1984 Yılında Turgutlu
“Gelişen Teknoloji, Testi Yapımcılarının İşini Aksatıyor”
Daha önce Turgutlu’nun deneyimli gazetecilerinden Doğan Çizmeci’nin “1984 Yılında Turgutlu” adını verdiğimiz yazı dizisini yayınlamıştık. İlk olarak 1984 yılında Günaydın gazetesinde yayınlanan yazı dizisi, tam anlamıyla o dönemin Turgutlu’sunun hemen her yönüyle fotoğrafını aktarmaktaydı. Bugünden itibaren de Doğan Çizmeci’nin 1984 ve 1985 yıllarında yayınlanan bazı haberlerini sırayla aktararak o günleri farklı yönleriyle günümüze taşımayı arzuluyoruz. İlk haber, “Gelişen Teknoloji, Testi Yapımcılarının İşini Aksatıyor” başlığını taşıyor.
“Gelişen Teknoloji, Testi Yapımcılarının İşini Aksatıyor
Yapım tekniği ve çamurunun kalitesi nedeniyle özellikle Ege Bölgesi’nde yıllardan bu yana üstünlüğünü koruyan ‘Urganlı testi ve çömlekleri’nin yapımcısı üç kardeş, dedeleri ve babalarından kalan bu geleneksel mesleğin yok olmak tehlikesi içine girdiğini söylüyorlar. Fotoğrafta görülen Veli Aköz (solda) ve Mümin Aköz (sağda) kardeşler, “Gelişen teknoloji içme suyunu bile sentetik şişelere koyduktan sonra, testilerimiz pazarlarda alıcı bulamaz oldu” diye yakınıyorlar.”
Mazisi muhtemelen Turgutlu’dan daha eskiye uzanan Urganlı, bilhassa 20. yüzyılda birçok özelliğinin dışında testicilik yönüyle de ön plana çıkmıştır. Haberde de vurgulandığı üzere bu durumun kökeninde yapım tekniği ve özellikle bölgedeki hammaddenin kalitesi yer almaktadır. Pişmiş toprak diyebileceğimiz tuğla, kiremit, testi ve türevlerinin üretimi için Urganlı ve Turgutlu civarındaki toprak kaynakları, bir anlamda çok zengin bir maden durumundadır. Turgutlu’da daha çok tuğlacılık zamanla gelişirken Urganlı’da ise testicilik de kendisine ayrı bir yer bulmuştur. Günümüzde bile eski eser koleksiyoncuları için Çanakkale testileri en önemli örnekler kabul edilirken Urganlı, Çanakkale’nin hemen ardından gelen yörelerden birisidir.
20. yüzyıl, geleneksel üretim tekniklerinin can çekiştiği ve yüzyılın ilerleyen dönemlerinde birçoğunun ortadan kalktığı bir dönem olmuştur. Testi ve çömlek imalatı da büyük ölçüde yok olan bu sektörlerin arasında yer almıştır. Tamamen ustalardan öğrenilen geleneksel yöntemlerle sürdürülen bu üretim, 1990’lı yıllara dek azalsa da devam etmiş ancak maalesef günümüze ulaşmamıştır.
Doğan Çizmeci’nin 05.08.1984 tarihli haberinde, o günlerde bile testi üretiminin gelişen teknolojiden dolayı tehdit altında olduğunu belirtilmiştir. İnsanlık tarihinin çok büyük bir bölümünde sıvı kabı olarak kullanılan bu tür materyaller, 1980’lerden itibaren yerlerini seri üretimle imal edilen birçok alternatife bırakmıştır. Toprak testilere hatırlanacağı üzere günümüzde ancak mezarlıklarda rastlanmaktadır.
Mehmet GÖKYAYLA
Yorumlar
Kalan Karakter: