Celalettin ÖLGÜN- TURDAK Başkanı


TURGUTLU Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü’nün dağ ve doğa tutkunu sporcularıyla bu pazar Bozdağlar’a tırmandık. Çal Dağı, üç kez Spil Dağı, Yukarıkızılca üstündeki Mahmut Dağı ve geçen hafta Nif Dağı’nın ardından sıra Bozdağlar’a gelmişti. Artık neredeyse çevremizdeki tüm yükseltileri görmüş olacağız.
Hava ocak ayında olmamıza karşın ilkbahar gibi. Gökyüzü zaman zaman bulutlansa da pırıl pırıl. Havanın güzelliğinden olsa gerek yürüyüşe katılım oldukça yoğun. Aramıza yeni katılanlar da var. Sayı fazlalaşınca ikinci arabayı da çağırıyoruz. Her zaman olduğu gibi hiç vakit kaybetmeden saat 07.05’te Turgutlu’dan hareket ediyoruz.
Şaklaşmalarla neşe içinde Salihliye varıyoruz. Sart Kalesi parkurunda birlikte yürüdüğümüz Salihlili izci lideri arkadaşları bizi bekler halde buluyoruz.. Hepsi de enerjik, doğa dostu insanlar. Bozdağlara birlikte tırmanma fikrini bugün birlikte gerçekleştireceğiz.
Salihli Belediyesi hizmet binası önünden güneye yöneliyoruz. Tren yolu, hastane derken kent dışına çıkıyoruz. Yürüyüşümüz buradan başlayacak. Arabadan inen hemen yürüyüş için hazırlığını yapıyor. Kimi çantasını sırtlarken kimi yürüyüş sopasını hazırlıyor. Yürüyüş iki grup halinde yapılacak. Birinci grup daha kolay olan yoldan giderek Karaağaç köyünün ilerisinde bekleyecek. İkinci grup ise daha sert ve uzun bir parkurdan ulaşacak aynı yere. Ben bu kez ikinci grubu seçiyorum. Ne de olsa biz de bu konuda deneyim kazanmış sayılırız artık. Yürüyüş grubunun daha önceden tespit ettiği güzergâha göre ilk hedefimiz Karaağaç köyü. Patika bir yoldan kimi zaman yokuş çıkarak kimi zaman sert inişlerden inerek ilerliyoruz. Epeyce yükseldik ve Salihli çok aşağılarda kaldı. Şehir sanki ayaklarımızın dibinde. Yaklaşık bir buçuk saatte Karaağaç köyüne vardık. Burası elli altmış hanelik bir Yörük köyü. Çeşme başında toplanıp gideceğimiz yönü belirliyoruz. İki yıl önce beraber yürüdüğümüz ve yokuşu tırmanırken zorlanmasından dolayı kulüp üyesi bir arkadaşımızın adından da esinlenerek “Zekioturtan Yokuşu” adını verdiğimiz yoldan devam etmeye karar veriyoruz.Uzun ve yorucu bu yokuşun sonu geniş bir düzlük. Bu güne değin hep ağaçlık alanlarda yürümüş olan grubu bu kıraç alan şaşırtıyor.
Bir noktada diğer grupla birleşerek Bozdağ yönüne devam ediyoruz. Karşı yamaçlarda yer yer koyun, keçi ağılları görülüyor. Bu civarda küçükbaş hayvancılığın yaygın olduğu belli. Etkinliğe başlayalı iki saat geçti. Birkaç arkadaşımız daha sabah kahvaltısı yapmadığı için mola vermemizi istiyor. Bir çeşme başında kahvaltı arası verip geniş bir yer sofrası kuruyoruz. Çıkınlar açılıp getirilenler ikram ediliyor. Yemeğimizi kısa bir sürede yiyoruz. Terli vücutlarımız daha uzun süre beklemeye uygun değil. Çöplerimizi de yanımıza alarak yeniden yürüyüşe başlıyoruz. Batıya, Allahdiyen köyü yönüne yöneldik. Önümüzdeki büyük kapuzu /büyük dereyi geçmemiz gerek. Domuz, koyun ve keçilerin kullandığı küçük küçük patikalardan zorlukla da olsa derenin tabanına inebildik. Manzara karşısında heyecan duymamak mümkün değil. Zorluklara katlanıp buraya inmemize değdi. Çıkışımız da aynı zorlukla oluyor. Öğle olmak üzere. Küçük bir çam koruluğuna giriyoruz. Buradan kuzeyde, çok aşağılarda Kurşunlu Kaplıcaları belli belirsiz fark ediliyor. Hedefimiz orası. Kısa bir toparlanma molasının ardından patikalardan yürüyerek Bahçecik köyünün dağınık evlerine ulaşıyoruz. Kaplıcalar daha çok uzakta. Kocayatak sırtlarındaki yoldan ilerliyoruz. Saat 13.00’da Kurşunlu Kaplıcaları’na ulaşıyoruz. Bizi burada bekleyen araca binip Turgutlu’ya dönüyoruz. Böylece bir pazar etkinliğini de tamamlamış oluyoruz HABER MERKEZİ
Yorumlar
Kalan Karakter: