Turgutlu'nun Çukurbahçeleri
Mehmet Gökyayla
ON yaşlarındaydım. O yıl yaz tatilinde birkaç kafa dengi arkadaş, bisikletlerimizle Turgutlu’yu keşfediyorduk. Her gün bir başka mahalle, bir başka mevki keşif alanımızdı. İşte o günlerden birisinde tesadüfen girdiğimiz bir sokakta karşımıza çıkan, evlerin arasında kalmış küçümsenmeyecek büyüklükteki bir erik bahçesi ve bahçenin çevresinden iki üç metre kadar aşağıda yer alması aklıma kazınmıştı. Aynı günlerde birkaç defa daha burayı bulmaya çalışıp bulamamıştık. Babama gezintimizi ve erik bahçesini sorduğumda orasının ‘Çukurbahçe’ olduğunu söylemişti. Okuduğunuz yazının temelinde işte bu anı ve babamla olan diyaloglarımız bulunmaktadır.
Çukurbahçe, ismiyle müsemma denilen kelime gruplarındandır. Çevresindekilerden daha alçak seviyede yani bariz bir şekilde çukurda kalan arazi parçalarına bu isim verilmektedir ve Türkiye’nin pek çok yerinde bu adı taşıyan mevkiler, mahaller bulunmaktadır. Gemlik, Bodrum, Bornova ve Hatay’ın Defne ilçeleri, ‘Çukurbahçe’ isimli mevki ya da mahallelerin bulunduğu yerleşim yerlerinden sadece bazılarıdır. Bilindiği gibi Turgutlu’da da ikisi günümüze ulaşmayan üç adet çukurbahçe mevcuttur.
Turgutlu’nun güneyinden kuzeyine doğru gidecek olursak çukurbahçelerin ilki, günümüzde Cumartesi Pazaryeri’nin olduğu alanda kalmaktadır. Halen hafızalarda Çukurbahçe adıyla hatırlanmakta olan bu alan, Cumartesi Pazaryeri’nin haricinde Turgutlu Adliyesi, Sosyal Güvenlik Kurumu Müdürlüğü, TEV Cemile Samiye Bayar İlkokulu ve Papatya Sokak’ın da bir bölümünü içine almaktaydı. Çevresinden metrelerce aşağıda kalan Çukurbahçe’nin kenarlarından evler bulunmakta ve bu evler yağışlı havalarda sıklıkla su baskınlarına maruz kalmaktaydı. 80’li yıllarda babam belediye başkanıyken birkaç defa gecenin ilerleyen vakitlerinde telefonun çaldığını, Çukurbahçe’deki evleri yine su bastığı haberiyle babamın evden çıktığını hatırlıyorum. Su baskını durumunda belediyenin de alandaki suyu tahliye etmeye çalışmak haricinde yapabileceği bir şey yoktu aslında. Aslına bakılırsa o bölgeye evlerin inşa edilmesi en baştan engellenmeli ya da inşaattan önce gerekli tedbirler alınmalıydı ama vatandaşların barınma ihtiyaçları ile yönetimin ekonomik imkânlarının sınırlılığı, evlerin su altında kalması sonucunu doğuruyordu.
Bölgedeki ilk kamulaştırma da işte bu dönemde, Mehmet Tüzel Gökyayla belediye başkanıyken yapılmıştır. İstimlâk edilen alan, şu anda TEV Cemile Samiye Bayar İlkokulu’nun yer aldığı kısımdır.[1] Aynı dönemde yapılan imar düzenlemeleri ile bölgede semt pazarı[2], ilkokul ve otopark için de alanlar ayrılmıştır.
Günümüzde Turgutlu Adliyesi'nin bulunduğu alan
Sonrasında pazaryeri haline getirilecek alan, Turgutlu Belediyesi’nin 3 Şubat 1993 tarihli toplantısında başka bir vesileyle gündeme gelir. Kültür Bakanlığı, o günlerde belediyeden ilçede bir kütüphane ve kültür merkezi inşa etmek üzere uygun bir arsa talep etmiştir. Belediye Meclisi, bakanlığın bir yıl içerisinde inşaata başlaması şartıyla tam da sözünü ettiğimiz arsanın teklif edilmesine karar verir.[3] Ancak belli ki bakanlık bu yeri istememiştir ve aynı yıl içerisinde burasının bir pazaryeri haline getirilmesi için çalışmalara başlanmıştır. 1992 yılının haziran ayından 1993 yılının mayıs ayı sonuna kadar Turgutlu Belediyesi tarafından yapılan çalışmaların sıralandığı faaliyet raporunda Şehitler Mahallesi’nde yeni yapılan pazaryerine 1700 metrekare kaldırım betonu atıldığı, 700 metre kaldırım bordürü döşendiği ve alana 1800 metrekare de asfalt döküldüğü ifade edilmiştir.[4] Aynı raporun yapılan işlerin özeti denebilecek kısmında “yeni pazaryerinin düzenlenmesi” şeklinde bir ifade mevcuttur. Alanın pazaryeri işleviyle daha sağlıklı bir halde kullanılabilmesi amacıyla Yasin Hoşbilgin ve Yunus Erkan’ın belediye başkanlığı dönemlerinde de burada çalışmalara devam edilmiştir. Ancak pazaryeri ve daha önceden kamulaştırılan oku yeri haricinde burada halen vatandaşlara ait birçok parsel ve evler vardır. Buralarda sıkıntılar yaşanmaya da devam etmektedir. Bunu kanıtlayan bir örnek, 1996 yılında Belediye Meclisi’nde geçen bir diyalogda görülebilir. Toplantıda Meclis Üyesi Süleyman Akbaş, “mevcut alanda daha önce alınan istimlâk kararı sebebiyle vatandaşların uzun süredir mağdur olduğunu” belirtmiş; Meclis Üyesi Yakup Çınar da, “bu alanda bulunan vatandaşlar 25 seneden beri mağdur durumdadırlar. Bu konuya bir çözüm getirilmelidir.”[5] demiştir.
Yıllar içerisinde alanın tamamı, belediye tarafından kamulaştırılmıştır ve pazaryerinin çevresine önce TEV Cemile Samiye Bayar İlkokulu, sonra adliye binası ve son olarak da Sosyal Güvenlik Kurumu İlçe Müdürlüğü binası inşa edilmiştir. Böylelikle bir zamanların Çukurbahçe’si ve çevresi, kamu hizmet alanları ile kamu kurumlarının toplandığı bir bölge haline gelmiştir.
Cumartesi Pazaryeri'nin üzerinin kapanmasına dair çalışmalar
Bahsettiğimiz bu ilk Çukurbahçe’den kuzeye doğru yöneldiğimizde karşımıza çıkacak aynı nitelikteki ikinci alan, günümüzde Samiye Nuri Sevil Ortaokulu’nun bulunduğu bölgedir. Burası, muhtemelen yağmur sularının birikmesi ya da taban suyu seviyesine inilmiş olması nedeniyle küçük bir gölet görünümündedir ve halk arasında ‘Kanlı Göl’ diye isimlendirilmiştir. Halkın verdiği bu gibi isimlerin hemen hepsinin bir temeli bulunmaktadır. Burada da aynı şey geçerlidir.
Kanlı Göl isimlendirmesinin kökeninde Yunan işgali ve işgalden kurtuluş günlerinde yaşananlar yer almaktadır. 30 Ağustos 1922’de Yunan ordusu, Türk kuvvetlerinin karşısında bozguna uğramış ve panik halinde İzmir’e doğru çekilmeye başlamıştır. Bu esnada tahliye ettikleri yerleşim yerlerini yakıp yıkmakta, buralarda ikamet eden Türkleri de katletmektedirler. Bahsettiğimiz katliamlardan birisi de Turgutlu’nun çukurbahçelerinden birisinde yaşanmıştır. İlçenin hemen tüm sokaklarında yangınlar devam ederken bir grup Yunan askeri, bölgede yaşayan ailelerin ergenlik çağındaki erkek evlatlarını toplayarak sözünü ettiğimiz göletin yanına getirir. 10-15 yaşlarındaki bu delikanlılar burada herhangi bir sıra gözetilmeksizin öldürülmeğe başlar. Henüz birer çocuk olan şehitlerin kanı, gölete akmaktadır. Biraz ileride nöbetçi olarak bırakılan Yunan askerinin, Türk birliklerinin yaklaştığını söylemesi üzerine katliam tamamlanamadan yani tüm delikanlılar öldürülemeden Yunan askerleri kaçmak zorunda kalır. İşte bu olaydan dolayı gölet, Kanlı Göl şeklinde anılmaya başlayacaktır.
1937 yılında Kanlı Göl’ün hemen kenarında yeni bir okul inşaatına başlanmıştır.[6] Günümüze ulaşmayan bu eğitim kurumu, İnkılâp İlkokulu’dur.[7] Göletin kenarları, tıpkı az önce aktardığımız Çukurbahçe’de olduğu gibi baraka, dam ve kerpiç evlere ev sahipliği yapmaktadır. Burada biriken su, çevrede ikamet edenler için sürekli bir sıkıntı oluşturmaktadır. 1975 yılında bu konuda bir çalışma yapılmış ve “Kanlı Göl suyu Leylek Çayı’na akıtılarak”[8] göletin tahliye edilmesi hedeflenmiştir.
Alan, tespit edemediğimiz bir dönemde belediye tarafından kamulaştırılmış ve Mehmet Tüzel Gökyayla’nın belediye başkanlığı döneminde doldurularak çevresiyle aynı zemin koduna yükseltilmiştir. Bu çalışmanın sonrasında ise bir zamanların Kanlı Göl’ü oyun gruplarının bulunduğu bir çocuk oyun alanına dönüştürülmüştür. Burası artık 1922 yılının eylül ayında Yunanlılar tarafından şehit edilen delikanlılarla hemen hemen aynı yaştaki çocukların keyifle zaman geçirdiği bir alan hüviyetine bürünmüştür. 1990’lara gelindiğinde ise aynı yerde bir ortaokul inşa edilecektir. Samiye Nuri Sevil adını taşıyan bu okul, 1992-93 eğitim yılında açılmıştır ve hatırlanacağı üzere halen varlığını sürdürmektedir. Bir zamanların Kanlı Göl’ünden bölgede günümüze dek yaşayan son hatıra ise okulun doğusundan geçen sokağın adıdır. Burası, Gölüstü Sokak adını taşımaktadır.
Kanlı Göl'ün doldurulduktan sonra çocuk oyun alanı haline getirilmiş hali
Turgutlu’nun diğerlerine göre en kuzeyinde kalan üçüncü ve son çukurbahçesi ise Bozkurt Mahallesi’nde yer almaktadır. 1985 yılında hazırlanan imar planında burası bir yeşil alan olarak öngörülmüştür. 26 Şubat 1985 tarihli Belediye Meclisi toplantısında hazırlanmakta olan imar planında “Çukurbahçe denilen yeşil alana gelen yolların çıkmazlıktan kurtulup yeni yolların açılması” doğrultusunda karar alınmıştır.[9] Bunun ardından da 12 Kasım 1986 tarihli toplantıda İmar Komisyonu ve sonrasında da Belediye Meclisi tarafından onaylanan 5 Yıllık İmar Programı’nda burası tekrar gündeme gelmiştir. Buna göre alan, Turgutlu Belediyesi’nin istimlâk etmeyi planladığı gayrimenkulleri arasında yer almaktadır. Ancak bu kamulaştırma, hedeflenen zaman içerisinde gerçekleştirilemeyecektir.
2010’lara gelinene kadar Bozkurt Mahallesi’nin Çukurbahçe’si bir erik bahçesi olarak varlığını sürdürmüştür. Anılan dönemde, cuma günleri sokak aralarında kurulan pazarın kapalı bir pazaryeri inşa edilerek buraya taşınması amacıyla Çukurbahçe’nin kamulaştırılması yeniden gündeme gelmiştir. Günümüzde artık alanın kamulaştırılması tamamlanmış ve kapalı pazaryerinin de projeleri hazırlanarak gerekli izinler alınmış durumdadır ve yakın zamanda burada inşaata başlanması hedeflenmektedir.
Buraya kadar Turgutlu’nun üç farklı bölgesindeki çukurbahçelerden söz ettik. Çocukluğumdan beri bu alanlar dikkatimi çekmiş ve buraların çevrelerine göre nasıl olup da bu şekilde çukurlaştıklarını merak etmişimdir. Aslında bu sorunun cevabı son derece basittir: Bu alanlar, birer kerpiç çukurudur. Bazı eski yazışmalarda ve kayıtlarda da buralardan ‘Kerpiç Çukuru Mevkii’ diye söz edilmektedir. Neredeyse yirminci yüzyılın ortalarına kadar en çok kullanılan yapı malzemelerinden birisi kerpiçtir. Kerpiç, saman ve balçık karışımı olarak hazırlanıp tahta kalıplara dökülerek güneşte kurutulan ilkel tuğla şeklinde tanımlanabilir. Dolayısıyla kerpiç yapımında kullanılan en önemli hammadde belirli bir niteliğe sahip olan topraktır. Yüzlerce yıl boyunca Turgutlu’da inşa edilen yapıların malzemesi bu üç alandan karşılanmıştır.
Kerpiç yapılacak toprağın alınacağı bölgelerin bazı kurallara göre belirlendiği, eski dönemlerden beri bu konunun denetime tabi tutulduğu anlaşılmaktadır. Turgutlu Belediye Meclisi’nin 6 Eylül 1339 (M. 6 Eylül 1923) tarih ve 279 numaralı kararı, doğrudan doğruya bu konuyla ilintilidir. Buna göre, “Bakkal Pomak Rıza’nın bilâruhsat kışla altında yirmi bin kerpiç keserek cadde üzerinde büyük çukur açtığına dair” müzekkere hazırlanmış ve meclis, “Bilâruhsat açtığı çukurun hâl-i aslîsine rücuu ve kestiği kerpiçlerin müsaderesine, mevcut kerpiçlerin bedelinin istirda ile irat kaydına” karar vermiştir.[10] Yani kerpiç yapmak üzere toprak alınarak açılan çukuru vatandaş kapatacak ve yaptığı kerpiçlere de el konacaktır.
Turgutlu içerisindeki bu üç bölgede toplamda yaklaşık olarak otuz bin metrekarelik çukur alanlar oluşmuştur. Cumartesi pazarının bulunduğu yerdeki Çukurbahçe neredeyse 20.000 metrekare, Kanlı Göl 4.400 metrekare ve Bozkurt Mahallesi’ndeki Çukurbahçe ise 5.000 metrekarelik alana yayılmaktadır. Yerleşim yerinin içerisinde bu büyüklükteki çukurlar, elbette çeşitli açılardan tehditler oluşturmakta; ciddi sıkıntılara sebebiyet vermektedir. Aktardığımız üzere bu bölgelerde yaşanan su baskınları, bu sıkıntılardan yalnızca bir tanesidir. Tam da bu nedenle günümüze gelinene dek ilçe merkezindeki çukurbahçelerden ikisi doldurularak zemin kodu seviyesine yükseltilmiş ve yeni işlevlerle kullanılır hale gelmiştir. Üçüncü alan ise üzerinde yapılması planlanan pazaryeri için gün saymaktadır.
[1] 04.06.1986 tarihli Belediye Meclisi toplantısında sunulan icraat raporu.
[2] 04.06.1986 tarihli Belediye Meclisi toplantısında sunulan icraat raporu.
[3] Turgutlu Belediye Meclisi 03.02.1993 tarih ve 13 numaralı meclis kararı.
[4] 8 Haziran 1993 tarihli Belediye Meclisi toplantısında sunulan faaliyet raporu.
[5] 7 Şubat 1996 tarihli Belediye Meclisi toplantısı zabıtnamesi, s. 2-3.
[6] “Yeni Bir Mektep Yapılıyor”; Yeni Asır gazetesi; 25 Mart 1937; s. 3.
[7] İnkılâp İlkokulu hakkında detaylı bilgi için bakınız: Mehmet Gökyayla, “Günümüze Ulaşmayan Bir Eğitim Kurumu”, https://www.turgutluyanki.com/gunumuze-ulasmayan-bir-egitim-kurumu-inkilap-ilkokulu/47550/
[8] 6 Haziran 1975 tarihli toplantıda Belediye Meclisi’ne sunulan icraat raporu, s. 3.
[9] 26 Şubat 1985 tarihli Belediye Meclisi toplantısı zabıtnamesi.
[10] Haz.: Hasancan Eralaca-Mehmet Gökyayla, Turgutlu Belediyesi Meclis-i İdare Karar Defteri 1, Turgutlu 2022, s. 103.