Cumhuriyet'in 90. yıldönümünde kanayan yara:"Cumhuriyet Mektebi"Salih Özbaran, emekli tarih profesörü 24 Ocak 2013 tarihinde Turgutlu'nun Sesi Yankı'da "Kim Kurtaracak Cumhuriyet Mektebi'ni" başlığı altında bir yazım yayınlanmıştı. O yazıdan şu birkaç cümleyi yinelemek istiyorum: "1926-1927 eğitim yılında "Cumhuriyet Mektebi" olarak aydınlık saçmaya başlayan sembol binaya yeniden ve yeniden baktım. Daha önceki aylarda/yıllarda "Kasaba"ma yaptığım ziyaretlerde karşılaştığım manzarada içimi saran karanlıktan farklı bir şey yoktu ortada... Şimdi de Cumhuriyet'in simgesi olan bir eğitim yuvasının o perişan hâli beni korkuya sevkediyor. Bu kez yandaki açık kapıdan içeriye ürpererek baktığımda gördüklerimle böyle güzel bir mimari eserin içten yok edilişine tanık oldum: tavandan inen yağmur suyu binayı iskeletinden çürütüyor adeta. İçimi çekerek "yok mudur kurtaracak bu simge binayı" diye bağırmak istedim; yetkililerin, Turgutlulu aydınların, hemşehrilerimin 90. yılına ulaştığımız Cumhuriyet rejiminin "Cumhuriyet Mektebi"ni eski işlevine kavuşmasına çaba gösterirler umuduyla". Bir süre sonra, Turgutlu Kaymakamlığının 4 Şubat 2013 tarihli şu duyurusunun verdiği muştu, yani valiliğin ayırdığı bütçe (çok sınırlı olsa da) yüreğimi ferahlatmıştı; restorasyon işlerine hemen başlanacaktı; arkadan destekler gelecekti: "Eski Öğretmen okulu olarak bilinen ve halen Cumhuriyet İlköğretim Okulu dersliklerinin bulunduğu tescilli binanın restorasyon projelerinin hazırlanması amacıyla Manisa Valiliğinden 25.000 TL destek sağlandı". Ancak aradan geçen aylar, okulun çürümeye terk edilişini durduramadı. Okul eriyip gidiyor 120 bini aşan Turgutlulunun gözleri önünde; Valiliğin bilinci içinde; Ortapark'a oturan binlerin şuursuzca seyrettiği binanın farkedilemeyen ışıklandırmalarını unutarak. Eminim oradan mezun olanların içlerinin burkulduğu haldir bu aynı zamanda. 9 Ekim (2013) günü Turgutlu'yu yeniden ziyaret ettim. Yaz sıcaklarının aman vermediği günler geride kalmıştı ve ben birkaç ayın özlemiyle, terk edilmiş "Cumhuriyet Mektebi"ne bir kez daha yaklaştım. Cumhuriyet'in çınarına özlemle göz atarken içim bir kez daha yandı; vefasızlığın örneğini seyrederken yüreğim parçalandı. Camlar kırık, sıvalar dökük, demirler paslı; ön bahçesinde, öğretmenleri yeni kuşak yetiştirmeye çağıran Atatürk'ün sözlerinin yarısı silinmiş yazının önünde durdum; öğretmenlerin yanıbaşında çaresizce dinlendiklerini gördüm. O simge bina, eğitimin Kasaba'daki ilk Cumhuriyet Okulu, bana yabancıydı sanki! 1947-52 yıllarında İsmet Paşa (değiştirilen adıyla Namık Kemal) ilkokulundan top oynamak için geldiğim bu kardeş okula yaşam hakkı verilmiyor sanki. Ürpererek içine girip tavanına bir kez daha baktığımda ve odalarına göz attığımda ise içim bir başka parçalandı. Cumhuriyet ilkelerinin ilk öğrencilerini 1926 yılında yetiştirmeye başlayan ve ekteki fotoğrafın da o günlere tanıklık ettiği bu güzel yüzlü okul günümüzde kararmaya terkedilmiş; yıkılmaya bırakılmış sanki! Her odası bir mezbele (çöplük) yatağı. Yetkililer, biraz olsun, Cumhuriyet rejimini ve Atatürk devrimlerini -tarih bilinci ve vefa duygusuyla- içselleştiriyorlarsa eğer, bu kutsal yuvanın onarımına ve eski güzelliğine kavuşturmasına yardımcı olmalılar. Unutulmamalıdır ki, Cumhuriyet, bu Kasaba'yı küllerinden arındırmış, çağdaş bir kent örneği yaratmıştır. Başta "Cumhuriyet Mektebi" olmak üzere, diğer tüm okullarla birlikte. 26 Ekim günü, Turgutlu'da Öğretmen Evi'nde katıldığım ve yönettiğim "Cumhuriyeti Anlamak" paneli başlamadan birkaç saat önce gördüğüm, tanık olduğum "Cumhuriyet Mektebi"nin içler acısı görüntüsü farklı değildi. Panelde hemşehrilerime yüksek sesle "kurtarın bu Cumhuriyet Okulunu" yakarışında bulundum. Bu seslenişim sürecek bu kutsal yuva kendine gelinceye kadar, ya da gözlerim açık gidecek.
SERBEST KÜRSÜ
28 Ekim 2013 - 11:21
Güncelleme: 05 Kasım 2013 - 16:31
Cumhuriyet Mektebi
Salih Özbaran'ın yazısı - Cumhuriyet'in 90. yıldönümünde kanayan yara: "Cumhuriyet Mektebi"
SERBEST KÜRSÜ
28 Ekim 2013 - 11:21
Güncelleme: 05 Kasım 2013 - 16:31