Kırsal alanın tarihi ve Kuşlar Köyü
OSMANLI Devletinin taşrasına dair çalışırken 1400'lü, 1500'lü yıllara dair nispeten detaylı kayıtlara rastlamamız çoğunlukla mümkündür. 1600'lü yıllara gelindiğinde detay daha azdır ancak yine de taşra yerleşimleri, köylere varana kadar en azından isimleriyle karşımıza çıkarlar. İlk cümlede bahsettiğimiz kayıtlar, tahrir defterleri denilen ve kabaca kimin ne kadar arazi işlediğinin, ne iş yaptığının kaydedildiği defterlerdir. 1600'lerde karşımıza çıkanlar ise çoğunlukla tahrir defterleri değil, olağanüstü durumlarda halka yüklenen malî ya da aynî vergi olan avârız vergisinin kaydedildiği defterlerdir. Bu vergiler, zamanla olağanüstü durumların gerekliliğinden çıkıp devamlı toplanır hale gelecektir.
1700'lü yıllara geldiğimizde ise öncesindeki kadar detaylı defter tutma geleneğinin ortadan kalkmış olduğu görülecektir. Bu durumun nedenlerinin başında belki de Osmanlı Devleti'nin yereldeki yönetimi, bir yere kadar âyan denilen bölgesel ve küçük hanedanlara bırakmış olması gelmektedir. Ayrıca Celalî isyanlarından dolayı eskisi kadar detaylı kayıt tutma imkânı da ortadan kaybolmuş durumdadır. Hal böyle iken istisnaları olmakla birlikte 18. yüzyılda Osmanlı taşrasına ait toplu ve detaylı kayıtlara ulaşmak, önceki dönemlerdeki kadar kolay ve mümkün değildir.
Tüm bu anlattıklarımız Turgutlu ve köyleri için de geçerlidir elbette. Bir de küçük birer kırsal iskân merkezi olan köylerin önemli kısmının zaman içinde terk edilerek ortadan kalktıkları düşünülürse kırsalın geçmişini araştırmanın zorluğu, daha açık bir şekilde görülecektir.
Günümüzde Dağmarmara bölgesinde mevcut altı köyden birisi durumundaki Kuşlar'ın geçmişini, kurulduğu dönemi ve o günlere dair ayrıntıları her yönüyle tespit etmek, yukarıda bahsedilenlerden dolayı mümkün görünmemektedir.
Turgutlu'nun avârız kayıtlarını ele alan bir makalede, konu edilen kayıt defterinde geçen Kuşluk adlı iki hanelik köy, Kuşlar ile eşleştirilmiştir.[1] Oysa bu defter, 1659 yılına aittir ve o tarihte Kuşlar'ın da içerisinde bulunduğu Dağmarmara bölgesi, Turgutlu kaza ya da nahiyesine ait değildir. Anılan dönemde Turgutlu, eski Yengi nahiyesinin topraklarını idarî statüde devralmış görünmektedir. Bugünün Turgutlu'sunun güneyinde kalan dağlık arazi, önceleri Aydın ve bir dönem sonra da İzmir sancağına veya bağlı kazalara aittir. Bunu en açık olarak 19. yüzyılın nüfus ve temettuat defterlerinde görmekteyiz. Dağmarmara, 1831 yılına ait nüfus defterinde[2] İzmir'e tâbi iken 1844 yılına ait temettuat kayıtlarında[3] Manisa sancağına bağlıdır. Dolayısıyla idarî statü açısından bölgeyi Manisa ve Turgutlu'yla ilişkilendirebileceğimiz zaman aralığı, 1831-1844 yılları arasıdır. Bu anlattıklarımız ışığında 1659 tarihli avârız defterinde kayıtlı olan Kuşluk karyesinin günümüz Kuşlar köyü ile eşleştirilemeyeceği açık bir şekilde anlaşılacaktır.
Kuşlar köyünün geçmişine dair şu an için elimizde mevcut olan en eski belgeler, 1831 yılında tutulmuş nüfus defteri ile köyün mezarlığındaki mezar taşlarıdır. Nüfus defteri, arşivlerde karşımıza çıkan köyün adının geçtiği en eski belge olduğu için önemlidir ancak köy mezarlığında ve hemen karşısındaki Hacıisalar köyünün mezarlığındaki Kuşlar karyesi ifadesi geçen yazılı mezar taşlarından bazıları, nüfus defterlerinden daha önceki tarihlere aittir. Mezarlıkta günümüze ulaşan en eski yazılı mezar taşı Ahmet oğlu Hasan'a aittir ve hicrî 1111 (miladî 1699-1700) tarihini taşımaktadır. Alanda çok sayıda örneğine rastlanan yazısız kayrak mezar taşlarının en azından bazılarının daha eski tarihlere ait olabileceğini dikkate aldığımızda Kuşlar köyünün 1600'lü yıllarda ortaya çıktığı ve mezarlığın da o dönemden itibaren kullanılmaya başlandığı öne sürülebilir.
Köyün çevresinde konargöçer yörüklerin yaşantısına dair de pek çok emare bulunmaktadır. Günümüzde bu emarelerden gözle görülebilecek herhangi bir kanıt maalesef yoktur ama hem mevki isimleri hem de köyde ikamet edenlerin anlattıkları, bölgedeki yörük yaşantısının kanıtı durumundadır. Köyün hemen üst kısmındaki iki mevki, Aşağı Oba / Aşağı Yurt Yeri ve Yukarı Oba / Yukarı Yurt Yeri şeklinde adlandırılmaktadır. Bunun yanında köyün arazisinde, orman içi veya kenarında kalan ve Arnavut'un Mezarı, Şıhlı Mezarı, Karılar Mezarlığı ve Kız Mezarlığı denilen kabir yahut küçük mezarlıklar vardır. Köyde anlatılanlardan anladığımız kadarıyla bu mezar veya mezarlıklar, bölgede yaşayan ya da göç güzergâhları buralardan geçen yörük topluluklarına aittir.[4] Şu anda bu alanlarda mezar ya da mezarlar bulunduğuna dair işaret kalmamışsa da yakın zaman öncesine kadar buralarda kayrak mezar taşlarının var olduğu ifade edilmektedir. Söz konusu mezar taşları, orman işletmelerinin yol genişletme çalışmaları ve kaçak kazılar sonucunda maalesef ortadan kaybolmuştur.
Kuşlar'da ikamet eden kişilerle görüşmelerimizde kendileri ile yörüklük arasında pek bir irtibat olmadığını belirtmişlerse de bir anlamda yarı konargöçer diyebileceğimiz hayat tarzı, 1970'li yılların sonlarına kadar devam etmiştir. Anılan dönemlerde köyden hemen herkesin Baktırlı köyü yakınlarındaki Çal Dağı'nda arazileri vardır. Üretim sezonu geldiğinde burada arazisi olanlar, arazilerini işlemek üzere göçer ve birkaç ay süre ile burada kalırlarmış. Fakat bu göçerliğin çadır kültürünü barındırmadığı, neredeyse tüm arazi sahiplerinin arazilerinde küçük de olsa birer evleri veya damları olduğu anlaşılmaktadır. Aradan geçen zamanla Çal Dağı'ndaki arazilerin büyük bölümü, Baktırlı köylüleri tarafından satın alınmıştır. Günümüzün ulaşım imkânlarıyla halen anılan bölgede arazisi olanların da tüm sezonu orada geçirmek mecburiyetinde kalmadıkları anlaşılmaktadır. Çal Dağı'ndaki arazilerin veriminin de oldukça yüksek olduğu ve hatta İkinci Dünya Savaşı yıllarında birçok yerde kıtlık yaşanırken orada arazisi olan köylülerin kıtlıktan hiçbir şekilde etkilenmedikleri ifade edilmektedir.
Kuşlar köyü ile ilgili olarak muhakkak üzerinde durulması gereken bir nokta da mesleklerle ilgilidir. Her ne kadar kırsal alanda meslek denildiğinde hepimizin aklına doğal olarak hemen çiftçilik gelse de özellikle geçmişte Kuşlar için durum tam olarak böyle değildir. Köyde yaşayanların verecekleri vergilerin kaydedildiği 1844 tarihli temettuat defterinde Kuşlar'da ikamet eden 66 vergi mükellefinin 18'inin mesleği, 'sabancı' olarak kaydedilmiştir. Saban denilen tarım aletinin asıl işe yarayan kısmının demirden imal edilen bir parça olduğu düşünülürse köyde demirciliğin gelişmiş bir işkolu olduğu anlaşılacaktır. Köy yakınlarındaki bir dere, Demircilik / Demirci Deresi adını taşımaktadır. Ayrıca köyde bazıları günümüze ulaşan, bazıları ise kaybolan Demirayak, Demiroğlu, Demirtaş ve Timuray gibi soyadları[5], yine bahsettiğimiz mesleğin bugünlere kadar gelen yansımaları olmalıdır.
Dağmarmara bölgesi, pek çok açıdan bir cazibe merkezidir. Toprağı çeşitli tarım ürünlerinin kaliteli ve bol miktarda yetişmesini sağlarken coğrafî özellikleri bu bölgeyi düşük maliyetle hayvancılık yapılabilir duruma getirmiştir. Ayrıca bu yayla, Turgutlu ile Ödemiş ya da bir diğer ifadeyle Gediz Havzası ile Küçük Menderes Havzası arasındaki en önemli geçiş güzergâhlarından birisidir. Bölgedeki yerleşim yerlerinde su ile ilgili bir problem de yaşanmamaktadır. Kuşlar köyü ise Dağmarmara'daki altı köy arasında suyu, pınarları en bol olanlarından birisi olarak öne çıkmaktadır. Köyün içinde ve çevresinde herhangi bir müdahaleye gerek kalmaksızın kaynayan ve bölgede muar denilen çok sayıda pınar mevcuttur. Bunlar Hasan Muarı, Elif Muarı, Medine Muarı, Ayı Muarı, Sazlı Muarı ve Ülken Muarı gibi isimlerle anılmaktadır. Köye yerleşmenin başlangıcında böylesi bol olan su kaynaklarının etkisinin olduğu rahatlıkla düşünülebilir.
Kuşlar'ın bugünkü sakinlerinin kökenleri ve buraya yerleşmeden önce nerede veya nerelerde konakladıklarına dair somut veriye ulaşmak mümkün olmamıştır. Ancak köy kahvehanesinde görüşmemiz esnasında Kerpiçlik köyü yakınlarındaki Kuşlar Yıkıklığı denilen yerin bu köyden önce yerleşilen bölge olabileceği belirtilmiştir. Ayrıca köy halkı, Antalya'nın Serik ilçesine bağlı Kuşlar köyü ile kendileri arasında bir yakınlık olabileceğini ifade etmektedirler. Köyde kullanılan pınar anlamındaki 'muar', su biriktirmek için açılan çukur veya havuz anlamındaki 'havut', çit anlamına gelen 'harım' kelimelerinin Derleme Sözlüğü'ndeki verilere göre Türkiye'nin hangi bölgelerinde kullanıldığına bakmak, bizlere köyün kökenine dair kısıtlı da olsa yorum yapma şansı verecektir. Muar kelimesi Antalya'nın Gazipaşa ilçesinde, havut kelimesi Antalya'nın Akseki, Korkuteli ve Kaş ilçelerinde ve harım kelimesi ise Antalya'nın da içlerinde bulunduğu birkaç farklı ilde Kuşlar'daki ile aynı anlamlarda kullanılmaktadır. Dolayısıyla bir yörede gündelik hayat içerisinde kullanılan özgün kelimelerin varlığının başka yörelerle ortaklıklar göstermesi, tek başına kesin bir delil olmamakla birlikte Kuşlar köyünün kökenlerinin Antalya dolaylarında olması yahut en azından günümüzde Antalya çevresinde ikamet eden bazı topluluklarla bu köyün köken akrabalığının mevcudiyeti, küçümsenmemesi gereken bir ihtimal olarak önümüzde durmaktadır.
Köyün tarihiyle ilgili önemli bir dönem de işgal yıllarıdır. İşin ilgi çekici tarafı, anılan dönemin köyde 'işgal' veya 'millî mücadele yılları' diye değil de 'çeteler devri' şeklinde hafızalara kazınmış olmasıdır. Bölgenin Yunan işgali altında kaldığı yıllarda Kuşlar çevresinde bazı eşkıya çeteleri ortaya çıkmıştır. Bu çeteler, o dönemde bölgedeki bazı köylerde kendi hükümlerini sürmüşler; çeşitli zorbalıklarla halkı sindirerek pek çok kişiden haraç toplamışlardır. O yıllarda köyün mezarlığının üst kısmındaki düz arazide on kadar Yunan askerinin görev yaptığı bir birlik bulunmaktadır. İşgal bölgelerindeki neredeyse her yerleşim yerinde Yunanlıların yaptığı zulümler halen hatırlanmaktayken Kuşlar'da düşman askerleriyle herhangi bir sorun yaşanmadığı söylenmektedir. O günlerin köy muhtarının çeteler, Yunan askerleri ve köylüler arasındaki dengeyi başarıyla sağladığı ve böylelikle köylünün pek bir zarar görmediği de yine anlatılanlar arasındadır.[6] Belki de buradaki küçük Yunan birliği, Kuşları ve çevre köyleri işgalin getirdiği emniyetsizlik ortamında çetelerin tamamen ortadan kaldırdığı güvenliği yeniden tesis etme amacı taşıdığı düşünülmelidir. Bu eşkıya grupları arasında 'Derviş Alisi' denilen bir çete ve bu adın sahibi olan kişi, bugün hâlâ birçok köylü tarafından bilinmektedir. O günlere dair pek çok hatıra da köy halkının hafızasında yaşamaya devam etmektedir.
Bazen bir tek kişi, bir yerleşim yerinde kolay kolay kaybolmayacak bir iz bırakabilir. Kuşlar köyü için de Çanakkaleli Tahir Hoca böyle olmuştur. Tahir Hoca'nın adına ilk defa hicrî 14.10.1329 (miladî 08.10.1911) tarihli bir belgede rastlamaktayız. Devlet arşivlerindeki bu belge, "Dağmarmara nahiyesi Kuşlar karyesi muallimi Tahir Efendi'nin ehliyetnamesindeki noksanlıkların ikmal edildiğine dair"dir.[7] Soyadını maalesef bilemediğimiz Tahir Hoca, anılan tarihten 1930'lara kadar Kuşlar'da pek çok öğrenciye eğitim vermiş ve kendine has bir yöntemle çok sayıda hafız yetiştirmiştir. Bu hafızlar, o yıllarda ramazan aylarında Kuşlar köyünden çevrede imamı olmayan bazı köylere imamlık yapmak üzere gitmektedirler. Hafızlık geleneği, Çanakkaleli Tahir Hoca'dan sonra da onun öğrencileri tarafından devam ettirilmiştir. Bizlere aktarıldığına göre günümüzde de Kuşlar köyündeki her sülalede en az bir tane hafız bulunmakta ve onların ardıllarının yetiştirilmesine de gayret edilmektedir.[8]
Son olarak ulaşılabilen veriler doğrultusunda Kuşlar köyünün tarihî seyir içerisindeki nüfus verilerinden ve geçim kaynaklarından bahsetmek istiyoruz. Daha önce belirttiğimiz üzere bu köyün adına rastladığımız şu an için arşivlerdeki en eski tarihli belge, 1831 tarihli nüfus defteridir. Anılan kayıtlara göre 1831'de Kuşlar'da 157 nefer yani erkek yaşamaktadır.[9] Dolayısıyla köyün nüfusunun 310 civarında olduğunu söylemek mümkündür. Cumhuriyet döneminin 1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımına göre ise köyün nüfusu 293'tür.[10] 1945 yılında 342, 1955'te 349, 1965'te ise 402 kişi Kuşlarda ikamet etmektedir.[11] 1985 yılına gelindiğinde 540'a ulaşan köyün nüfusu, bu tarihten sonra negatif bir seyir izleyerek 1997'de 450'ye[12], 2021 yılında ise 373'e düşmüştür.[13]
Köyün temel geçim kaynakları, 19. yüzyılın ortalarında ağırlıklı olarak kestane, üzüm, ipekböceği ve yıllık tarım ürünleridir. Az miktarda da kiraz ve ceviz üretilmektedir. Ayrıca daha önce de belirttiğimiz üzere köyde tarımın yanında sabancılık gibi başka işkolları ile iştigal eden kişiler de yaşamaktadır.[14] Günümüzde ise kiraz, kestane ve ceviz geçim kaynakları arasında ön sıralardayken bunların yanında birçok kişi fidancılık yapmakta; yörede bol miktarda domates, fasulye ve barbunya da yetiştirilmektedir. Odun kömürü üretimi de köydeki birçok ailenin geçimine katkı sağlamaktadır. Geçmişte çok önemli bir geçim kaynağı olan ipekböcekçiliği 1950'li, 60'lı yıllara kadar varlığını sürdürmüş; sonrasında ise kaybolmuştur.
Kurulduğu günlerden bu yana Dağmarmaranın en önemli köylerinden birisi olan Kuşlar, son yıllarda nüfusu görece olarak azalsa da halen bölgenin öne çıkan ve cazibesini bünyesinde barındırmaya devam eden yerleşim yerlerinden birisi olarak varlığını sürdürmektedir.
[1] Şenol Çelik, 1659-1660 (H. 1070-1071) Tarihli Avarız Defterine Göre XVII. Yüzyıl Ortalarında Turgutlu Kazası, Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, Sayı: 16, İstanbul 2007, s. 61.
[2] BOA.NFS.d.2832 s.10-12.
[3] BOA.ML.VRD.TMT.d/01782.
[4] 08.11.2022 tarihinde Kuşlar köyünde gerçekleştirilen görüşmeler.
[5] Bu bilgiyi Kuşlar Köyü Muhtarı Mehmet Yaşar ve Öğretmen Mehmet Kaygısızdan 11 Kasım 2022 tarihindeki görüşmemiz esnasında öğrendik. Her ikisi de bu ve daha birçok konuda sorularımızı içtenlikle cevapladılar. Mehmet Yaşar, Mehmet Kaygısız ve köyde bizimle görüşmeyi kabul eden, bizimle sahaya çıkarak bizlere yol gösteren herkese çok teşekkür ediyorum. Takdir edilecektir ki bu tür çalışmalar, ancak yereldeki bilgilerin ortaya çıkarılmasıyla yürütülebiliyor. Dolayısıyla onlardan öğrendiklerimiz olmasa bu makale de hazırlanamazdı.
[6] Mehmet Kaygısız ile 11 Kasım 2022de gerçekleştirilen görüşme.
[7] BOA.MF.İBT.341-57.
[8] Mehmet Yaşar ve Mehmet Kaygısız ile 11 Kasım 2022 tarihinde gerçekleştirilen görüşme.
[9] BOA.NFS.d.2832 s.10-12.
[10] Mehmet Gökyayla (Yay. Haz.), Güzel Kasabanın Tabii Hazineleri ve İktisadî Vaziyeti, Turgutlu 2021, s. 61.
[11] Mahmut Vehbi Tuyun, 1965 Turgutlu İlçe Yıllığı, Turgutlu 2018, s. 54.
[12] Turgutlu 2016/ Nam-ı Diğer Kasaba, Turgutlu Kaymakamlığı Yayını, Turgutlu 2017, s. 9.
[13] https://biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=95&locale=tr , Erişim: 02.11.2022.
[14] BOA.ML.VRD.TMT.d/01782.