GEDİZ OVASI VE ÇEVRE GÜNÜ
Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günüdür.
8 Milyara yaklaşan nüfusa ulaşan dünyamız her geçen gün olumsuz etkilerini arttıran ekosistem problemlerine maruz kalmaktadır.
Başta insanlar olmak üzere tüm canlılara yönelen bu problemlerin belki de tek nedeni bizatihi insanların kendisi olmaktadır.
Ekosistem problemlerinin içinde hayatın devamı için zorunlu olan hava, toprak ve su en önemlileridir.
Dünyamız, çepeçevre içinde solumadan yaşayamayacağımız oksijeni barındıran hava kütlesiyle çevrilidir.
İnsan vücudunun yaşa ve cinsiyete göre farklılık gösteren miktarlarda olmak üzere %50-75’ini su oluşturmaktadır.
Su ayrıca yer kürenin %70’ini kaplamaktadır.
Toprak ise canlıların büyük bir bölümünün hayat bulduğu ve hayatını sürdürebilmenin gerçek zeminidir.
Tarih içinde insanoğlu daha mükemmel hayat şartlarına kavuşmak ve refah içinde yaşamak için ortaya koyduğu çabalarla bizzat bu dengeleri bozacak etkiler yaratmıştır.
Toprak, hava ve suda kendisi kirliliklere neden olmuş kalıcı zararlar yaratmıştır.
Bu konuyu yaşadığımız kentten örneklerle ele alacak olursak Dünyanın en önemli 7 ovasından biri olan Gediz Ovası her bakımdan çok büyük zarar ve tahribata uğramış durumdadır.
Alaşehir’den başlayarak birçok noktadan yaşadığımız çevre saldırılar altındadır.
Alaşehir’in dünyanın en verimli ve kaliteli çekirdeksiz üzümünü yetiştiren tabiatı, doymak bilmez sermayenin Jeotermalden elektrik üretme hevesine kurban edilmektedir.
Salihli, Turgutlu ve diğerleri ise jeotermal yatırımları için taliplilerini beklemektedir.
Türkiye’nin enerji probleminin, gördüğü büyük tahribat sonrası bir daha eski haline dönemeyecek bir ova yaratma pahasına ilimizdeki jeotermal kaynaklardan çözülebileceğini öngörmek bir cehalet değilse millete ve insanlığa ihanetten başka bir şey değildir.
Yine sırf maden çıkarmak için dolaylı ve/veya doğrudan Gediz Ovasına kalıcı zararlar verecek olan faaliyetlerde ısrar edilmiş olmasının da başka türlü değerlendirilmesi söz konusu olamayacaktır.
1 Milyon 500 Bin’e ulaşan Manisa nüfusunun oluşturduğu atık su ve lağımların bir bölümünün Turgutlu Atık Su Arıtma Tesisleri gibi örnekler dışında Gediz Nehri ve Açık Sulama tesislerine deşarj edildiği bilinmektedir.
50 Milyon liraya mal olan 165 Bin kişilik bir şehrin lağımlarını arıtma kapasitesine sahip olan Turgutlu Arıtma Tesislerine halen ulaştırılamayan yaklaşık 50 Bin kişinin atık sularının varlığı söz konusudur.
Turgutlu’nun Urganlı, Derbent, Avşar kırsal mahalleleri ve merkez Ergenekon mahallelerinin lağımları doğrudan sulama kanallarına bağlı durumdadır.
Devreye alınmasından bu yana 3 yıl geçmiş ve kapasitesi müsait olmasına rağmen halen yaklaşık 50 Bin kişinin lağımlarının Turgutlu Atıksu Arıtma yerine sulama kanallarına ve Gediz Nehrine verilmiş olmasını görmezden gelmek mümkün değildir.
Manisa ölçeğinde var olan çevre sorunlarını burada sıralayacak olursak çok uzun bir listenin çıkacağı kesindir.
Artık her Dünya Çevre gününde çevreninin önemini ifade etmek üzere propagandaya yönelik sözler söylemenin ve fotoğraflar paylaşmanın zamanı geçmiştir.
Sorunlara ve çözümlerine odaklanmak durumundayız.
Aksi takdirde bir Kızılderili atasözündeki ifadesiyle “torunlarımızdan emanet aldığımız tabiatı” onlara tam ve sağlıklı şekilde miras bırakmamız mümkün olmayacaktır.
MHP 23.Dönem Milletvekili Ahmet Orhan
Yorumlar
Kalan Karakter: