Atatürk Turgutlu’da
Turgutlu’dan esintiler - Ali Şentürk
BUGÜN (26 Ocak) Atatürk’ün Turgutlu’ya ziyaretlerinin yıl dönümüdür. Turgutlu’nun, İzmir demiryolu hattı üzerinde bulunması nedeniyle Kasaba halkı, Mustafa Kemal’i daha sık görme şansına sahip olmuştur. Mustafa Kemal, Turgutlu’dan İzmir yönüne her gidiş gelişte, bazen trenden bizzat inerek halkla sohbet etmiş, bazen de halkı yalnızca trenden selamlayarak geçmiştir. Atatürk, ilk defa 7 Eylül 1922'de Kurtuluş Savaşı nedeniyle Turgutlu’ya gelir. Geliş nedenleri Kasabaya ziyaret değildir. Savaş nedeniyle zorunlu bir geçiştir.
İzmir düşman işgalinden kurtulmuştur. Atatürk İzmir’dedir. İzmir’de bir süre kalan Atatürk 29 Eylül 1922 günü Turgutlu’dan geçerler. İstasyonda Turgutlu halkı toplanmıştır. Toplanan Kasaba halkını vagonun penceresinden selamlarlar. Kısa süre sonra “sizin kahvenizi içmek için geleceğim” sözünü verirler.
Atatürk’ün Kasaba’dan Ankara’ya doğru hareket ettiği tarihten bir gün önce yani 28 Eylül 1922 tarihinde Falih Rıfkı Atay ve arkadaşları Kasaba’dadır. Ünlü yazar o günkü Turgutlu izlenimlerini özet olarak şöyle aktarır:
“Bornova’dan sabah vakti çıktık. Manisa ovasına vardığımız zaman güneş batmak üzereydi.. İzmir’den Manisa’ya daha kestirme bir yol var, fakat biz, birçok yanmış köylerle Kasaba’dan (Turgutlu) geçen uzun ve dolaşık yolu tercih ettik. Bütün şose boyunca sık sık araba, otomobil ve malzeme enkazına tesadüf ediyoruz. Yollarda insan, at ve deve leşleri nadir değildir. Birçok hendek kurumuş cesetlerle dolu…
(…)Hafif bir rüzgâr var. Kasaba’nın güzel havası yanık bir kokuyla esiyor. Pencereden bakıyorum. Kadınlar, çocuklar ve ihtiyarlar bir kavak ağacının etrafında çömelmişler.. (…) Küller arasında yegâne sağlam yer olarak seçilen hükümet konağının dar pencereden, Kasaba’nın yersiz yurtsuz halkının evleriyle, çarşı pazarıyla, taş yığınları üstünde yeniden hayatlarını kurmak için kaynaştığını görüyordum. Dar sofaya açılan kapıdan başı sargılı, kolu askılı, koltuk değnekli, peştamala sarılı, beyaz sakallı ihtiyarlar, siyah bıyıklı yiğit delikanlılar, yüzleri örtülü kadınlar görünüyordu. (…) Harabeyi dolaşırken ara sıra perişan kalabalıklara rast geliyoruz. İhtiyar Kasabalılar, eski evlerinin enkazları arasına, taşlar üstüne oturmuş düşünüyorlardı. Karşılarında yıkık bir çeşme eski sesiyle beyhude yere akıyordu. Akşam olmak üzereydi. Geniş ve yarı yanmış bir çınarın tepesinde bir kumru hiçbir şeyden habersiz ötüyordu. Bu çeşmenin ve çınarın dalında öten kumrunun sesi, şişkin, hüsranla dolu havayı ve teneffüse hafifletiyor, tevekkül ilahisi gibi alacağa karanlığa karışıyordu. Gece ve karanlık, yavrularını paçavralar içinde bağrına basan bir ana gibi, Kasaba harabesi bütün halkı kovukları ve külleri arasına çekiyordu”. 1
22 Aralık 1922. Lozan Konferansı'nın kesilmesi ihtimaline karşı, Başkomutan orduya hazırlık emri verir. Sıkıntılı günler yaşanmaktadır. 23 Aralık 1922’de Turgutlu Kaymakamı Zihni Bey, Belediye Reisi Hasan Şevki ve halktan Süleyman Beyler Mustafa Kemal Paşa’ya şükranlarını bildiren bir telgraf çekerler:
“Ankara’da Şanlı Reisimiz Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ne;
En felaketli anında bir ruh-u mücerret gibi milletin bünyesine hulül ve bu camiayı şereflere müstağrik kılan zat-ı devletinize in’itaf eden haris gözlerin kapanması temenniyatını ve tarihi yaşatan şahsiyetinizin, millet payidar oldukça i’makı ruhumuzdaki bülend mevkiinizin zat-ı devletlerine inhisar edeceğine Kasaba halkıyla beraber arz eyleriz.”2
Gazi,14 Ocak 1923'te başlayacak olan, "Batı Anadolu Gezisi"ne hazırlanmaktadır. Kemal Paşanın bu gezisinde Manisa ve ilçelerine de uğrayacağı öğrenilince Turgutlu’da hazırlıklar başlar. Turgutlu düşmandan kurtarılmış halk savaş günlerinin acısını yüreğine gömmüştür. Nasıl gömmezler ki? Kurtarıcıları, zaferden sonra, zafer takları altında Kasaba halkı ile bütünleşerek kahraman Türk milletinin fedakârlığını anlatacaktır. Turgutlu’ya gelişi bir zafer sonrası gelişidir. O’nun gelişi nedeniyle istasyon bayraklar, çiçekler ve zafer taklarıyla süslenir.. Kasaba İstasyonu yakınına görkemli bir tak kurulur. İstasyon binası defne dalları ve çiçeklerle donatılır. Görebileceği yerlere hoş geldin yazıları asılır. Öğretmeni, öğrencisi, memuru, esnafı, işçisi, köylüsü, kadını ve erkeği istasyona akın eder.. Salihli’den sonra Turgutlu’ya gelen özel tren istasyonda durur ve Gazi burada Kasaba Halkı’nın sevgi gösterileri ile karşılanır. Trenden inen Gazi istasyonda kendisi için hazırlanan takın altında bir süre dinlenirler. Karşılayıcılar arasında yer alan öğrenciler şarkılar söyler şiirler okurlar. Bir çocuk Paşa’ya bir demet çiçek sunar.3 Ardından dönemin belediye başkanı Cemal Sururi, Kasaba halkının Paşa Hazretleri ve muhterem arkadaşları ile beraber olduklarını beyan eden bir konuşma yapar. Atatürk, bu konuşmanın ardından şunları söyler:
“Hakkımda gösterdiğiniz sevgi ve içtenlik gösterilerine teşekkür ederim. Belediye Reisi Beyefendi’nin bütün memleket halkı namına söyledikleri sözlerden fevkalade duygulandım. Halkın, memleketi gerçek kurtuluşa ulaştırmak için çalışanlarla beraber olduğu hakkındaki güvencesi son derece değerlidir. Memleket ve milletin kurtuluşu için çalışanlar, milletin yardım ve itimadından emin bulunmazlarsa elbette kalp kuvveti ile çalışamazlar. Gerek ben ve gerekse saygıdeğer arkadaşlarım bu emniyet ve itimadı iyi kullanmaya çalışacak ve inşallah başarılı da olacağız.
Biliyoruz ki, büyük yokluklar ve felaketler geçirdiniz. Evleriniz yıkıldı, hemşerilerinizden birçoğu şehit edildi. Fakat bütün bu savaş sizin için, heyetimiz için bir uyanma dersi olmuştur. Biz bu uyanıklıkla çalışacak olursak artık o kara günlerin geri gelmesine imkân kalmaz. Milletimiz bu ziyanı az zamanda telafi edecektir. Ve hatta gidermiş gibidir. (Mektep çocuklarına işaretle) Kalbimize ümitler veren şu karşımızdaki hanımlar ve binlerden daha fazla halkımız, ordularımızı bunlar sağlamlaştıracaklardır.”4
Konuşmalar ve uğurlamaların ardından Paşa ve beraberindekiler Turgutlu’dan ayrılırlar. Tren ara istasyonlarda durmadan doğruca Manisa’ya giderler.
n Ali Şentürk -
Cep: 0537 714 25 35
Yorumlar
Kalan Karakter: