Adalet Bakanı Eliyle İftira Belgeleri Hazırlanmasının Hesabını Vereceksiniz!
İftira Listeleri Talimatınızla Hazırlandı Diyoruz. Adalet Bakanı Hala Susuyor!
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel dün TBMM’de yaptığı konuşmada geçen hafta Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna yönelik hazırlanan iftira listelerine değinerek Adalet Bakanı’nın o listeleri bizzat kendi talimatıyla hazırlattığı iddiasını yineledi ve “Adalet Bakanınızı suçüstü yaptık, dün açıkladık, bugün karşılaştım dedim ki: Özür mü, istifa mı? Dedim. "Özgür Bey, bizimle bu kadar uğraşmayın." deyip gözünü kaçırıp gitti. İftira listeleri sizin talimatınızla hazırlandı diyoruz. Adalet Bakanı hala susuyor! Şimdi gelinen bu noktada Cumhuriyet Halk Partisi Grubundan özür dilenecek. O Adalet Bakanlığı mevkisi boşu boşuna işgal edilmeyecek. Bir Adalet Bakanı ağzıyla yalan, iftira belgeleri üretilmesinin hesabı sorulacak, hesabı verilecek!” dedi.
Özgür Özel’in konuşması şöyle;
MİLLETVEKİLLİĞİ TATİL YERİ DEĞİLDİR
“Bugün gelinen noktada biraz önce Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına sayın milletvekili konuştu. Terminoloji açısından dahi tutulacak yanı yok konuşmanın. Ne diyor? "Tatilden feragat..." arkadaşlar, milletvekilliği tatil yeri değildir, milletvekillerinin tatili olmaz, milletvekillerinin yaz dönemi çalışmaları olur. O yüzden, bir iktidar partisi milletvekilinin “tatilden feragat edeceğiz, iki hafta daha çalışacağız” demesi kabul edilemez. Böyle bir şey yok arkadaşlar. Çok net bir şey söyleyelim: Vatandaş sizden verdiğiniz sözleri tutmanızı bekliyor. Davutoğlu hükûmeti, devrik hükûmet, devrik Başbakan geldiğinde "24'üncü dönemde yapılan hataları yapmayacağız." demişti. 4+4+4'teki kavgadan tutun, İç Tüzük'ü zorla burada değiştirmeye çalışmalarına kadar istişare etmeden yaptıkları her şey ve hatta Gezi sürecinin sonucunda tek başına iktidardan düştünüz, o dönemde yani vatandaşın sizi alıp buraya ittiği, hatta aslında bu köşeye konmanız gereken, muhalefet partisi olmanız gereken dönemde çok şey konuşuldu. O süreçte Grup Başkanvekilleriniz bizi arayıp bilgi veriyorlardı belli konuda. Diyorduk ne oldu? Sayın Davutoğlu yaşananlardan ders aldığınızı, muhalefetle istişare etmeniz gerektiğini söylüyordu. Bugün Davutoğlu neden burada değil? Çünkü istişareye karşı olan, karşılıklı grupların diyaloğuna karşı olan, parlamenter sistemi güçlendirmeyi doğru bulmayan, Parlamentoyu işlevsizleştirip bir başka yerde bir vesayet odağı oluşturup tek adam yönetimiyle ülkeyi yönetmek isteyen birisi, Davutoğlu'nun bu kadarcık açılımına dahi tahammül edemedi.”
SAMİMİYSENİZ GELİN VİZE SERBESTİSİ İÇİN GEREKLİ OLAN YASALARI ÇIKARALIM
“Şimdi deniyor ki: "Zaman yok." Evet, zaman yok. Ama iki ay önce, ne istiyorsanız yaparız, dedik. Vize serbestisi, Türkiye'nin en önemli meselesiydi, sabahlara kadar çalıştık, zaman zaman bizi eleştirdiniz "Efendim madem destekliyorsunuz niye konuşuyorsunuz?" diye. 72 kriter vardı, 72 kriterden 57'sini tamamladık hep beraber, kaldı 5 kriter ve Davutoğlu giderken, gitmezden evvel, yani ölüm yiyicisiymiş, bilemiyormuş kendisi ama görevden alınmadan hemen önce şöyle söylüyordu Saray: "Ya bu vize serbestisi olur, olmazsa olmaz. Bunu büyütmenin ne anlamı var?" diyordu ve gördük ki Davutoğlu'nun da başını bu konudaki talepleri önemli ölçüde yedi. Şimdi diyorsunuz ki: "Efendim vize serbestisinde terörle mücadele meselesiyle ilgili bir kanun var, elimizi kolumuzu bağlar, biz onun yerine şimdi çok daha başka bir kanun getiriyoruz." Arkadaşlar, vatandaşı kandırmayalım. Eğer samimiyseniz gelin, vize serbestisindeki terör hariç geri kalanları yapalım. Sizin yapamadığımız terör düzenlemesi değil, sizin yapamadığınız Yolsuzlukla Mücadele Eylem Planı güncellenerek GRECO tavsiyeleri ışığında düzenlemeler yapmak. Bundan korkuyorsunuz.”
TÜRKİYE’Yİ CİDDİ SIKINTIYA SOKTUNUZ
“Sarayı rahatsız eden, Avrupa Birliği Polis Teşkilatına tabi olup suçluların iadesi anlaşması konusunda Türkiye'nin çekincelerinden vazgeçmesi. Yarın öbür gün birileri yurt dışına kaçtığında, burada iktidar değiştiğinde, ensesinden tutup da Türkiye'ye teslim edilmesinden korkuyorsunuz. Kişisel Verilen Korunması Kanunu. Elinize yüzünüze bulaştırdınız. Burada uyardık. İşte kabul edilmedi, geldi, karşınızda. Ve son olarak da AB ülkeleriyle adli yardımlaşmadan korkuyorsunuz. Korkmuyorsanız gelin bunu yapalım, siyaseti şeffaflaştıralım, siyasetin finansmanıyla ilgili düzenlemeleri yapalım. Siz "İl, ilçe başkanı bulamazsınız." diyorsunuz ama bu düzenlemeleri yapalım bir tek terör kalsın. Ondan sonra gelin burada vatandaşı kandırın. Ama Türkiye'yi ciddi şekilde sıkıntıya sokmuş durumdasınız.”
ADALET BAKANI GÖZLERİNİ KAÇIRARAK “BİZİMLE BU KADAR UĞRAŞMAYIN ÖZGÜR BEY” DEDİ!
“Geçen hafta boyunca Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna iftira ettiniz. Adalet Bakanınızı suçüstü yaptık, dün açıkladık, bugün karşılaştım dedim ki: Özür mü, istifa mı? "Özgür Bey, bizimle bu kadar uğraşmayın." deyip gözünü kaçırıp gidiyor. İftira listeleri sizin talimatınızla hazırlandı diyoruz. Adalet Bakanı hala susuyor! Şimdi gelinen bu noktada Cumhuriyet Halk Partisi Grubundan özür dilenecek. O Adalet Bakanlığı mevkisi boşu boşuna işgal edilmeyecek. Bir Adalet Bakanı ağzıyla yalan, iftira belgeleri üretilmesinin hesabı sorulacak, hesabı verilecek!”
DEVLETİN PARASIYLA EFELİK YAPMAYIN
İFTAR YAPACAKSANIZ MÜLTECİLERE, ÖĞRENCİLERE, FAKİR FUKARAYA İFTAR YAPIN
“Şimdi, ayrıca, bir Meclis Başkanı düşünün, yine iftar yapıyor. Ya bu nasıl bir iş? 3 bin davetli var, gelen 1.200. Ülkeyi nasıl bölmüşsünüz. Böyle bir itibarsızlık olur mu? Köyün muhtarı köyde iftar yapsa, 200 kişi davet etse, iftara 80 kişi gelse muhtar istifa eder utancından, muhtar! Şunu söyleyelim: Meclis Başkanı 3 bin kişiye iftar mı verecek? Hep birlikte veririz o iftarı. Ama Meclisin parasıyla değil, Meclisin parasıyla yapıyorsa 3 bin tane fakir fukara çağıracak...Ankara'da okuyan 3 bin öğrenci çağıracak, 3 bin mülteci çağıracak iftar yapacağız devletin parasıyla. Yok, devletin parasıyla efelik yok; yapacaksan kendi cebinden ödediğin parayla yapacaksın, bu kadar basit.”
TÜRKİYE’Yİ REZİL ETTİNİZ
“Türkiye'yi rezil ettiniz...Şebnem Korur, Erol Önderoğlu, Ahmet Nesin, tutuklandı. Utanmıyorsunuz, biz utanıyoruz Türkiye adına, biz utanıyoruz. "Şebnem Korur" dediğiniz kişi Türkiye'nin adli tıptaki en önemli akademisyeni. Uluslararası bir standart var, İstanbul Protokolü, işkencenin ve kötü muamelenin tespitinde; o protokolü yazan kişi, o protokolü yazan. Pozantı'yı kapattık ya, o protokolü yazan kişi. Bir şey daha söyleyeyim mi? Şebnem Korur 11 Temmuz 1995 Bosna'daki katliamın, o katliamın izlerini bulan kişi. Şimdi, siz 11 Temmuzda Bosnalı kadınları oraya koyuyorsunuz ya, buramıza o el işlerini takıyoruz, el sallıyoruz; böyle yapıyoruz, Şebnem Hanım'ı buraya koysanız Bosnalı kadınlar seni beni tanımaz Şebnem Hanım'ı tanırlar. Ama siz Şebnem Hanım'ı içeri koydunuz, Sınır Tanımayan Gazeteciler Vakfının Başkanını içeri koydunuz. Gazeteci yazar gününde 28 Şubat sürecinde sizin mağduriyetlerinizi dile getiren adamları sadece ve sadece "Benden olmayan, beni eleştiren herkes teröristtir." diyerek içeriye koydunuz. Şöyle bir anlaşınız var: Parti içinde güçleneni dışarı atmak, parti dışında güçleneni içeri koymak, ülkede eleştiri yapan herkesi de zindana koymak gibi bir anlayışınız var. Ama bunun sonu son değil.”
SABAHLARA KADAR ÇALIŞMAYA VARIZ. SİZ TATİLE GİDECEKSENİZ YOLUNUZ AÇIK OLSUN!
“Dün Bolu Milletvekilimiz Tanju Özcan, Onuncu Yıl Marşı'nı kaldırdınız diye... Ya, bunu ilk duyduğunuzda yapacağınız iş Millî Eğitim Müdürüne "Senin bu marşla ne alıp veremediğin var?" demek. Siz sormadınız biz size soruyoruz. 29 Ekimi, 23 Nisanı yasaklamak var ama düğün serbest, halay serbest, İzzet Yıldızhan'la birlikte düğünler yapmak, halaylar çekmek serbest; 19 Mayısın, Onuncu Yıl Marşı'nın yasaklanmasına milletvekilimiz karşı çıkınca gaz bombasıyla, göz yaşartıcı bombayla, göz yaşartıcı gazla, portakal gazıyla mukabele ediyorsunuz. Milletvekilimiz dün kör olabilirdi. Grup Başkan Vekilimiz Levent Gök'e portakal gazı sıktınız, iki gün boyunca hastanede yattı.
Ülkeyi faşizme doğru götürüyorsunuz... Buna akademisyeni, siyasetçisi, aydını, hep beraber direneceğiz. Faşizme karşı, AKP'ye karşı omuz omuza diyoruz. Sabahlara kadar çalışmaya varız. Siz tatile gidecekseniz yolunuz açık olsun!”HABER MERKEZİ
Yorumlar
Kalan Karakter: