TURDAK SİNANDEDE – OVACIK PARKURUNDA
TURDAK (Turgutlu Dağcılık Kulübü) sporcuları bu pazar Sinandede (Kemalpaşa) parkurundaydı. Sporcular, hafta içinde yağan yoğun yağmura ve neredeyse sıfırın altına düşen sıcaklığa rağmen hafta sonu yürüyüş tutkularından vazgeçmedi.
Yaklaşık 35 kişinin katıldığı etkinlik, her zaman olduğu gibi pazar günü saat 07.00’da eski belediye binası önünde, katılımcıları yürüyüşün başlangıç noktasına götürecek araca binilmesiyle başlıyor. Yaklaşık otuz dakika süren bir yolculuktan sonra Sinancılar köyünde arabadan iniyor ve kısa bir hazırlıktan sonra Sinandede Türbesi’ne doğru yürüyüşü başlatıyoruz. Hava bulutlu ve çok soğuk. Buralara yağmamış ama Ovacık yaylasına doğru çıktıkça önceki gün yağmış karın izlerine rastlıyoruz. Kuytu yerlerde top top kar birikintileri bizi karşılıyor. Bir süre sonra Sinandede türbesine varıyoruz. Çam ormanı içinde güzel bir türbe. Çok ziyaret edilen, adaklar adanan bir yer. Beklersek üşüyoruz. Üşümemek için bir an önce yola çıkmamız gerektiğini anlıyoruz. Bu gün yürüyeceğimiz parkur tarihte deve katarlarının gelip geçtiği; Aydın, Tire, Bayındır üzerinden Ovacık, Sinancılar, Çobanisa, Manisa’dan geçip Akhisar ve Balıkesir’e doğru giden bir kervan yolu. Bu parkura Turdaklılar Avnibey parkuru adını vermişler. Avni(Ozan) buralara ilk geldiklerinde bu yolu öneren ve kılavuzluk yapan Sarılar köyünden bir şahısmış. Su sebepten böyle anılıyor bu parkur.
Yürüyüşümüz devam ediyor. Hafif bir tırmanıştan sonra Karlık dağının batı yamaçlarından kıvrıla kıvrıla gidiyoruz. Etkin grup hızlı hareket ediyor. Sık sık gözden kayboluyorlar. Başkan sık sık düdükle uyarıp bekletiyor. Definecilerin delik deşik ettiği yerlerden geçiyoruz. Şimdi Durmuşali kayalıklarındayız. Burada grup ikiye bölünecek. Etkin gurup biraz sert olan tırmanışlı bir rota izleyecek. Diğer gurup patikayı izleyerek Ovacık köyüne varıp diğer grubun gelmesini bekleyecek. Ben yine daha fazla yer görmek veya daha fazla macera yaşamak için sert olan parkuru seçiyorum.
Evet, soğuk hava maceranın en büyüğünü yaşatıyor bize. Öyle sıkı giyinmişiz ki adeta bir robottan farksızız. Hareketlerimiz kısıtlandığı için her an düşme korkusu yaşıyoruz. Düşe kalka ilerlemekten çevremize duyarsız kalıyoruz. Ama bir nefes soluklanmak için verdiğimiz molada aslında ne kadar muhteşem yerlerden geçtiğimizi anlıyorum. Doğa bu kadar mı insanı etkiler? Bir manzara bu kadar mı çarpıcı olur? Hayretler içinde kalıyorum. Ancak güzelliklere takılıp kalmak bizi yolumuzdan alıkoyan bir unsur. Grubun diğer üyeleriyle beraber ben de harekete geçiyorum. Turdaklılar buraya daha önce bahar mevsiminde gelmişler. Otobüste anlattıkları güzellikleri şimdi farklı bir mevsimde farklı renklerde görme fırsatı buluyorum. Doğa sanki baharlık kıyafetleri çıkarıp kışlıklarını giymiş üstüne. Sisler içinde ağaç toplulukları, yerlerde kırağı, insan sesinden yoksun düzlükler anlatılanlardan çok farklı. Yine de şiirsel görüntülerle karşılaşıyorum. Hava yavaş yavaş ısınsa da soğuk rahatsız edici. Ve güneşin yükselişi burada doğayı canlandırmaya yetmiyor.
Dönüşe geçiyoruz. Dönüşümüzde en az tırmanışımız kadar zorlu. Bazı noktalar var ki ayağımız kayıp düşsek en az on beş yirmi metre aşağıda bulacağız kendimizi. Neyse ki herkes sağ salim aracın bulunduğu yere ulaşıyor. Soğuğun izleri yüzümüzde. Bu saatten sonra en çok hoşumuza giden otobüsümüzü kaloriferi.HABER MERKEZİ
Yorumlar
Kalan Karakter: