EGEUMUT Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Uzm.Dr. Mahmut Acar, Periferik Arter Hastalığı hakkında gazetemize bilgilendirici açıklamalarda bulundu. Uzm. Dr. Mahmut Acar yaptığı açıklamada: “Bacakların damar hastalığı ayaklara veya bacaklara giden atar damarların daralması veya tıkanması anlamını taşır. En yaygın neden damar sertliği olmakla beraber, buerger hastalığı ve atar damarların balonlaşıp tıkanmaları (tromboze anevrizmalar) daha az rastlanan tıkanıklık nedenleridir. Bacakların damar hastalığı gelişimi için başlıca risk faktörleri sigara, hipertansiyon, şeker hastalığı, kanda kolesterol düzeyinin yüksek olması, yaşlılık ve hareketsiz tembel yaşam sayılabilir.Bunların yanında bacakların damar hastalığı daha sık erkeklerde görülmektedir. Damar hastalığına yaş ilerledikçe daha sık rastlanır. Bacaklardaki damar hastalığı olan hastaların yüzde 50-60’ında ciddi kalp damar hastalığı ve şahdamar (karotis) hastalığı eşlik eder. Bu sayılan hastalıklar ilerlediklerinde bacak damar hastalığının önüne geçer ve damar hastalarındaki en önemli ölüm nedenini oluşturur.
Buerger hastalığı
Buerger hastalığı orta/küçük çaplı atar ve toplardamarların sigaraya bağlı olarak gelişen tıkayıcı hastalığıdır. Damarlar bir çeşit iltihabı pıhtı ile tıkanır ve özellikle parmaklara giden kan akımını azalır ve sonuçta parmaklarda şiddetli ağrı, bir türlü iyileşmeyen yaralar ve kangren ortaya çıkar. Buerger hastalığının nedeni tam olarak bilinmemektedir. Buerger hastalığının en önemli sonucu sürekli ağrı ve kangrenler nedeni ile organların kaybı yada kesilmesidir. Ayaklardaki yaralar hastaların yüzde 70’e yakınında olur. Hastaların dörtte birinden fazlasında bacak ya da ayak kesilmesi gerekmektedir.
Belirtiler:
Hastaların çok büyük bir bölümü sigara kullanan erkeklerdir. Hastalık genellikle 20 ile 40 yaşlarında başlar. Buerger hastalığında ayak ve elde özellikle istirahatta şiddetli ağrı ve yaralar vardır. Hastaların büyük bölümünde yıllardır devam eden ayak ve ellerde üşüme, uyuşma ve soğukluktan yakınırken zamanla istirahatta ayak parmaklarında ağrılar ortaya çıkar. Çoğu kez parmaklar kızarmış olduğu halde soğuk ve ağrılıdır. Ağrı başlangıçta yürüme ile gelirken bir süre sonra kalıcı hale gelir. Klasik ağrı kesiciler fayda vermez. Çoğu kez parmaklarda basit nedenlerle başlayan ve bir türlü iyi olmayan çok ağrılı yara, iltihap veya kangren ortaya çıkar.
Tanı:
• Buerger hastalığının tanısı için belli başlı anahtar faktörler özellikle 20–40 yaşlarındaki erkeklerde şikayetlerin ortaya çıkmış olması ve sigara yada tütün kullanımıdır. Çeşitli yöntemlerle hastalarda özellikle el ve ayak damarlarında tıkanık belirlenir.. Ayak ve kol damarları arasındaki basınçların oranının düşük olması, renkli doppler ultrasonografi, mr anjiografi veya bt anjiografi ile damarlarda tıkanıklık belirlenir. Anjiyografide birçok alanda çok sayıda tıkanıklık vardır.Çoğu kez gövdeye yakın damarlar normal iken bacakta uçlara yakın damarlar tıkalıdır ve kan tıkalı damarların çevresindeki küçük yandaş damarlar (kollateraller) aracılığı ile yetersiz olarak uçlara iletilir. Buerger hastalığı belirtileri ile gelen bir hastada damar tıkanıklığının kalpten kaynaklanmış bir pıhtıdan, damarlarda yaralanma olmadığı ve bağışıklık sisteminin hastalıklarından olayın kaynaklanmadığından emin olunmalıdır.
Tedavi:
Tedavinin en önemli basamağı sigaranın kesilmesidir. Bu kesinlikle bir zorunluluktur. Sigarayı bırakan kişilerde amputasyon (doku yada uzvun kesilmesi) riski çok düşüktür. Buna karşın sigara bırakılmadığında yaralar iyileşmez ya da tekrar açılır ve sonuçta çok sayıda uzvun kesilmesi gerekebilir. Tedavide etkinliği kanıtlanmış en önemli tedavi prostaglandin ismi verilen normalde damarlardan da salgılanan bir çeşit hormonun damardan verilmesidir. Tedavi genelde 3–4 hafta sürer ve yaraların iyileşmesi hızlanır. Bunun dışında ağrı kesiciler ya da özel ağrı tedavisi yöntemleri hastalarda rahatlama sağlayabilir. Buerger tanısı olan çok az sayıda hastada damarlar bypass cerrahisi için uygundur. Genel olarak bypass cerrahisi kısa sürede tıkanmakla beraber, açık kaldığında bacağın yada ayağın kurtulmasına yardımcı olan en önemli tedavidir. Bu yöntem uygulanamadığı yada başarısız kaldığı durumlarda ise atar damarlardaki büzüşmeye yol açan sempatik sinirler sempatektomi ameliyatı ile kesilebilir. Çoğu hastada hastalık bu tedavilere cevap vermez ve uzvun kesilmesi gerekir.
Şeker hastalığına (diyabetik) bağlı damar hastalıkları
• Şeker hastalığı kan şekeri olan glikozu dengede tutmaya yarayan insülin hormonunun eksikliği ya da bozukluğu nedeni ile kanda aşırı miktarda fazla glikoz olmasıdır. Kanda glikozun aşırı yüksekliği bir çok organ ve dokuda hasara yol açar. Diyabetik damar hastalığı damarların şeker hastalığına bağlı nedenlerle kalınlaşması, daralması ve tıkanmasıdır. Bu nedenle şeker hastalarında inme 5 kat, kalp damar hastalığı 2-4 kat ve damar hastalığı ise 5 kat daha fazla görülmektedir. Şeker hastalarında damarlarda hastalık özellikle gözde retinada, böbrek damarlarında ve ateroskleroz yani damar sertliği şeklinde başta kalbi besleyen koroner damarlar, kol ve bacaklardaki atar damarlar olmak üzere bütün atar damarlar etkilenir.
Belirtiler
• Bulanık görme, Görüntüde sinek uçuşmaları, Yüzde ve uzuvlarda şişme, El ve ayaklarda dokunma ve ağrı duyusunun kaybı, Ayakta yaralar, Hipertansiyon, Bacaklarda yürüme ağrısı, Göğüs ağrısı
Tedavi:
• Eğer ayaklarda yara var ve damar hastalığı da var ise damar ameliyatları gerekebilir. Damar hastalığı ya da ayağa giden kan akımı düzeltilmeden yaranın iyileşmesi mümkün değildir. Bu nedenle damar hastalığı olan diyabetik hastaların öncelikle damar hastalığını tedavisi gereklidir. Girişim kararı hastanın genel sağlık durumuna göre verilmelidir. Mümkün olduğunca hasta açısından daha kolay kaldırılabilir girişimler örneğin balon ve stent birinci planda tercih edilir. Eğer bu yöntemle tedavi mümkün değilse, o zaman tıkanıklığın yerine göre bypass cerrahisi uygulanır. Bacakların damar hastalığının sonucunda ayaklara ve bacaklara giden kan akımı tıkanıklıklar ve darlıklar nedeni ile azalır. En yaygın neden damar sertliği olup, en sık uyluktaki femoral atar damar etkilenir. Olay damar sertliğindeki plağın damar içinde daralma ve bir süre sonrada tıkanma şeklinde seyreder. Hastalık erken dönemde bulgu vermez. İlk bulgusu yürümekle ortaya çıkan bacak ağrısıdır (kladikasyo). Yol yürümekle, merdiven çıkmakla, koşmakla uyluk çevresinde, baldırda, kalçada gelişen kramp şeklinde ağrıdır. Sebebi efor esnasında yetersiz kan akımı nedeni ile çizgili kaslara yeterli oksijen sunulamamasıdır. 3-5 dakikalık dinlenme ile geçen ağrı aynı mesafe yürüyüş ile tekrar ortaya çıkar. Şikayet her zaman ağrı şeklinde olmayabilir, hastalar bazen kramp, ağrılık hissi ya da güçsüzlük tanımlayabilirler. Yürümekle olan ağrı damar tıkanıklığının yerine göre değişebilir. Örneğin diz veya uyluk hizasındaki atardamarlar tıkalı olduğunda ağrı baldırda yada ayakta olur. Buna karşın kasıktan yukarıdaki damarlar tıkalı olduğunda ağrı uyluk çevresi ve baldırda hissedilir. Aorta ve iliak atardamarlar tıkalı olduğunda ağrı kalça yanında baldırda da hissedilir. Zamanla kan akımı artık istirahatta iken bile bacaklara yeterli miktarda gitmediğinde ağrı artık istirahatta bile ortaya çıkmaya başlar. Çoğu kez başlangıç geceleri olur. Kişi gece uyurken bacağına ağrı gelmesi sonucunda uyanır, kalkıp dolaşınca ağrısı biraz geçer ve tekrar uyur. Bu bir sure sonra ağrı kalıcı hale gelip, artık gündüzleri de devam etmeye başlar. Hastalar çoğu kez bacaklarını yatak kenarından aşağıya sarkıttıklarında daha rahat ederler. Bu durumda yürüme ağrısı çok daha kısa mesafelerde gelir. Daha ileri aşamalarda ise ayaklarda ve özellikle ayak parmaklarında ağrılı yaralar ve gangren gelişebilir.
BACAKLARIN ATAR DAMAR HASTALIĞI (PERİFERİK ARTER HASTALIĞI) TEŞHİSİ
• Hastanın şikâyetlerini dinleyerek ve başta bacaklardaki damarların nabızlarını muayenesi olmak üzere çeşitli muayene yöntemleri ile bacaklardaki atar damar hastalığı tanınabilir. Nabız muayenesinde tıkanıklıktan sonraki bölgede nabız alınamaz. Genellikle diz arkasında ya da ayak bileğinin iç bölümündeki damarların nabzı azalmış yâda alınamaz hale gelmiştir. • Bunun yanında başta kan kolesterol ve lipid düzeyleri olmak üzere, çeşitli laboratuar testleri en önemli damar hastalığı nedeni olan damar sertliğini (ateroskleroz) araştırmada yardımcıdır. Damar hastalıklarında en kolay ve güvenilir yöntem bacak ultrasonu (renkli doppler ultrasonografi) ile darlığın ciddiyeti hakkında bilgi edinilir. Fakat ciddi derecedeki darlıklarda damarları detaylı değerlendirmek için anjiyografi gerekir. Fakat iyi çekilmiş mr anjiografi de yeterli bilgi verir. Bilgisayarlı tomografi alternatif bir yöntemdir. Mr ve bt ile görüntülemede damardan ilaç madde verilmesini müteakiben bacak atardamarları görüntülenir.
BACAKLARIN ATAR DAMAR HASTALIĞI (PERİFERİK ARTER HASTALIĞI) TEDAVİSİ
• Erken evredeki hastalarda öncelikli olarak koruyucu tedavi uygulanır. Hipertansiyon, kan yağı ve şeker hastalığının kontrol altına alınması gerekir. Hastaların önemli bir bölümünde kanda kolesterol düzeyleri yükselmiş bulunur. Bunu normale yaklaştırmak için özellikle beslenmeye dikkat edilmelidir. Ancak diyetteki düzenlemelere ek olarak ilaç tedavisi hemen daima gerekir. Bu amaçla kullanılan ilaçların bazılar kolesterolü düşürücü etkilerinin dışında damar hastalıklarının ilerlemesini ve kötüleşmesini de azaltıcı etkileri olduğu bilinmektedir. Tedavinin en önemli basamağını hayat tarzındaki bazı değişiklikler oluşturur. Bunların en önemlileri sigaranın bırakılması, kilo verme, gıdada ve yeme tarzındaki değişiklikler ve egzersizdir. Bu değişiklikler hastalık belirlenir belirlenmez başlanır ve hayat boyu devam edilir. Bu değişikliklerin olumlu etkileri en az 6 ay sonra hissedilir.
• Sigaranın bırakılması ve sigara içilen ortamlarda bulunulmaması (pasif içicilik) en önemli değişiklikler olup diğer tedavi yöntemlerinin etkili olabilmesi için mutlaka gereklidir. Sigaraya devam ediyorken yapılan diğer tedavilerin pek bir etkisi olmayacaktır.
• Pasif ve hareketsiz hayattan daha aktif ve düzenli egzersiz yalpan bir hayata geçiş damar hastalıklarının tedavisinde önem taşır. Günlük düzenli olarak 1–2 saat yapılacak yürüme egzersiz yandaş damarların gelişimini artırır. Egzersizin etkisi 1–2 ay içinde görülmeye başlar. Bu tedavilere ek olarak pıhtı oluşumunu ve ani gelişecek kalp ve damar sorunlarını engellemek için aspirin ve klopidogrel gibi kan sulandırıcı ilaçlar kullanılır. Hastaların durumuna göre pentoksifilin veya ca kanal blokörü kullanılır. Yürüme ile ağrısı olan hastaların yüzde 75’inde koruyucu tedavi ile şikayetler geriler. Öte yandan yürüme mesafesini artırmak için etkinliği kanıtlanmış en önemli ilaç silostazol dur. Silostazol günde iki kez 3-6 ay uygulandığında ağrısız yürüme mesafesini iki kattan fazla artırabilir.” ifadelerini kullandı. Haber Merkezi
Yorumlar
Kalan Karakter: