CHP’li Çilel: "Tarihi sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz"
“Jeotermal santrallere izin verilmemelidir”
Gediz Havzasının jeotermal potansiyel açısından ülkemizin en zengin bölgesi olduğunu söyleyen CHP Turgutlu İLçe Başkanı Yakup Çilel: “Hem tarım alanlarımız hem de Gediz Havzasında yaşayan bizlerin yaşamları büyük tehlike altındadır. Jeotermal santrallere izin verilmemelidir ve verilmemesi için toplum olarak direnmeliyiz. “
CUMHURİYET Halk Partisi (CHP) Turgutlu İlçe Başkanı Yakup Çilel, Çevre Bakanlığı tarafından Gediz Havzasında Enerjeo Gediz Elektrik Üretim A.Ş’e ait 2016/7 ruhsat no’lu jeotermal ruhsat 30 yıl süreyle ve Enerjikan Enerji Üretim TİC. Ve SAN A.Ş ye 2016/3 ve 2016/5 no’lu ruhsatlar 30 yıllık süreyle ruhsat verilme eğilimini eleştirdi.
Gediz Havzasında, yer altı sularından temin edilen içme sularında arsenik seviyesinin yüksek olmasının, cilt kanseri, sinir sistemi rahatsızlıkları, dolaşım sisteminde kansızlık kap yetmezliği, kan kanseri, lenf sistemi kanseri, akciğer kanseri, böbrek yetmezliği ve mental hastalıklar gibi önemi hastalıklara yol açtığını söyleyen CHP İlçe Başkanı Yakup Çilel, “Tarımsal sulamada kullanılan sularda arsenik seviyesinin yüksek olması bitkisel ürün kalitesini düşürmekte ve dolaylı olarak üretilen bu ürünlerin tüketilmesi biyobirikim yoluyla yukarıda bahsettiğimiz hastalıklara neden olmaktadır.” dedi.
“JEOTERMAL SANTRAL GERÇEĞİ”
“Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün 14.08.2017 tarihli Manisa Valiliğine göndermiş olduğu yazı Gediz Havzasındaki yer altı sularındaki arsenik miktarının çok yüksek olduğunu konu almaktadır.” diyen Başkan Yakup Çilel: “Yazının içeriğinde Jeotermal faaliyetlerin yoğun olarak gerçekleştirildiği alanlarda arsenik başta olmak üzere metaller ve yarı metaller için yüksek konsantrasyonların rastlanmış olması. Bir çok izleme noktalarında eşik değerleri içme ve kullanma sularında aşıldığının altı çizilmektedir.
Yine aynı yazıda ‘’İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik ’’gereği içme sularında arsenik parametresi izin verilen sınır değerinin 10 ppb olarak kabul edilmektedir. Oysaki 2015-2017 yılları arasında gerçekleştiren ‘’Yeraltı Sularının Miktar ve Kalite Özelliklerinin Ortaya konması ve Değerlendirilmesi konusundaki uygulamalar. Gediz Havzası Örnek Çalışması ile Havzanın yer altı suyu kütlelerinde arsenik düzeyinin 53 ppb olarak belirlenmiştir. Ancak çalışmalar kapsamında 3 dönem izleme neticesinde Jeotermal faaliyetlerin olduğu bölgelerde bu değerin 3000 ppb ‘nin üzerine çıktığına rastlanmıştır. Aynı yazıda bu kirliliğin jeotermal faaliyetlerinden kaynaklandığının atı çizilmektedir. Aynı yazının ekinde içme sularımızın büyük bir kısmının yer altı sularından sağlandığı belirtilmektedir ki Turgutlu İlçesinde içme suyunun neredeyse tamamı yer altı sularından sağlanmaktadır. Bu veriler ışığında yazının sonunda Gediz Havzasında Jeotermal faaliyetlere yeni izin verilmemesi belirtilmiştir.” dedi.
‘VERİLEN CEVAP KONUNUN CİDDİYETİNİN FARKINDA OLUNMADIĞINI GÖSTERİYOR’
Gediz Havzasının Jeotermal potansiyel açısından ülkemizin en zengin bölgesi olduğunun altını çizen Çilel: “Bu sebepten dolayı da Jeotermal arama ve enerji üretimi amaçlı birçok firmanın ilgi odağı konumundadır. Ne yazık ki 04.12.2018 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi Turgutlu İlçe Başkanlığı Çevre Komisyonu üyemiz Vedat Özçömlekçi’nin Manisa Valiliğine vermiş olduğu Turgutlu’daki Jeotermal faaliyetlerle ilgili bilgilendirme dilekçesine verilen cevap konunun ciddiyetinin farkında olunmadığını bize göstermektedir. Manisa Valiliği’nin verdiği cevapta iki adet sığ araştırma kuyusunun bulunduğu ve ayrıca iki firmanın da ruhsat onay sürecinde olduğu belirtilmiştir. Ayrıca Valilik yazısında Turgutlu civarında Enerjeo Gediz Elektirik Üretim A.Ş’e ait 2016/7 ruhsat no’lu jeotermal ruhsat 30 yıl süreyle ve Enerjikan Enerji Üretim TİC. Ve SAN A.Ş ye 2016/3 ve 2016/5 no’lu ruhsatlar 30 yıllık süreyle verildiği belirtilmektedir. Bu çalışmalar için yönetmelik gereği ÇED raporu gerekmesine rağmen ‘’ÇED gerekli değildir’’ kararı alınarak yapılmaktadır.” diye konuştu.
Çilel açıklamasının devamında: “Gediz Havzası’ndaki arsenik miktarları ve diğer metaller ve yarı metaller düzeyleri bu denli yüksekken bu izinlerin verilmiş olması umarsızlığın göstergesidir. Zira içme, kullanma ve tarımsal kullanımdaki sularımızın kalitesi sağlığımızı ne denli tehdit ettiği açıktır.
“JEOTERMAL SANTRALLERE İZİN VERİLMEMESİ İÇİN DİRENMELİYİZ”
Havzada yer altı sularından temin edilen içme sularında arsenik seviyesinin yüksek olması, cilt kanseri, sinir sistemi rahatsızlıkları, dolaşım sisteminde kansızlık kap yetmezliği, kan kanseri lenf sistemi kanseri, akciğer kanseri, böbrek yetmezliği ve mental hastalıklar gibi önemi hastalıklara yol açmaktadır. Tarımsal sulamada kullanılan sularda arsenik seviyesinin yüksek olması ise bitkisel ürün kalitesini düşürmekte ve dolaylı olarak üretilen bu ürünlerin tüketilmesi biyobirikim yoluyla yukarıda bahsettiğimiz hastalıklara neden olmaktadır. Sonuç olarak hem tarım alanlarımız hem de Gediz Havzasında yaşayan bizlerin yaşamları büyük tehlike altındadır. Jeotermal santrallere izin verilmemelidir ve verilmemesi için toplum olarak direnmeliyiz.” ifadelerini kullandı. Doğan ÇİZMECİ
Yorumlar
Kalan Karakter: