“Kasaba” (Anılar, Fotoğraflar, Belgeler) - Ali Şentürk Turgutlu’da gençlik hareketleri - Sayı:98 1951 yılının Ağustos ortalarında Halkevleri’nin hazineye devredilmesi ile ilgili yasa yürürlüğe girer. Bu yasa ile Halkevleri binalarının iki ay içinde boşaltılması gerekmektedir. Ne var ki Turgutlu Halkevi bu iki aylık süre dolmadan apar topar boşaltılır ve Halkevi kapanır. H alkevi’nde bulunan menkul ve gayrimenkul eşyalar hazineye devir edilir. Bu gelişme nedeniylede Turgutlu’da gençlik ve spor ile ilgili faaliyetler durma noktasına gelir. Bunun neticesinde Gençlik Yurdu’nun bir kolu olan İdmanyurdu fiili bir yıkım yaşar. Yok, olmanın eşiğine gelir. Kısa süre sonra da İdmanyurdu sportif faaliyetlerini durdurur. Özer Kurtel; 1922 doğumlu. Faaliyeti durdurulan Turgutlu İdmanyurdu Kulübü’nü 1954 yılında tekrar hayata geçirmiş. Bu kulübün uzun süre başkanlığını yapmış. Kendisi 1950’li yılları şöyle dillendirir: “8 Ağustos 1951 tarihinde Halkevleri kapatılınca eski belediye binasının zemin katında yer alan Turgutlu Halkevi şubesinin kapısına kilit vuruldu. Halkevlerine ait taşınır mallar özellikle kütüphane, arşiv, belge, fotoğraf gibi malzemenin korunması için hiçbir önlem alınmadı. 1954 yılı başlarında ben, Zeki Karagözlü, Terzi İsmet, Faruk Özhan gibi birkaç arkadaş, Turgutlu’da yeniden bir spor kulübü kurma çalışmalarına başladık. Gerekli belgeleri tamamlayıp Manisa Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü’ne götürdük. Turgutlu İdmanyurdu ismi ile anılan, bizden önce faaliyette olan ve sarı-lacivert renkleri taşıyan kulübü tekrar hayata geçirdik. Kulübün bünyesinde güreş, futbol ve atletizm dalları vardı. İlk kulüp binamız, bulvar üzerinde tek odalı, duşu, tuvaleti olmayan bir yerdi. Kulüp kurulmuş, bina da tutulmuştu, ama ortada futbolcu yoktu. Çünkü İdmanyurdu’nun faaliyeti 1952 yılında askıya alınınca, bu kulüp de oynayan futbolcular ve bazı gençler yeni yeni mahalle takımları oluşturmuşlardı. Bizde yeni kurulan bu mahalle takımlarını dolaşıp futbolcu topladık. Ancak bu futbolcuları çalıştıracak antrenörümüz yoktu. Eski Karşıyakaspor’lu Kömürcü İsmail’e gittik. Bu kişi Payton Pazarı’nda odun kömürü satıyordu. İsmail’e, “gel bu çocukları çalıştır” dedik. Geldi takımın başına geçti. Ancak kimseye para ödeyecek durumda değildik. Futbolcular, çalıştırıcı ve idarecilerin hepsi gönüllü kişilerdi. Bir süre sonra Muhtar Karagözlü, bize bu günkü Yapı Kredi Bankası’nın olduğu yerde bulunan iş yerinin üst katında küçük balkonu olan bir oda verdi. Bu kulüp binasının altında, Muhtar Karagözlü’nün benzin istasyonu ve yan tarafında da, şeker, un gibi mamullerin satıldığı mağazası vardı. Kulübün kurulduğu ilk yılda, futbolcumuzu, antrenörümüzü, kulüp binamızı temin etmiştik ancak futbol sahamız yoktu. Bizden önce futbol sahası olarak kullanılan bu günkü Turgutlu Lisesi’nin bahçesine 1946 yılında bir ortaokul yapılmaya başlanınca bu yer antrenmanlara kapatılmıştı. Bu nedenle bizler antrenmanları sağda solda yapıyorduk. Zannedersem 1954 yılıydı. Turgutlu ve civarındaki yolların yapımı için Kasaba’ya büyük dozerler gelmişti. Gittik dozerin şoförüyle konuştuk. “gel şu taşlık alanı düzeltiver” dedik. Bu taşlık alan dediğimiz yer Tukaş Fabrikası’nın tam karşısında bulunan hayvan pazarıydı. Her şey tamamdı ama Manisa Beden Terbiyesi Bölge Müdürü resmi maçların kendi sahamızda yapılmasını bir türlü izin vermiyordu. Bölge müdürlüğüne göre sahamız, kurallara uygun değildi. Bu yüzden, Turgutlu’da oynanması gereken maçlarımızı bir yıl Akhisar sahasında yapmak zorunda kaldık.” Kurtel’den, bir başka öykü İdmanyurdu’nun şampiyon oluşu ile ilgilidir: “Yanılmıyorsam, 1957 yılıydı. Turgutlu İdmanyurdu, Manisa Bölgesi gurup şampiyonu olmuştu. Maç sonrası bize nedense kupa falan vermediler. Daha doğrusu veremediler. Çünkü Kasaba’da, İdmanyurdu–7 Eylül rekabeti vardı. Bu rekabet Turgutlu’da bulunan iki partiyi de içine almıştı. Maç bitiminde olayların çıkmasından çekinen yerel yöneticiler bu yüzden kupayı bize veremediler. Bir gün, Turgutlu Kaymakamı’nın postası, bir gazete kâğıdına sarılı bir koliyi masamın üzerine bıraktı. “Bunu Kaymakam Yakup Yücel Bey gönderdi” dedi. Koliyi açtım, içinden bir kupa çıktı. Gurup şampiyonu olmamız nedeniyle bize verilecek şampiyonluk kupası bir gazeteye sarılarak İdmanyurdu Kulübü’ne gönderilmişti. Kupayı olduğu gibi geri gönderdim. Bir süre sonra Kaymakam Yakup Yücel Bey, beni makamına çağırttı. Kupayı neden almadığımı sordu. Ben de: “Efendim bu kupa bize, maç sonrası verilmeliydi. Nedense verilmedi. Futbolcuların bulunduğu bir zamanda bir tören yapılarak bu kupa bize verilirse alırım yoksa bunu asla kabul edemem” dedim. Öyle de oldu. Görkemli bir tören yapılarak şampiyonluk kupası, İdmanyurdu’na verildi.” Birçok futbolcu, Turgutlu’nun o eski iki katlı evlerinin yollarından geçip, anılarla yüklü hikâyelerini maziye gömmüşlerdir. Onların geçmişe dönük, futbola ilişkin anlattıkları öyküler bizim için ayrı bir canlılık ve tattır. Ali Şentürk - Cep: 0537 714 25 35 - (Devam edecek)
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: