DSP Genel Başkanı Masum Türker, Doğan Haber Ajansı’nın sorularını yanıtladı:
“Gözaltılar, sindirme ve gözdağı operasyonudur”
**DSP Genel Başkanı Masum Türker, gazetecilerin gözaltına alınmaları konusunda “Sesi çıkan, özgürlüklerden yana insanların sindirilmesi ve susturulması amaçlanıyor. Bu gözaltıları, seçim sürecine girdiğimiz dönemde sindirme ve gözaltına alınmayan gazeteci ve gazete sahiplerine de gözdağı verme operasyonu olarak yorumluyorum” diye konuştu.
DSP Genel Başkanı Masum Türker, gazetecilerin seçim sürecine girerken gözaltına alınmasını, ‘sesi çıkanları sindirme ve gözdağı verme operasyonu’ olduğunu söyledi.
Türker, Kayseri’deki temasları sırasında, Doğan Haber Ajansı’nın yönelttiği soruları yanıtladı. Gazetecilerin gözaltına alınmalarıyla ilgili bir soru üzerine Türker, şunları söyledi:
“Gazeteci arkadaşlarımızın gözaltına alınmasını, seçim sürecine girdiğimiz dönemde, sindirme ve gözaltına alınmayan gazeteci ve gazete sahiplerine de gözdağı verme operasyonu olarak yorumluyorum. Bu da Türkiye’de dizayn edilmek istenen iki partili sistemin yanlışlığını gösteriyor. Zira, özel yetkili savcı ve mahkemeyle ilgili düzenleme Parlamento’da iki partili dönemde geçmiştir. Ana muhalefet olan, tek muhalefet olan parti bile konuyu gündeme getirmemiş yapılan düzenlemeyi kamuoyuna duyurmamış, bu mahkeme ve savcılık faaliyette bulundukça nasıl bir hukuk sistemi oluşturulduğu ortaya çıkmıştır, yaşananları hep birlikte görüyoruz. Gazeteci arkadaşlarımızın gözaltına alınması, önümüzdeki seçimde parti sayısının ikiye indirgenmesinin ne kadar tehlikeli olduğunu hatırlatması bakımından da önemli bir uyarıdır. Parlamento’da en az dört siyasi parti grubunun bulunması gerektiği konusunda halkımızın duyarlı olması gerektiğini bir kez daha buradan hatırlatmak istiyorum.”
''Özgürlüklerin kısıtlanmasına ilişkin en tipik örnek gazeteci arkadaşlarımızın gözaltına alınmasıdır” diyen Türker, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gözaltına alınanların önemli bölümü araştırmacı gazetecidir, Kitap yazmıştır, Nedim Şener gibi dünya çapında ödül almış arkadaşlarımız var. Geçmişte AKP’nin 2007 yılında oy patlaması yapmasını sağlayan, bugün ‘Ergenekon’ olarak adlandırılan soruşturmayla ilgili haberi yapan Ahmet Şık, o zaman iyiydi şimdi kötü oldu. Bu da gösteriyor ki, sesi çıkan, özgürlüklerden yana olan insanların sindirilmesi ve susturulması amaçlanıyor.”
Sırada işadamları var
DSP lideri, Türkiye’de yaşananlara herkesin büyük bir dikkatle ve duyarlılıkla yaklaşması gerektiğini kaydetti ve “sırada işadamları var” uyarısında bulundu.
Türker, “Bugün gazeteciler, siyasiler gözaltına alındı. Eğer İnsanlar biraz daha duyarlı olmazsa, bu kez bazı işadamları sermayenin el değiştirmesi için bazı ihalelere girecek, rakiplerin gözaltına alınması bile söz konusu olacaktır. Bugüne kadar izlenen davalara bakınca, 4 yıllık davaların iddianamelerinin yeni yeni hazırlanıyor olduğunu görüyoruz. Bu da gösteriyor ki, hukuk sistemi yavaş işliyor, hem adalet dağıtılamıyor, hem de bu davalar bir türlü bitmeyince her geçen gün başka insanların sindirilmesine aracı oluyor. Ben bu gazeteci arkadaşlara sabır diliyorum. Çok dirençli olmalarını diliyorum. Özgürlüğün bu şekilde sınırlandırılması Kaddafi’nin silahla yaptırdığının Türkiye’de hukukla yapılmasının bir örneğidir” diye konuştu.
Ülkemiz için demokratik birliktelik istiyoruz
Türker, seçim öncesinde DSP’nin başlattığı ‘demokratik birliktelik’ çalışmaları konusunda yöneltilen bir soru üzerine de, DSP’nin, ülkenin geleceği için kaygı duyduğunu ve bu nedenle bazı siyasi partilerle ‘demokratik birliktelik’ için görüşmeler yaptığını anlattı. DSP lideri, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sağda ve solda hiçbir ayrım yapmaksızın Parlamento dışındaki partilerin güç birliği içinde olmalarını düşünüyoruz. Bu nedenle kendilerine çağrıda bulunuyoruz: Gelin seçime gidelim ve Türkiye’yi iki partili sisteme mahkum etmek isteyenlere karşı Parlamento’da çok sesliliği sağlayacak yapının oluşmasına olanak tanıyalım. Özellikle bu dönem yaşadığımız kısıtlayıcı yasal oluşumlar ve yeni Meclis’in yeni anayasa yapacağını dikkate alarak temsilde adaleti sağlayacak bir yapılanmanın yolunu açalım. Madem ki Parlamento’da barajı düşürmeye imkan vermediler, o halde halkımız barajı yıksın ve demokratik birliktelik sağlayacak olan partilere destek versin, Parlamento’da temsil edilen parti sayısı artsın.”HABER MERKEZİ
Yorumlar
Kalan Karakter: