DAVULLU DEDE’DEN BEREKET DEDE’YE
TURGUTLU'nun bazı bölgeleri, kimi sokakları mistik gizemler barındırır. Bazı sokaklarda yürürken bir mezar çıkar karşınıza veya genellikle mezarlıklara has olduğunu bildiğiniz kara servi ağaçları görürsünüz yol üzerinde. Gerçi birçoğumuz pek de farkına varmaz bu detayların. Bakar geçeriz ama görmeyiz. Bir zamanlar Belediye Fidanlığı ya da yalnızca ‘Fidanlık’ olarak bilinen, günümüzde Celal Bayar Üniversitesi Turgutlu Meslek Yüksek Okulu ile İnci Üzmez Meslekî ve Teknik Anadolu Lisesi’nin bulunduğu alanın hemen yanında, Sart Sokak’ın kaldırımındaki mezar da işte bu bazen yanından geçip çoğunlukla fark etmediklerimizden bir tanesidir.
Bahsettiğimiz mezarın günümüzde iki adet kitabesi mevcuttur. Bunlardan bir tanesi alışılageldiği gibi mezarın başucunda, diğeri ise bir zamanlar Fidanlık’ın sınırını çevreleyen duvara monte edilmiş durumdadır. Mezarın başucunda yer alan kitabede, “Turgutlu’nun / manevi kurucularından / Bereket Dede / ruhuna Fatiha” yazmaktadır. Duvardaki kitabede ise, “Bereket Dede / Allah Allah İllallah / Ramazan Dedeyiz biiznillah / Birinci deden şifa / İkinci deden niyet / Şansınıza çıktı bereket / Şükür elhamdülillah / Bereket duan bizden / Vermesi yüce rabbimizden / Sen de ol hazmedenlerden” ifadeleri mevcuttur. Kitabelerden de anlaşılacağı üzere burada hakiki kimliği hakkında bir bilgi olmayan ve halk tarafından Bereket Dede diye adlandırılmış, din ulusu olduğuna inanılan bir zat yatmaktadır.
Bugün Bereket Dede diye anılan zat, çok değil; yirmi yıl kadar öncesinde Davullu Dede adıyla tanınmaktaydı. Geçmişte yatırın işareti olarak yazısız bir mezar taşından başka bir şey yokken 1990’ların sonu ya da 2000’lerin ilk yıllarında mezara mermer bir çevre yaptırılarak başucuna da kitabe eklenmiştir. Davullu Dede’den Bereket Dede’ye dönüşüm de bu kitabe vesilesiyle gerçekleşmiş olmalıdır.
Turgutlu Evliya ve Menkıbeleri adlı kitabıyla konu hakkındaki öncü çalışmanın sahibi olan Hüseyin Akgül, Davullu Dede için, “Kimliği hakkında hiç bilgi bulunmayan ancak kuruluşu sırasında Turgutlu’ya gelip yerleştiği”nin ifade edildiğini belirtmektedir.[1]
Davullu Dede yatırının 1990'lı yıllardaki görünümü (Fotoğraf, Hüseyin Akgül'ün bahsi geçen kitabından alınmıştır)
Akgül’ün aktardıklarını, bildiğimiz diğer bazı olgularla birleştirerek belirli bir sonuca, en azından bir yoruma ulaşmamız mümkündür. Anlaşıldığı kadarıyla Turgutlu, küçük bir köy olarak bugünkü demiryolu civarında veya biraz daha aşağıda yani kuzeyde kurulmuş olmalıdır. Davullu Dede şeklinde isimlendirilen merhumun mezarı, yine aynı isimle anılan Davullu Mezarlık’ta yer almaktadır. Turgutlu köyünün kurulduğu bölge ve yerleşim yerinin günümüze ulaşmayan mezarlıklarının konumları dikkate alınacak olursa Davullu Mezarlık’ın bu köy veya sonrasındaki kasabanın ilk mezarlığı olması ihtimali çok yüksektir. Davullu Mezarlık, Turgutlu’nun günümüze ulaşmayan en eski ve en büyük mezarlıklarından birisi olmalıdır.
Orijinal işlevi bozulmadan önce Davullu Mezarlık
Mehmet Tüzel Gökyayla, Turgutlu’nun İmar ve İskân Tarihi başlıklı çalışmasında bu mezarlığın bir başka günümüze ulaşmayan mezarlık olan Dede Karaağaç Mezarlığı ile birlikte 16. yüzyılda mevcut olduğu yorumunu yapmaktadır.[2] Günümüzde Albayrak Mahallesi içerisinde kalan Davullu Mezarlık, yaklaşık 40 dönümlük bir araziye yayılmaktaydı. Bu mezarlık, 1930’ların ilk yıllarında bozulmuş ve alan tamamen düzlenmiştir. Mezarlığın alanı, 1935 yılında Turgutlu Belediyesi Fidanlığı’nın kurulduğu yer olmuştur. Fidanlıkla birlikte zaman içerisinde aynı alanda belediye şantiyesi ve spor tesisleri de yer alacaktır. Sonrasında Fidanlık ve bu tesisler de ortadan kalkacaktır. Alanın bir bölümüne 2004 yılında Celal Bayar Üniversitesi Turgutlu Meslek Yüksek Okulu, ardından da bu okulun güneyine İnci Üzmez Meslekî ve Teknik Anadolu Lisesi, arsanın kalan son kısmına ise İlçe Tarım Müdürlüğü binası inşa edilmiştir. Böylelikle mazinin Davullu Mezarlık veya Belediye Fidanlığı üç parçaya ayrılmıştır.[3]
Eldeki veri ve kaynaklardan anladığımız kadarıyla Davullu Mezarlık’tan günümüze ulaşan tek kabir, Davullu Dede ya da Bereket Dede diye adlandırılan zata aittir. Hüseyin Akgül’ün 1920 doğumlu Muhittin Derbent’ten aktardıkları, mezarlığın bozulması ve Davullu Dede hakkındaki inanmalara dair içeriğinden dolayı çok önemlidir: “O zamanlar etrafı mezarlıktı. Bu çok eski mezarlığın taşları toplandı, bir tek Davullu Dede bırakıldı. Düzeltilip çift sürülürken bir Arnavut Bayram Ağa vardı, o anlattı: Öğlen oldu, bir ağacın altında dinlenmekteyiz. Hadi, Dede kendini göstersin bakalım, süreriz biz burayı. Hoppala o anda bacağıma bir ağrı girdi, sanki çıktı. Sonra beygirlerle tekrar çift sürmeye başladık. Hiç olmayan bir şey, beygir bir tepti, te benim bacak altı ay yattım. Gördüm onun kerametini, bir daha dil uzatmam.”[4]
Buraya kadar aktardıklarımızı, bir bilgi ekleyerek toparlayacak olursak yakın geçmişe kadar Davullu Dede, bugünse Bereket Dede denilen yatırla ilgili belirli bir sonuca varmamız mümkün olacaktır. Ekleyeceğimiz bilgi şudur: Davullu Dede yatırının üzerinde güncel kitabesi dışında bir de muhtemelen kırık, yarım bir mermer sütun mevcuttur. Turgutlu’nun bulunduğu bölgede Türk İslam egemenliğinin erken dönemlerinde yazılı mezar taşına rastlamak, pek mümkün değildir.[5] Batı Anadolu’da beylikler ve erken Osmanlı dönemlerinde mezar taşı olarak Davullu Dede örneğindeki gibi devşirme sütun ya da sütun parçalarının kullanılması, o mezara defnedilen merhumun idarî veya dinî anlamda önemli bir kişi, belki de bir yönetici olduğuna işaret etmektedir.
Davullu Mezarlık’ın konumu, mezarlık bozulduğu halde yatır olduğuna inanıldığı için mezarının muhafaza edilmesi ve bu mezarın orijinal taşının devşirme bir kırık sütun olması, aslına bakılırsa bize epey bilgi vermektedir. Davullu Dede, Hüseyin Akgül’ün de inanıldığını aktardığı gibi, Turgutlu köyünün kuruluşu günlerinde ve takip eden yıllarda, somutlaştıracak olursak 1400’lerin sonları veya 1500’lerin ilk yıllarında burada yaşamış bir din büyüğü, din bilgini ve/veya yerel anlamda yönetici olmalıdır. Merhumun gerçek kimliği, aradan geçen yüzyıllar içerisinde muhtemelen tamamen unutulmuş; Davullu Dede adıyla anılır olmuştur.
Tarihî veriler doğrultusunda, güncel mezar kitabesinde yazıldığı gibi bu şahıs, Turgutlu’nun manevî kurucularından olmasının yanında belki de gerçek anlamda kurculardan birisi, bölgenin ilk Türk ve Müslüman sakinlerinin idarecilerinden birisi olabilir. Bu yatırın yer aldığı mezarlığın çevresinde, yakınlarında ikamet edenler, bazı gecelerde eski mezarlık alanından davul sesleri duyduklarını, mezarlığın adının da buradan kaynaklandığını belirtmektedirler. Davullu Mezarlık adının böyle bir olaydan kaynaklanıp kaynaklanmadığını, hatta bu anlatılanın yaşanıp yaşanmadığını bilmiyoruz. Ancak Davullu Dede hakkında yaptığımız yorumların yanında somut olarak elimizde var olan veri şudur: Davullu ya da Bereket Dede’nin yatırı, Davullu Mezarlık’tan günümüze ulaşabilen tek maddî kanıttır. Mezarlıkla ilgili yok olmak üzere olan bir diğer hatıra ise alanın tam doğusunda kalan ve günümüzde adı değiştirilmiş olan Davullu Mezar Sokağı’dır.
[1] Hüseyin Akgül, Turgutlu Evliyâ ve Menkıbeleri, Manisa 1995, s. 21.
[2] Mehmet Tüzel Gökyayla, “Turgutlu’nun İmar ve İskân Tarihi”, Uluslararası Turgutlu Sempozyumu Bildirileri, Cilt: 2, Turgutlu 2018, s. 891.
[3] Davullu Mezarlık hakkında detaylı bilgi için bakınız: Mehmet Gökyayla, Turgutlu’nun Kaybolan Mezarlıkları, Turgutlu 2021, s. 14-17.
[4] Hüseyin Akgül, a.g.e., s. 21-22.
[5] Gülay Apa Kurtişoğlu, “Sadelikten Gösterişe Edirne Osmanlı Dönemi Mezar Taşları”, Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 16, Temmuz 2018, s. 37.