MODERN TURGUTLU’NUN TEMELLERİNİ ATAN BELEDİYE BAŞKANI
CEVDET ÖKTEM
Turgutlu, 7 Eylül 1922’de düşman işgalinden kurtulmuştu ancak birkaç yıl öncesinde 25 bin kişinin yaşadığı bu şehir, şimdi sığınacak bir çatısı bile olmayan yalnızca 8 bin kişiden oluşan nüfusuyla küllerinden yeniden doğmayı bekliyordu.
Yangının yaralarını sarmak kolay olmayacaktı elbette ama Kasabalılar, burayı yaşanabilir bir hale getirmek için azimle çalışıyorlardı. Aynı zamanda cumhuriyet devrimleriyle birlikte yepyeni bir yapı, yepyeni kurumlar oluşuyordu tüm Türkiye’de olduğu gibi Turgutlu’da da.
1920’lerden 1950’lere kadar uzanan ‘erken cumhuriyet dönemi’ diyebileceğimiz bu sürecin Turgutlu’sunda faaliyetleriyle, çalışmalarıyla iz bırakan ve hatıralarıyla günümüze kadar ulaşan bazı isimler öne çıkmaktaydı. Hasan Şevki Özeren, Zahit Zühtü Akıncı, Dr. Seyfettin Poyraz ve Fotoğrafçı Ahmet Hamdi Bey’in aralarında bulunduğu bu isimlerin en önemlilerinden birisi de Cevdet Öktem’dir hiç şüphesiz.
Cevdet Bey, 1900 yılında Turgutlu’da doğdu. Ailesi, Turgutlu’nun yerlilerindendi. İyi bir eğitim almış olan babası Mehmet Tevfik Bey, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin bölgesel anlamda önemli simalarındandı ve Rize Pazar ilçesi kaymakamlığı ile Aydın Maarif Müdürlüğü gibi üst düzey görevlerde bulunmuştu. Cevdet Bey’in annesi ise Kâmile Hanım’dır.
İlkokulu İzmir’de St. Joseph’te okuyan Cevdet Öktem, ortaokul ve liseyi de Konak’taki Sultanî’de tamamladı. Her ne kadar Mekteb-i Tıbbiye’ye gidip hekim olmak istemişse de Birinci Dünya Savaşı ve ardından yaşanan Yunan işgali yüzünden bu, mümkün olamadı.
Turgutlu’nun Yunan ordusu tarafından yakılması nedeniyle yılar boyunca ailesiyle birlikte ovadaki bağ evlerinde yaşamak durumunda kaldı. Kurtuluştan sonra Kasaba Mekteb-i İptidaisi’nde öğretmenlik yapmaya başlayan Cevdet Öktem, artık “Muallim Cevdet Bey” olarak anılıyordu.
Öktem’in Turgutlu’da öne çıkmaya başlaması da bu döneme denk gelir. 1923-24 yıllarında Turgutlu’nun yangın sonrasını şekillendirecek olan haritanın hazırlanması amacıyla İstanbul’dan gelen mühendislerle birlikte çalışır. Ayrıca bugünlerden itibaren Kasaba İdman Yurdu, Tayyare Cemiyeti ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun öncülü diyebileceğimiz Himaye-i Etfal Cemiyeti gibi sivil toplum kuruluşlarının ilçedeki şubelerinde önemli görevler almaya başlar. Örneğin onun bir dönem saymanlığını, bir dönemse başkanlığını yaptığı Tayyare Cemiyeti’nin Turgutlu Şubesi, halktan topladıkları yardımlarla iki uçak alarak Türk Hava Kuvvetleri’ne bağışlamıştı.
1934’ün kasım ayına geldiğimizde yalnızca 34 yaşında olan genç Cevdet Öktem, Turgutlu Belediye Reisi seçilmiştir ve artık “Muallim Bey” değil; “Reis Bey”dir.
Genç Türkiye Cumhuriyeti, henüz 11 yaşındadır. Yanık memleket Turgutlu’nun ise maddî imkânları çok az, ihtiyaçları ise sayılamayacak kadar fazladır.
Cevdet Öktem, bu ilk döneminde 1934’ün kasımından 1942 ocak ayına kadar yaklaşık sekiz yıl belediye başkanlığı görevini sürdürür. Bu süreçte çok yorulmuş; yıpranmıştır. Sağlık sorunlarından dolayı belediye başkanlığı görevinden istifa eder. On ay kadar süren istirahatin ardından 1942’nin kasım ayında yeniden belediye başkanı seçilir ve bu ikinci dönemi de yaklaşık 2 yıl sürecektir. Bu sürenin sonunda İkinci Dünya Savaşı yıllarında birçok yaşıtı gibi ikinci defa askere alındığı için belediye başkanlığı görevi sona erecektir. Onun belediye başkanlığının üçüncü ve son dönemi ise 1950-55 yılları arasındadır. Cevdet Öktem, toplamda yaklaşık olarak 14 yıl boyunca Turgutlu Belediye Başkanlığı yapmıştır.
Cevdet Öktem’in hayatındaki belki de en önemli unsurlardan birisi, ağaç ve tabiat sevgisidir. Belediye başkanlığı dönemindeki hizmetlerine de bu sevgi, aynen yansımıştır. İlk icraatlarından birisi, günümüzde Celal Bayar Üniversitesi Turgutlu Meslek Yüksek Okulu’nun bulunduğu alanda bir fidanlık oluşturmak olmuştur. 1935 yılında açılan bu fidanlıkta yetişen ağaç fidanları, birkaç yıl içerisinde Turgutlu’nun tüm sokak, cadde ve meydanlarının ağaçlandırılmasını sağlayacaktır. Bu fidanların dikilmesi ve sulanmasını sürekli kontrol altında tuttuğu gibi, zaman zaman kendisi de bu işlerde bedenen çalışmıştır. Ayrıca bu dönemde Turgutlu Belediyesi, Manisa ve İzmir gibi illerin de içinde olduğu pek çok belediyeye fidan satar duruma gelmiştir.
Turgutlu’nun sokaklarına dikilen fidanların önemli bölümü dut olmuştur çünkü bir hayali vardır Cevdet Öktem’in: Turgutlu’da ipekböcekçiliğini geliştirerek Turgutlululara yeni bir ekmek kapısı oluşturmak. O döneme kadar Turgutlu’nun Dağmarmara bölgesindeki köylerinde bu iş yapılmakta ve kısıtlı da olsa insanlara bir geçim kaynağı oluşturmaktadır fakat bu işkolu ilçe merkezinde mevcut değildir. Bilindiği gibi ipekböceklerinin en sevdiği yiyecek dut yaprağıdır. İpekböcekçiliği Cevdet Bey’in çabalarına rağmen ilçede maalesef istenen düzeyde gelişmemiştir ama o günlerde dikilen dut fidanları, günümüzde yetişkin ağaçlar olarak hâlâ süslemeye devam etmektedir Kasaba sokaklarını.
O dönemde hayata geçirilen ve ağaçlandırma çalışmalarıyla ilişkilendirilebilecek bir diğer çalışma da park ve yeşil alanların oluşturulmasıdır. O günlerde Cumhuriyet Meydanı adıyla anılan Orta Park, bu dönemde oluşturulmuştur. Karpuz Kaldıran Parkı’ndaki Atatürk anıtı ve havuz, yine bu dönemde yapılmıştır. Koza Pazarı’ndaki yeşil alanın peyzajı da Cevdet Öktem dönemine aittir.
Onun başkanlığındaki Turgutlu Belediyesi’nin bir diğer önemli hizmeti, loncanın inşasıdır. Yangın öncesi Turgutlu’da çeşitli gıda ve tarım ürünlerinin ticaretinin yapıldığı çok sayıda lonca yapısı mevcuttur ancak yangın, bunları da yakıp yıkmış; küle çevirmiştir. Günümüzde postanenin olduğu alana inşa edilen yeni lonca, işte bu ihtiyacı karşılayacak; arpa ve buğday gibi zahire ürünleri, burada alıcı ve satıcıyı aracısız olarak bir araya getirecektir.
Lonca, 1970’li yıllara kadar varlığını sürdürmüş; bu dönemde alan, PTT’ye tahsis edilmiş ve bu yapı maalesef yıkılmıştır. Bölgede esnaflık yapan Kasabalıların ifadesine göre Cevdet Bey, o dönemde hemen her gün bu alana gelerek yıkım çalışmasını yaşlı gözlerle izlemiştir.
Turgutlu’daki modern itfaiye teşkilatı da Cevdet Bey’in zamanında oluşturulmuştur. Öncesinde yangınlara ilkel tulumbalarla müdahale edilirken onun belediye başkanlığı döneminde bir arazöz başta olmak üzere gerekli aletler, merdivenler ve diğer gereçler itfaiye bünyesine dâhil edilerek Turgutlu İtfaiyesi’nin dönemin ihtiyaçlarına uygun bir hale getirilmesi sağlanmıştır. Ayrıca bu dönemden itibaren itfaiye çalışanlarının fiziksel olarak her daim hazır olmaları için antrenman ve tatbikat yapmaları uygulamalarına da başlanmıştır.
Kasabalıların onu ilk tanıdıkları sıfatla söyleyecek olursak Muallim Cevdet Bey için çok önemli olan bir diğer alan da eğitim olmuştur. Turgutlu Ortaokulu ve Turgutlu Halkevi, onun başkanlığı döneminde, onun girişim ve destekleriyle açılmıştır.
Cumhuriyet devrimlerinin en önemli kurumlarından birisi olan Halkevleri, tüm vatandaşların birçok konuda eğitilmelerini ve cumhuriyet fikrini yerleştirmeyi hedeflemektedir. Turgutlu Halkevi de bu amaçlar doğrultusunda 1936’da faaliyete başlar. Spordan tiyatroya, edebiyattan müziğe pek çok alanda eğitimlerin verildiği Turgutlu Halkevi, Koza Pazarı Mevkii’nde küçük bir binada açılmıştır. Kısa sürede Halkevi’nin yeni binasının inşaatı tamamlanır ve Turgutlu Halkevi, 29 Ekim 1938’de yani cumhuriyetin 15. yıldönümünde Manisa Valisi Dr. Lütfi Kırdar tarafından yapılan açılışla burada faaliyete geçer.
Turgutlu Ortaokulu ise, 1937’de eğitim vermeye başlar. Okulun İstiklal Mahallesi’nde kiralanan üç farklı binada eğitime başladığını söylersek dönemin maddî imkânsızlıkları çok daha açık olarak anlaşılacaktır, sanıyorum. Bir diğer değerli isim olan Hilmi Ziya Apak’ın müdürlüğündeki Turgutlu Ortaokulu, Halkevi’yle birlikte şehrin kültürel yapısına kısa sürede etki etmeye başlayacaktır.
Cevdet Öktem’in belediye başkanlığının son döneminde Turgutlu Belediyesi’nin en önemli ihtiyacı, yeni bir hizmet binasıdır. Belediyenin birimleri, yıllardan beri, çoğunluğu kiralık olan binalarda Turgutlu’nun dört bir yanına dağılmış durumdadır. O günlerde Halkevleri kapatılmış; malları da İl Özel İdarelerine verilmiştir. İşte bu süreçte, Turgutlu Halkevi’ne ait olup İl Özel İdaresi’ne devredilen bina kiralanarak belediye buraya taşınır ve bir yıl kadar sonra da bu bina satın alınır. Böylelikle belediyenin tüm birimleri, aynı çatı altında toplanmış olur ve söz konusu yapı, 2003 yılına kadar belediye hizmet binası olarak faaliyet gösterir.
Disiplini, çalışkanlığı ve dürüstlüğü ile tanınan Cevdet Öktem, tüm belediye çalışanlarının da sevgi ve saygısını kazanan bir belediye başkanı olmuştu. Cevdet Bey, belediye başkanlığı döneminde Manisa Valisi Dr. Lütfi Kırdar ve Manisa’daki en üst rütbeli subay olan General Ali Rıza Altunkal ile çok yakın bir dostluk tesis etmişti. Bu yakınlık, Turgutlu’yla ilgili birçok önemli konunun çözüme kavuşmasında sonraki yıllarda da çok yararlı olmuştur.
Cevdet Bey, belediye başkanlığı sonrasında da Turgutlu için değerli çalışmalara imza atmıştır. Bunlardan birisi yüksek bağcılık sistemi ile ilgilidir. Dr. Süleyman Bağcı ve öğretmen Salim Örge ile birlikte köy köy dolaşarak hem arazinin daha verimli kullanılmasını sağlamak hem de asmaların üzüm verimini arttırmak amacıyla bölgede yüksek bağcılığın gelişmesi için canını dişine takarak çalışmıştır.
Onun da ortak olarak içerisinde bulunduğu ekibin bir diğer yadigârı da Turgutlu Konservecilik Anonim Şirketi yani TUKAŞ’tır. Bu fabrika, Turgutlu’dan taşınana kadar yaklaşık yarım yüzyıl boyunca binlerce Turgutlulunun doğrudan ya da dolaylı olarak ekmek kapısı olmuştur.
Hayatının en önemli faaliyetlerinden birisi de okumak ve kitaplar olan Cevdet Öktem, Turgutlu’da yetişen önemli aydınlarımızdan birisidir aynı zamanda. 1950’li, 60’lı yıllarda yerel gazetelere yazdığı köşe yazılarıyla bunu kanıtlamıştır.
Cevdet Öktem, 1985’te hayata gözlerini kapamış ve kendisinden önce vefat eden oğlunun Turgutlu Mezarlığı’ndaki kabrinin yanına defnedilmiştir. Vefatının hemen ardından Turgutlu Belediye Meclisi, Koza Pazarı ile Samiye Nuri Sevil İlkokulu arasında kalan yola onun adını vermiştir. Bugün, Turgutlu Kent Müzesi’nde Cevdet Öktem’in bir büstü yer almakta ve ayrıca ailesi tarafından bağışlanan bazı kişisel eşyaları, müzede sergilenmektedir.
Günümüzde Turgutlu, hemen her sokağında ağaçların olduğu, birbirine açılan sokaklarıyla, Orta Park’ıyla, Karpuz Kaldıran Parkı’yla birçok açıdan örnek bir şehirse, işte bu modern Turgutlu’nun temelinde Cevdet Öktem imzasının bulunduğu unutulmamalıdır.
Cevdet Öktem, insanların ölümlerinden sonra eserleriyle yaşadığının Turgutlu’daki kanıtıdır hiç şüphesiz.