Eğitim-Sen Turgutlu Turgutlu Temsilciliği, perşembe akşamı düzenledikleri basın açıklamasında işten atılan iki arkadaşları basın açıklamasında bulundu.
29 Ekim gecesi çıkarılan KHK’lerle, başta; Turgutlu Eğitim-Sen üyesi iki arkadaşları Ahmet Kızıldağ ve Hatice Kızıldağ olmak üzere binlerce üyeleri, akademisyen ve kamu emekçisi ihraç edilerek işinden atıldıklarını belirten Eğitim-Sen Turgutlu Turgutlu Temsilcisi Nacettin Durak: "Her türlü demokratik yolu kullanacağımızdan ve bir gün haksız yere işinden edilen herkesin işine döneceğinden kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.
Durak basın açıklamasında şunları belirtti: "Olağan üstü dönüşümlere yol açan olağan üstü kararlar ,olağan üstü dönemlerde alınır. 1980 öncesi dönemin son hükümeti sonradan başbakan ve cumhurbaşkanı olan müsteşarına hazırlattığı 24 Ocak Kararları toplumsal tepkiden çekinildiği için uygulanamadı. Çünkü olağan üstü kararları içeriyordu. Bu kararların uygulanması için olağan üstü bir döneme gereksinim vardı. Ve 12 Eylül darbesi yapıldı. Ardından özeleştirmeleri önünü açan, emekçilerin kazanılmış haklarını budayan, özgürlükleri kısıtlayan ünlü 24 Ocak Kararları uygulamaya konuldu.
Doğaldır ki, uygulama sürecinde hükümetler ciddi direnişlerle karşılaştılar .Zigzaglar çizilerek 90'lı yıla gelindi.Toplumda yıl sıfır darbe hazır psikolojisi oluşmuştu.Ogünlerde bir siyaset bilimi profesörü darbe olmaz çünkü Amerika ve yerli sermaye darbe istemiyor diyordu.Hükümetler güçleri yettiğince Amerika'nın ve yerli sermayenin isteklerini yerine getiriyordu.
Dış ve iç sermayenin desteğini alan bugünkü iktidar köklü dönüşümler yapmaya başladı.Köklü dönüşümlerde viraja gelindi.Allah'ın lütfu darbe girişimi imdada yetişti.Darbecilere yapılması gereken temizlik, iktidarın,iç ve dış sermayenin önünde engel olan demokrasi güçlerine de yapılmaya başlandı.
Olağan üstü hal, darbe girişiminde bulunanları temizlemek için getirildi fakat çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle, emekçilerin Kıdem Tazminatlarını tırpanlanma çalışmalarına başlandı. Üniversitelere rektör seçimleri kaldırıldı, Cumhurbaşkanı'nın seçimine bırakıldı. Bireysel emeklilik zorunlu hale getirildi.Memuriyet alımlarında mülakat tek seçenek haline getirildi.Çalışma yasaları çalışanlar aleyhine yerli ve yabancı sermeyenin isteğine göre düzenlendi.
İşte tüm bunlar olurken, darbelerle mücadele ediyoruz diyerek, kanun hükmündeki kararnamelerle yaşamları boyunca darbelere karşı çıkmış demokrasi ve özgürlükten yana emek güçleri önce açığa,sonra ihraç edilmeye başlandı.Oysa üyesi olmaktan onur duyduğumuz Eğitim-Sen ve bağlı bulunduğu Kesk daha ilk gece darbeye karşı çıktı.
Sendikamız Eğitim-Sen hükümet nezdinde açığa alınan öğretmenlerin geri dönüşü için görüşmelerde bulunurken üç bine yakın emekçi işinden ihraç edildi. Evet, 29 Ekim gecesi çıkarılan KHK’lerle, başta; Turgutlu Eğitim-Sen üyesi iki arkadaşımız Ahmet Kızıldağ ve Hatice Kızıldağ olmak üzere binlerce üyemiz, akademisyen ve kamu emekçisi ihraç edilerek işinden atılmıştır.
Arkadaşlarımız kulluktan özgür ve eşit yurttaşlığa geçişin göstergesi Cumhuriyet Bayramı'nda kendilerine verilen görevi Turgutlu halkının önünde layıkıyla yerine getirerek, huzur içinde evlerine gidip televizyonu açtıklarında ,ihraç kararlarıyla ilgili alt yazıyı görürler ve ayrıntılara baktıklarında kendilerinin de ihraç edildiklerini okurlar.
İşimiz, ekmeğimiz, geleceğimiz, diplomalarımız, kazanılmış haklarımız, sendikal haklarımız hukuk tanımaz bir keyfiliğin tasallutu altındadır. Gerekçe olmayan gerekçelerle, sendikal eylem ve etkinliklerimiz “suç”muş gibi gösterilerek, idari kararlarla cezalandırılmıştır. Gerçek suçlular ve suç işleyenler karanlığı sever, işledikleri suçları karanlığın örttüğüne inanırlar.
Bunun için gece KHK’leri kamu emekçilerinin “keskin kılıcı” olarak baş almaya devam ediyor. Bunun için ne kaldıysa gazete, internet yayını, basın kapatılarak susturuluyor. Bunun için rektörlük seçimleri kaldırılıyor. Bunun için savunma hakkı sınırlandırılıyor, avukatlık mesleği denetim altına alınıyor.
KARANLIKTA VE “KARANLIK” OLARAK İŞLEDİĞİNİZ SUÇLAR GÖRÜNMEZ DEĞİLDİR!
Kamu emekçilerinin iş hakları, çalışma hakları, müktesep hakları, emeklilik hakları, sendikal hakları, sahip oldukları güvenceleri bir çırpıda, büyük bir keyfilikle yok sayılıyor.
Bunlar KHK yapıcılarının insafına ve takdirine bağlı konular değildir. Bunlar “hak”tır. Kazanılmış hak ve hak kavramıyla keyfi biçimde oynayamazsınız. Darbe girişiminin ihalesini kamu emekçilerinin sırtına yükleyemezsiniz. İşimizle, ekmeğimizle oynayamazsınız. OHAL rejimi demokrasinin, sendikal hakların, kuvvetler ayrılığının köküne kibrit suyu dökmektir. Tam bir keyfi rejim inşasıdır. 2023 Cihan Devleti proje ve hayalinizin parçası değiliz. Olmayacağız! Derhal ILO şartlarına, uluslararası sözleşmelerle teminat altına alınan Sendikal hak ve hukuk normlarına dönün. Sendikal eylem etkinliklerden dolayı ihraç ettiğiniz üyelerimizi işlerine iade edin.
OK YAYDAN ÇIKMIŞTIR!
Buradan herkesi, parlamentoyu, siyasi partileri, sendikal konfederasyonları uyarıyoruz. Daha fazla izleyip, bekleyemeyiz.
KHK keskin kılıcının ne zaman bizim başımızı keseceğini beklemek için sıraya giremeyiz. Haklarımız için, işimiz, ekmeğimiz için,
Her türlü demokratik yolu kullanacağımızdan ve bir gün haksız yere işinden edilen herkesin işine döneceğinden kimsenin şüphesi olmasın." Doğan ÇİZMECİ
Yorumlar
Kalan Karakter: