ÇEVREMİZ VE BİZ
Geçtiğimiz yazılarımdan bir tanesinde yaşadığımız yeri tanımadığımızdan bahsetmiş ve bu konuda dertlerimi paylaşmıştım. İşin bir de farklı yönü var: Yaşadığımız yerin çevresi. Yani bir bakıma yakın coğrafyamız.
Çok zengin bir bölgede yaşıyoruz. Ege Bölgesi, insanlık tarihinin her döneminde önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmış; hem tarımsal üretimiyle hem de ticarî faaliyetleriyle insan toplulukları için her dönem çok değerli bir cazibe merkezi haline gelmiş. Bunun doğal sonucu olarak da bölgemizin hemen her noktasında binlerce yıllık izler bulmak, antik yerleşim yerleriyle karşılaşmamız mümkün hale geliyor.
Manisa coğrafyasını düşünürsek Sart’tan Aigai’ye birçok antik yerleşim yeri sayabiliriz bir kalemde. Peki hem biz hem de çocuklarımız bu ören yerleri hakkında ne kadar bilgi sahibi? Belli bir yaşın üzerinde olanlarımız ‘artık bizden geçti’ diye düşünebilir ama hata yaparlar. Bizler çok ilgili olmasak bile çocuklarımızı, torunlarımızı bu gibi konularda merak sahibi olmaya teşvik etmemiz gerekiyor. Bu da en kolay şekliyle söz konusu alanları ziyaret etmekten geçecektir.
Havalar artık çok rahat bir şekilde açık havada gezmeye müsait duruma geldi. Görerek öğrenme en somut öğrenme biçimlerinden birisi olarak önümüzde duruyor. Haydi, bu hafta sonu çocuklarımızı, torunlarımızı alalım ve bir ören yerini ziyaret edelim. İnanın onlarla bu tür etkinliklerde bir araya gelmek hem çocuklarımız için hem de bizler için çok yararlı olacak. Hiçbir şey kaybetmeyeceğimiz gibi kazanabileceğimiz çok şey var…
Yorumlar
Kalan Karakter: