KASABA’NIN ESKİMEYEN ANITI: CUMHURİYET KALESİ
Mustafa Altınbaş
Heykelcilik önemli bir sanatsal faaliyet olup bir heykelin değeri, sanatçının yetenekleri ve kullandığı malzemeye şekil verirken ortaya koyduğu estetik bakış ile doğru orantılıdır. Heykellerin yapımında kullanılan malzemenin türü, bu malzemelerin işlenme tarzı ve söz konusu heykele ‘sanat eseri’ hüviyeti kazandıracak olan kompozisyon, bir bütün olarak ele alınmalı ve sanatçının vermek istediği mesajın heykeli ortaya çıkaran asıl unsur olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Taş, tunç, kil, bakır, alçı, ağaç ve benzeri malzemelerin estetik bir bakış açısı dâhilinde şekillendirilmesiyle meydana gelen bu sanat âbidelerinin ilk ortaya çıkışları, neredeyse insanlığın mazisi kadar eskiye uzanmaktadır.
Türkiye’de heykelcilik, özellikle Cumhuriyet’in ilanından sonra gelişme göstermiştir. Heykel sanatının Türkiye’de yaygınlaşması da yine bu dönemde devletin teşvik ve yönlendirmesi ile olmuştur. Buna rağmen Türk halkının, gerek kültürel gerekse dinî sebeplerden dolayı, heykel sanatına ve heykellere yönelik ön yargılarının yıkılması öngörüldüğü kadar kolay ve hızlı olmamıştır. Zira geçmişten günümüze bakıldığında, bu tür sanatsal faaliyetlere Türk toplumunun yabancı olduğu görülmektedir. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde dahi, çoğunluğunu yabancıların teşkil ettiği küçük bir grup dışında, bu faaliyetlerin yok denecek kadar az olduğu bilinmektedir. Bu yüzden Cumhuriyet rejiminin, heykelciliğin ve heykellerin yaygınlaşması konusunda, aşması gereken ilk ve en önemli engel toplumdaki bu önyargıydı.
Ankara’dan Anadolu’ya açılmak yoluyla, Anadolu halkını çağdaş bir düzeye çıkarmada heykel sanatının rolünün vazgeçilmez olduğu düşünülmekteydi. İşte bu noktada Anadolu halkına çok daha kolay bir yoldan ulaşabilen Atatürk heykelleri ve Ulusal Kurtuluş Savaşımızı anlatan anıt heykelleri büyük öneme sahipti. Bu heykel ve anıtlar, Cumhuriyet rejiminin halka benimsetilmesi ve ulusal bilincin uyandırılmasına hizmet ettiği kadar, halkın heykeller konusundaki tabu ve ön yargılarının yumuşamasında da oldukça etkili bir rol oynamıştır.[1] Dolayısıyla bir yandan anıt heykeller ve Atatürk heykelleri ülkemizde yaygınlaşırken diğer yandan benzeri sanatsal faaliyetlerin yaygınlaşmasına destek verilmiştir.
1930’lu yıllardan başlamak üzere, az sayıda da olsa, düzenlenen sergiler, çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanan makaleler, çeviri kitaplar, yeni yeni açılmaya başlayan galeriler, eğitim enstitüleri ve halkevleri aracılığıyla halkı sanat konusunda bilgilendirip belli bir bilinç kazandırmaya yönelik çalışmalar, “ulusal kazılar”, arkeolojik çalışmalar ve müzeler, sanatçıyı teşvik amacıyla devlet tarafından sanat eserlerini satın alma ve ödüllendirmeler, yeni açılan okullar aracılığıyla heykel sanatının Türkiye’de hem nitelik hem de nicelik bakımından güçlenerek gelişmeye başladığı gözlenmektedir.[2]
Atatürk ve Cumhuriyet Kalesi Heykeli
Ülkemizde heykel sanatının gelişmesine katkı sağlayan olaylardan biri de Cumhuriyet’in 50. yılı kutlamalarıdır. Büyük bir coşku ve heyecanla kutlanan 1973 Cumhuriyet Bayramı’nda sadece İstanbul meydanlarına 20 kadar heykel yaptırılmıştır. Fakat sonrasında çeşitli sebepler uydurularak yerlerinden kaldırılan bu heykeller korunamamış, bir kez daha kültür ve sanata verilen değer açıkça gözler önüne serilmiştir. İstanbul’da meydanlara dikilen heykellerden günümüze yalnızca birkaç tanesi ulaşmıştır. Onların en önemlilerinden birisi de Galatasaray Meydanı’nda, Şadi Çalık’ın eseri olan Cumhuriyetin 50. Yılı Heykeli’dir.[3]
50. yıl dolayısıyla yapılanlara örnek olarak değerlendirilebilecek heykellerden birisi de Turgutlu’da yer alan Atatürk ve Cumhuriyet Kalesi Heykeli’dir. Turgutlu’daki heykellerin en önemlilerinden birisi olarak değerlendirebileceğimiz bu anıt heykel, Cumhuriyet’in kuruluş amacı ve değerlerini öne çıkarmaktadır.
Atatürk ve Cumhuriyet Kalesi adlı heykelin 1973 yılında resmî bir törenle açılışının ardından, bulunduğu meydana da ‘50. Yıl Alanı’ ismi verilmiş; resmî törenler burada gerçekleştirilip çelenkler bu heykele sunulmaya başlanmıştır. 2016 yılında gerçekleşen darbe girişimi sonrasında alanın ismi değiştirilerek buraya “15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Alanı” ismi verilmiştir.
Günümüzde ‘heykeller’ olarak adlandırılan alan, 1969 yılında belediye tarafından istimlâk edilmiştir ve bununla birlikte 50. Yıl Anıtı’nın hazırlıklarına başlanmış olur.[4] Alanda gerçekleştirilen belediye çalışmalarının ardından ihaleye çıkılarak, alan, heykeltıraşa teslim edilmiştir.[5]
29 Ekim 1973’te açılan ve Cumhuriyet’in 50. yılını taçlandırmak amacıyla yapılan heykel, bir dönem, Turgutlu Lisesi’nin resim öğretmeni olan Muharrem Yetken tarafından yapılmıştır. Eserin ortaya çıkarılışında bir nebze de olsa Turgutlu halkı da katkıda bulunmuş, hocamız gerçekleştirmiş olduğu heykellerin modeli olarak, öğrencilerini rol model almış; bazılarının da çırak olarak yanında bulunmasına izin vermiştir.[6] Anıtın ilk olarak bir maketi yapılır ancak bu maket belediye tarafından geri çevrilerek tekrar bir çalışma düzenlenir. Tekrar hazırlanan maketin ardından alçı malzemeler tedarik edilir ve anıtın temelleri atılır. Bir metre derinlikte bir temele sahip olan eserde sekiz farklı konu ele alınmıştır.
Ortada Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk yer alarak onun liderlik vasfı Cumhuriyetimizin kurucusu olarak öne çıkmaktadır. Atatürk’ün merkeze konumlandırılması, kurucu felsefenin mimarının böylelikle soyut anlamda merkezde olma rolünü öne çıkarmaktadır.
Heykelin en solunda yer alan figür ise başındaki kasket ve elindeki çapası ile toprağı şenlendiren çiftçimizdir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi heykellerin yapılış esnasında sanatçımız yerel halktan faydalanarak, bahsi geçen heykelin modeli olarak Mehmet Kömür’ü kullanmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün hemen solunda ise elinde bir meşale tutan genç bir adam görmekteyiz. Elinde tutmuş olduğu meşale ile Cumhuriyet ateşini temsil eden bu figür, yarınlara aydınlık olmakta gençlerin büyük rol oynadığını anlatmaktadır. Bu heykelde de amaç çok kolay ve anlatımcı bir biçimde işlenmiş olup bir kez daha heykeltıraşın bu kompozisyon oluşturma açısından üslubunu görmekteyiz. Sanatçı burada yine yerel halktan Mehmet Kömür’ün damadını model olarak kullanarak ufak bir değişiklik yapmıştır.
Yine Gazi Paşa’nın hemen sağında yer alan heykelde ise elinde kitap tutan bir kız çocuğu görmekteyiz. Burada görmüş olduğumuz kız çocuğu Muharrem Yetkin’in öğrencisi olan Jale Erol’dur. Gazi Paşa’nın sağında ve solunda yer alan heykellerin birinin kadın, diğerinin erkek olması da dikkat çekmektedir. Bu kompozisyonun özellikle yerleştirilmesinin ardında iki cinsiyet arasındaki eşitliğe vurgu yapılmış olmalıdır. Ayrıca yapılan heykelde gerek kıyafet gerekse kıvrımlar eşliğinde bir Antik Yunan sanatı izlenimi verilmiştir.
Jale Erol’un hemen yanında ise bir Türk düşünürü yer almaktadır. Bu heykelde de konu açıkça anlatılmıştır. Bu heykelin yapım aşamasında yine Mehmet Kömür model olarak kullanılmıştır.
Düşünürün hemen sağında ise bir Türk askeri yer alır. Bu heykelle de şehitlerimiz ve ülkenin can damarı olan, aynı zamanda ülkenin kurucu iradesi durumundaki Türk Silahlı Kuvvetleri betimlenmek istenmiştir. Asker heykelini canlandıran model ise Mahir Keçeli olmuştur.
Ayrıca heykellerin üstünde yer alan burç yeni kurulmuş Cumhuriyet’i temsil ederken altında yer alan heykellerin verdiği anlamlar ise rejimin koruyucuları olarak tasvir edilmiştir.
Günümüzde ‘heykeller’ ismi ile anılan eser ‘anıt heykeller’ kategorisine girmektedir. Kullanılan malzemeler alçı ve kil karışımı olmakla beraber eserin yapımında oyma, biçimlendirme işlemleri sırası ile uygulanmıştır. Halen ilçenin en önemli sembollerinden birisi olan Atatürk ve Cumhuriyet Kalesi anıtı, aynı zamanda ilçenin bu büyüklükteki tek anıt heykelidir.
[1]https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-80277/heykel-sanatini-gelistirmeye-yonelik-uygulamalar.html Erişim: 03/12/2019 saat 14:00.
[2]Hızal, Cumhuriyet Dönemi Türk Ansiklopedisi s. 892-893.
[3] AKYÜREK Fatma; “İstanbul’un Heykelleri”; MSGSÜ Sosyal Bilimler; (8) 1 Eylül 2013, s. 132
[4] GÖKYAYLA, Mehmet, “Atatürk ve Cumhuriyet Kalesi Anıtı Ya Da 50. Yıl Alanı”, Yankı Gazetesi, 20 Temmuz 2022, Turgutlu.
[5] Bu süreçte gerçekleştirilen belediye çalışmaları için bakınız; GÖKYAYLA, a.g.m.
[6] 22. 07. 2022 tarihinde Muharrem Yetken ile gerçekleştirilen sözlü tarih çalışması.
Yorumlar
Kalan Karakter: