TURGUTLU’NUN CUMHURİYET DÖNEMİNDEKİ İLK BELEDİYE BAŞKANI:
CEMAL BEY
Mehmet Gökyayla
29 Mayıs 1919’da başlayıp 7 Eylül 1922’ye kadar devam eden Turgutlu’daki Yunan işgali, yörenin tarihindeki en büyük acıları yaşatmıştı. Özellikle işgalin son günlerinde kaçmakta olan Yunan birliklerinin çıkardıkları yangın, bir zamanların müreffeh Kasaba’sını bir kül yığınına çevirmişti. Dolayısıyla kurtuluştan sonraki en önemli ve zarurî iş, bu şehri yeniden yaşanabilir bir hale getirmek olacaktı.
Bölgenin işgalden kurtarılışı ve Kurtuluş Savaşı’nın fiilen sona ermesinin ardından işgal bölgesinde bulunan yerleşim yerlerindeki kaymakam ve belediye başkanları görevden alınarak yerlerine vekil idareciler tayin edilmiştir. Bu dönemde Binbaşı Ahmet Hamdi Bey[1], Turgutlu Kaymakam Vekili, Hasan Şevki Bey (Özeren) ise Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirilmiştir.
Beş ay kadar sonra ise yerel seçimler yapılmış ve henüz cumhuriyet ilan edilmeden 1923 yılının şubat, mart aylarında Batı Anadolu’da seçilmiş yöneticiler belediyelerde göreve başlamıştır. O günlerde uygulamada olan sisteme göre halk tarafından belediye meclisi üyeleri seçilmekte ve meclis üyeleri de kendi aralarından birisini belediye reisi olarak seçmektedirler.
Turgutlu’daki seçimlerin sonucunda Sadık, Ahmet Sıtkı, Mehmet Tevfik, Hasan Şevki, Arif Hikmet ve Cemal Beyler belediye meclisi üyeliğine seçilmişlerdir. Bu altı üyeden müteşekkil Turgutlu Belediyesi Meclisi, ilk toplantısını 4 Mart 1923 tarihinde gerçekleştirmiştir. Bu ilk toplantıdaki tek gündem maddesi, belediye reisi seçimidir. Seçim sonrasında meclis karar defterine şu özet yazılmıştır: “Ol bâbdaki kanuna tevfikan reis intihabı için bugün bi’l-içtima rey-i hafi ile ve beş rey ekseriyetle makam-ı riyasete Cemal Sururî Bey intihap edildiğinden mazbatasının makam-ı kaymakamîce tasdikine karar verildi.”[2] Anlaşıldığı üzere Cemal Bey, yapılan gizli oylamada altı üyeden beşinin oyunu almış ve kurtuluş sonrası dönemde Turgutlu’da seçimle göreve gelen ilk belediye reisi olmuştur.
4 Mart 1923 tarihinde göreve başlayan Cemal Bey, Turgutlu’nun önemli ailelerinden birisine mensuptur. Aslen Aksekili olan babası Kadı Sururî Efendi, 1887’den 1905’e dek aralıklarla üç farklı dönemde 10 yıl kadar Turgutlu Belediye Reisliği görevini üstlenmiştir. 1878 yılında Turgutlu’da doğan Cemal Bey, 3 Haziran 1948’de, 70 yaşında vefat etmiştir. Cemal Bey’in mezarı, günümüzde ‘Atatepe’ adını taşıyan alanda yer alan ve bir anlamda resmî mezarlık hüviyetini taşıyan mezarlıktadır. Soyadı Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile ‘Ardıç’ soyadını alan Cemal Bey’den günümüze ulaşan en önemli hatıralardan birisi, Turgutlu Kent Müzesi olarak işlevlendirilen konaktır. Sonraki sahiplerine izafeten ‘Üzümcü Konağı’ adıyla anılsa da bu yapıyı inşa ettirip ilk sahibi olan kişi, Cemal Bey’dir. 1925-26 yıllarında inşa edilen konak, Cemal Bey’in yaşadığı ekonomik sıkıntılardan dolayı 1929-30 yıllarında Üzümcü ailesi tarafından satın alınmıştır. Cemal Ardıç, hayatının sonraki kısmını bu konağın güneyinde inşa ettirdiği ve günümüzde ‘Poyrazlar evi’ diye bilinen konutta geçirmiştir.
Onun belediye başkanlığı yılları, başlangıçta da ifade ettiğimiz üzere Turgutlu tarihinin en sıkıntılı döneminin hemen ardından gelen ve yine birçok zorluğu içerisinde barındıran bir sürece tekabül etmektedir. Cemal Bey’in belediye başkanlığı yıllarında Turgutlu Belediyesi’nin asıl çalışma alanını üç başlıkta toplayabiliriz: Yangın enkazlarının kaldırılmaya başlanması, yeni bir şehir haritasının hazırlanması ve belediye hizmet binası başta olmak üzere yeni belediye yapılarının inşa ya da tamir edilmesi. Belediyenin temizlik, halk sağlığı ve içme suyu temini gibi temel görevleri elbette bu dönemde de aksamadan sürdürülmüştür ancak andığımız diğer çalışmalar, bu yıllarda asıl öne çıkan belediye faaliyetlerini oluşturmuştur.
İşgalin son günlerinde Yunan askerlerinin çıkardıkları yangın, öyle büyük hasara neden olmuştur ki yanıp yıkılan yapılar nedeniyle arsalar bile birbirinden ayırt edilemez hale gelmiştir. Manisa başta olmak üzere yangın mağduru olan diğer şehirlerle birlikte Turgutlu’da da yeni bir harita hazırlanması ve yeni yerleşimin bu harita doğrultusunda gerçekleştirilmesine karar verilmiştir. Günümüzdeki imar planlarının temelini teşkil eden böylesi bir haritanın hazırlanabilmesi hiç de kolay değildir. Çalışma esnasında vatandaşların arsaları bazı yerlerde iç içe geçecek ya da birbirine kayacak ve bunun yanında harita tamamlanana kadar geçici barınaklar haricinde herhangi bir inşaata izin verilmemesi gerekecektir. Tüm bunların üzerine bir de haritayı hazırlaması için anlaşma sağlanan şirketin işi tamamlamadan bırakması eklenince[3] sıkıntılar daha da büyümüştür. Tüm bu sıkıntılara rağmen zaman zaman ‘istikamet planı’ da denilen yeni harita, 1924 yılında tamamlanmış ve yangın sonrası yapılaşma ya da bir diğer ifadeyle yeni Turgutlu’nun ortaya çıkması, bu yeni harita doğrultusunda başlamıştır. Işınsal üslup ile hazırlanan bu haritaya göre ana yollar, kimi bölgelerde beş yol ağızlarında küçük meydanlar oluşturarak şehre nefes alma imkânı sunmaktadır. Dönemin meclis kararları incelendiğinde bu işin nasıl bir emek gerektirdiği rahatlıkla görülecektir.[4]
1924 yılına gelindiğinde artık harita tamamlanmış ve inşaatlara başlanmıştır. O yılın haziran ayında Turgutlu’ya gelen bir gazeteci, “Kasaba’da bazı evlerin yapıldığı gözüme çarptı. Kasaba’nın umranına vesile teşkil edeceği tabii bulunan inşaat sahiblerini sezavar-ı takdir bulmamak elden gelmiyor.”[5] diye yazmıştır.
Şehrin imarı, haritayla ilgili çalışmaların tamamlanmasıyla bitmeyecektir elbette. Harita doğrultusunda yeni sokak ve caddelerin açılabilmesi için yangın enkazlarının kaldırılması işin bir diğer yönünü oluşturmaktadır ki bu da dönemin Turgutlu Belediyesi’nin imkânlarıyla kolay tamamlanabilecek bir çalışma değildir. Bu konu, o günlerde bir gazete yazısına şu şekilde yansımıştır: “Büyük bir kısmı harab olmuş olan bir kasabayı hükümet iki senden beri imar edemezse imar hususunda müsbet bir eser gösteremezse bir Seraceddin Bey[6] veya bir Cemal Bey ne yapabilir? Belediye varidatıyla Kasaba içindeki yerlerin tamamen açılmasına bile imkân yoktur.”[7] Tüm bu zorluklara, hem hükümetin hem de belediyenin yaşadığı imkânsızlıklara rağmen Cemal Bey’in görev süresini tamamladığı günlerde enkazlar önemli ölçüde temizlenmiş; yeni yolların birçoğu açılabilmiştir. Yangın enkazlarının tamamen ortadan kaldırılabilmesi için ise 1940’lı yıllara kadar belediyenin çalışmaları devam edecektir.
Cemal Bey’İn belediye başkanlığı dönemini ele alırken anmadan geçmememiz gereken bir diğer önemli çalışma da yeni belediye binasının inşaatıdır. Turgutlu Belediyesi’nin Koza Pazarı civarında yer alan ilk binası, 28 Aralık 1907 tarihinde hizmete açılmıştır.[8] Söz konusu bina, Turgutlu’daki diğer binlerce yapı gibi Yunan yangınında yok olmuş ve belediye, yeni bir binaya kavuşana kadar eski polis karakolunda hizmet vermeye mecbur kalmıştır.[9] Kaymakamlık başta olmak üzere diğer tüm devlet daireleri ise günümüzde Halk Eğitim Merkezi olarak kullanılan eski Rum okulunda son derece sıkışık bir vaziyette iş görmeye çalışmaktadırlar.
Devletin yereldeki işleyişinin sağlıklı bir biçimde gerçekleşebilmesi için andığımız ortamda hem yeni bir hükümet konağına hem de yeni bir belediye binasına duyulan ihtiyaç aşikârdır. Yeni belediye binası ile ilgili çalışmalara 1923 yılında başlanmış ve alt katı belediye eczanesi, üstü de belediye dairesi olarak planlanan yapı, 1924 yılının ekim ayında tamamlanmıştır.[10] Böylelikle Turgutlu Belediyesi, tarihi boyunca ikinci, Cumhuriyet döneminde ise ilk binasına kavuşmuştur. Bina, bir tarafı Eski Manisa Yolu’na, diğer tarafı ise Eczane Sokağı’na bakacak şekilde çift cepheli bir yapıya sahiptir. Eczane Sokağı, adını belediye binasının alt katında yer alan ve dönemin alanındaki tek işyeri olan belediye eczanesinden almıştır. 1940’lı yılların ortalarına kadar başkanlık ve yazı işleri başta olmak üzere bazı belediye birimleri bu binada hizmet vermeye devam edecektir.
Cemal Bey’in başkanlığı dönemindeki belediye hizmetleri, bunlarla sınırlı değildir elbette. Örneğin 1924 yılı eylül ayında yayınlanan bir gazete haberinde, “Kasaba’nın lüks lambalarıyla aydınlatıldığı ve yürümeyi zorlaştıran sokak döşemelerinin yeniden düzenlendiği için belediye başkanı Cemal Bey takdir edilmektedir.”[11] Yine bu dönemde yangın sonucunda tamamen yıkılan ya da kullanılamaz hale gelen lonca[12] ve salhane[13] esaslı bir tamirat geçirmiş; belediyeye ait gazhane de yeniden inşa edilmiştir.[14] Tüm bunları birlikte düşündüğümüz zaman, Cemal Bey’in iki yıllık belediye başkanlığı döneminde Turgutlu Belediyesi’nin çok önemli ve büyük işlere imza attığı rahatlıkla öne sürülebilir. Ayrıca bu iki yılın belediyenin tarihindeki muhtemelen en zor geçen zaman dilimi olduğu da unutulmamalıdır.
[1] Binbaşı Ahmet Hamdi Bey ile ilgili ne yazık ki çok az bilgi sahibiyiz. Bildiklerimizi okumak için bkz.: Mehmet Gökyayla, “Kurtuluş ve Yangın Sonrasının Cefakâr Turgutlu Kaymakamı: Binbaşı Ahmet Hamdi Bey”, https://www.turgutluyanki.com/yazarlar/mehmet-gokyayla/kurtulus-ve-yangin-sonrasinin-cefakar-turgutlu-kaymakami-binbasi-ahmet-hamdi-bey/67/
[2] Haz.: Hasancan Eralaca, Mehmet Gökyayla, Turgutlu Belediyesi Meclis-i İdare Karar Defteri 1, Turgutlu 2022, s. 44.
[3] Nejdet Bilgi, “Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Turgutlu (1923-1928): İmar, İnşa, İktisat ve Ziraat Durumu”, 20. Yüzyılda Turgutlu, Turgutlu 2019, s. 261.
[4] Haz.: Hasancan Eralaca, Mehmet Gökyayla, Turgutlu Belediyesi Meclis-i İdare Karar Defteri 1, Turgutlu 2022. Karar defterinde haritanın hazırlanması ile ilgili olarak yaşanan sıkıntılardan uygulama aşamasında yapılanlara dek onlarca farklı karar mevcuttur.
[5] Nejdet Bilgi, a.g.m., s. 260-261.
[6] Seraceddin Bey, dönemin Turgutlu kaymakamıdır.
[7] Nejdet Bilgi, a.g.m., s. 262.
[8] Nejdet Bilgi, “1908-1913 Yıllarında İzmir Basınında Kasaba (Turgutlu)”, 20. Yüzyılda Turgutlu, Turgutlu 2019, s. 171.
[9] Haz.: Hasancan Eralaca, Mehmet Gökyayla, a.g.e., s. 166.
[10] Salih Özbaran, Küllerinden Doğan ‘Kasaba’ Turgutlu, İzmir 2013, s. 74.
[11] Nejdet Bilgi, “Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Turgutlu (1923-1928): İmar, İnşa, İktisat ve Ziraat Durumu”, 20. Yüzyılda Turgutlu, Turgutlu 2019, s. 264.
[12] Haz.: Hasancan Eralaca, Mehmet Gökyayla, a.g.e., s. 77.
[13] Haz.: Hasancan Eralaca, Mehmet Gökyayla, a.g.e., s. 74.
[14] Haz.: Hasancan Eralaca, Mehmet Gökyayla, a.g.e., s. 93.