“Üzümcünün Hasat Sorunu Bizi Haklı Çıkarıyor”
Üzüm hasat sezonunun açılmasıyla üzümde rekolte ve ihracat tartışmaları yeniden büyüdü. Ziraat Odaları ve Ticaret Borsaları arasındaki tartışmanın öncesinde, CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz’ün 16 Temmuz ve 6 Ağustos tarihli Meclis konuşmalarında, hükümete ve ihracatçılara getirdiği çözüm önerilerinin önemi bir kez daha ortaya çıktı.
Sakine Öz, Meclis’teki konuşmasında, aşırı rekolte tahmini yoluyla üzüm üreticisinin mağdur edilebileceğini belirtmiş, Türk üzümünün yurtdışı piyasalardaki rekabet sorununun ton başına desteklemeler ve düzenli bir stok kurulu yoluyla aşılabileceğini savunmuştu. Milletvekili Öz, yaşanabilecek sorunlara dikkat çekerek, üreticilerin elektrik borçlarının 6 aylık dönemler halinde ödenmesinin yolu açılmazsa, üzüm üreticisinin daha büyük kayıplara sürükleneceğinin altını çizmişti. Öz, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e geçtiğimiz ay, sofralık yaş üzümün ihracatına uygulanacak teşvikin arttırılması çağrısında da bulunmuştu.
Gelinen noktada, üzüm hasadı başlasa da üzüm üreticisinin kaygılı bekleyişi yeni bir boyut kazandı. Açıklanan 328 bin tonluk yüksek rekolte tahmininin, üzümü üreticimizin elinden ucuza alarak kapatmanın bir yolunu da oluşturabileceğini savunan Öz, üreticiye dayanışma çağrısı yaptı ve Meclis’teki uyarılarının altını tekrar çizdi:
“Geçen yıl, birlik ve odaların farklı rekolte tahminleriyle piyasa speküle edilerek üreticimiz mağdur edildi. Rekolte tahminleriyle üzüm piyasasını elinde tutan birkaç yandaş firma, çiftçinin binbir emekle ve umutla ürettiği üzümü, ellerinden yok pahasına yani gerçek değeri 5 liranın üstünde olması gerekirken 2 lira 80 kuruş gibi bir fiyatla topladı. Buna direnen, "Maliyetinin altında satmayacağım." diyen üzümcü ise, yeni sezonda elindeki üzümü güç duruma düşerek, zor şartlarda satmak zorunda kaldı.
Hasat başladı, rekolte tartışmaları yeniden canlandı… 328 bin ile 236 bin arasında arasında dolaşan rekolte tahminleri arasında üzümcümüzün endişesi artıyor. Manisalı üreticimiz, rekoltenin açıklanması döneminde düşen fiyatların ardından piyasaya olan güvenini yitirmekte, devletin düzenleyen ve denetleyen, destekleme yoluyla kayıpları onaran müdahalesini talep etmektedir.
Devlet, sosyal devlet olmalı, piyasanın düzenli işlemesi için stok kurullarından TARİŞ’e kadar gerekli yaptırım ve denetimleri aksatmamalı, hem önlem almalı hem de üreticisinin ani dalgalarda boğulmasına karşı can simidini atmalı… TARİŞ’in üzümde tekrar etkili konuma gelmesi, stok kurulunun işlemesi, üzüm üreticisi için olduğu kadar ihracatçımız için de kritik değerdedir. Üzümün emenate mal vererek bekletilmesinin yarattığı sorunları, güvenilmeyen firmalara resmi geçerliği olmayan kağıtlarla ucuza mal satmak zorunda kalan üzümcümüzün birikmiş alacaklarını sürekli hükümete aktarıyor ve düzenli işleyen bir piyasa için çağrımızı tekrarlıyoruz.
Biz, Dünya çekirdeksiz kuru üzüm ihracatının yüzde 45'lik payına sahip bir ülkeyiz. Devlet, bu önemli pazar payımız için gerek şefaf bir piyasa, gerekse dünyada rekabet edebilen bir üzüm üretimi ve ihracatı için aktif rol üstlenmeli. Bu süreçte üreticimizin üvey evlat sayılması, belli firmaların işine gelebilecek, masa başlarında saptanmış rekolte tahminleriyle yol alınması tehlikesi asla kabul edilemez. Birilerinin işine yarayacak bir model değil, küçük üreticinin malının gerçek karşılığını da alacağı, ihracatçının üzümünü dünyada ezmeyecek bir düzenin kurulması gerekiyor. Spekülasyonla üzümcüyü üzen değil, hak edilen ürün karşılıklarının ödeneceği, desteklemelerin zamanında yapılacağı bir yapının acilen kurulması gerekiyor."
Yorumlar
Kalan Karakter: