Asıl korkunç olan düşünce özürlü olmaktır
CHP Turgutlu İlçe Başkanı Vahit Doğrucu Engelliler Haftası nedeniyle yayınladığı basın açıklamasında ” Asıl korkunç olan düşünce özürlü olmaktır” dedi.Doğrucu yayınladığı basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi :
“TOPLUMSAL bir yapı içinde engelli veya özürlü tanımı yaparak varlıkları ortaya konulan yurttaşlarımızın sayısı bugün ülkemizde 9 milyonu bulmaktadır. Bir başka deyişle ülkemiz nüfusunun yüzde 12.7 sini engelli yurttaşlar oluşturuyor. Sayının bu kadar büyük bir rakamla ortaya konuluşu ise, engelli yurttaşların sadece varlığının kabul edilmesini değil, aynı zamanda karşı karşıya bırakıldıkları zorlukların da ne kadar büyük olduğunu göstermektedir. Toplumsal yapımızdaki özürlü veya engelli yurttaşlarımızın sayısının bu kadar yüksek olması ayrıca bu yurttaşlarımızın karşı karşıya oldukları sorunların da ne kadar önemsenmesini görebilmek bakımından önemlidir.
Bu nedenle toplumsal yapımız içinde engelli yurttaşların varlığını göz ardı etmeyecek şekilde “sosyal devlet” anlayışı doğrultusunda konunun ele alınması gerektiğine inanıyoruz. Sakat veya engelli olmak bir kusur değil, sadece bir özürdür. Ama ülkemizde bu politik anlayış ve insan hakları konusunda bu kadar ihmalci bir zihniyet hakimken, bu yurttaşlarımıza karşı devlet özür borçlu hale gelecek. Çünkü hayatın her alanında karşımıza çıkan sakat ve engelli yurttaşlarımız sosyal yaşamdan adeta dışlanacak kadar büyük bir ihmalin de kurbanı haline getirilmektedir. Bu da fikir özürlü bir anlayışın yarattığı manzaradır. Bu durumda görülüyor ki; bedensel veya zihinsel özürlü olmak değil, asıl korkunç olan fikir özürlü olmaktır.
Kimi zaman hayatın cilvesinin, kimi zaman dikkatsizliğin, cahilliğin ya da kazalar ve doğal afetlerin de neden olduğu sakatlık, bedensel veya zihinsel engellilik, insanların bir kusuru veya ayıbı gibi görüldüğü müddetçe, anti demokratik ülke koşulları, sakat politik anlayış nedeniyle engelli yurttaşların karşısına bir de bu anlayışın şekillendirdiği toplumsal yapı da engel olarak çıkarılmamalıdır. Çünkü iktidarlar eliyle sosyal yaşam şekillendirilirken, adeta aramızda engelli yurttaşların da varlıkları unutulmuş haldedir. Anayasa yapılırken, engelliler ihmal edilerek önlerine bir başka engel daha kurulmakta, binalar inşa edilirken engelli yurttaşlara yeni engeller çıkaracak şekilde inşa edilmekte, yollar yapılırken de engelliler unutularak adeta yeni engelliler de yaratacak şekilde yapılmaktadır.
Bu nedenle engelli yurttaşlarımızın sosyal yaşamdan dışlanmak yerine, sosyal yaşama ve toplumuza kazandırılmasında en büyük görevin ilk başta devlete düştüğüne inanıyoruz. Bu da niçin Türkiye’de “sosyal devlet” anlayışının hakim kılınmasını gösteren nedenlerden biridir. Yasalar yapılırken, toplumumuzda engelli yurttaşların da varlığı göz önünde bulundurularak yapılmalı, bu yurttaşlarımızın temsil ettikleri kuruş temsilcilerinin de görüşleri alınmalıdır. İş ve çalışma hayatına ilişkin yasalar çıkarılırken, engelli yurttaşların da topluma ve çalışma hayatına kazandıracak şekilde düzenlenmelidir. Kamuya ait ve resmi yerlerde yaşanmakta olan engelli açığı bu oran yükseltilerek kapatılmalıdır. Engellilerin örgütlenme ve sendikalaşmalarının önündeki engeller kaldırılarak kendilerine daha engelsiz bir yaşam olanakları hazırlanmalıdır. Hastane, okul gibi binalar inşa edilirken bu yurttaşlarımızın karşısına yeni engeller çıkartılacak şekilde inşa edilmemelidir. Engelli yurttaşlarımızın varlığı böylece sadece Engelliler Günü ve Engelliler Haftası’nda hatırlanmamış olacaktır.
Bütün bu manzaramız göstermektedir ki, sevginin hakim olduğu bir anlayışla ancak toplumsal sağlıklı bir toplum yapısı inşa edilebilir, ancak sosyal devlet anlayışıyla sosyal yaşamda kanamakta olan yaralar sarılabilir. Engelli yurttaşlarımızın nüfusumuzdaki oranı bu konunun da kanayan bir yara olduğunu göstermektedir. Bu nedenle Engelliler Haftasına girerken, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu dileklerimizi ve taleplerimizi de ortaya koymak zorunluluğu duyuyoruz. Ve engelli yurttaşlarımıza da şöyle seslenmek istiyoruz: Sizleri seviyoruz! Sizler üzülmeyiniz, çünkü biliniz ki asıl korkunç olan bedensel veya zihinsel özürlü olmak değil, fikir özürlü olmaktır! “ HABER MERKEZİ
Yorumlar
Kalan Karakter: