köyde hakim olan en büyük duygu korku.
BAKAN BÖLGEYE GELMEDEN
AÇIKLAMA YAPTI
Bölgede bulunduğumuz gün Çevre ve Orman Bakanı bölgeye gelecek diye haber geldi ancak Bakanı atık havuzunun olduğu bölgeye dahi gelmeden ve bölgeyi görmeden Kütahya merkezde basına açıklamasında bulundu.
Yaptığı açıklamada ise tehlike yoktur dedi. Açıklamasını köy halkıyla birlikte köy kahvesinde birlikte izledik. Bakanın yaptığı açıklamaya köylüler ciddi tepki gösterdi.
Aynı gün akşama yakın Kütahya Valisi köye geldi. Ancak köylüler, alınacak önlemlere inanmadılar ve panikleri geçmedi.
Köyün 80 yaşındaki güreşçisi
köye gelen Kütahya Valisi'ne toplantıda 'Yaşamak istiyorum!' diye çığlık atarak
arzusunu dile getirdi.
Akşam köylülerle birlikte yaptığımız toplantı sonucunda köylüler çözüm arayışını sürdüreceklerini dile getirdiler.
Ancak her türlü ikna(!) yöntemini köylülere karşı kullanan yetkililer, işçiler ile köylüleri karşı karşıya getirdiler.
Tesislerde akrabaları
çalışan köylüler, akraba baskısı, aile baskısı ve devlet baskısı üçgeniyle
korkuları arasına sıkışmış durumdalar.
Bizler, yapılan bu tesislerin Kütahya'yı ve dolayısı ile Türkiye'yi gözümüzün önünde öldürmesine seyirci kalmak istemiyor ve tesisin hemen kapatılmasını, atık havuzunun teknik kontrol altına alınmasını ve bölgenin zehirden kurtarılmasını talep ediyoruzHABER MERKEZİ
Yorumlar
Kalan Karakter: