"Cumhuriyet Aydınlanmasının Sönmeyecek Işığı: Prof.Dr.Ahmet Taner KIŞLALI"
10 Temmuz 1939’da Tokat’ın Zile ilçesinde banka memuru bir baba ile ilkokul öğretmeni bir annenin, adı bilinmeyen çocuğu olarak dünyaya geldi; 21 Ekim 1999 yılında arabasına konulan bir bombayla şehit edilerek dünyayı, hem yasa boğdu, hem de ayağa kaldırdı.
Kimdir Ahmet Taner KIŞLALI : Orta halli bir ailenin çocuğu olarak küçücük bir ilçede dünyaya geldikten sonra,yine küçücük yerlerde ilk ve orta öğrenimini tamamlayan,Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra da ileride öğretim üyeliği yapacağı Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazanıp, bitirdikten sonra da devletçe yurt dışında doktora yapmaya gönderilen oldukça zekî bir insan! İnsan diyorum; çünkü, yurt dışında doktora yapmak artık parası olan herkesin yapabileceği bir eğitim şekline dönüşmüştür.
Kışlalı çok genç yaşta gazete yayın yönetmenliği yapmış,Cumhuriyet gibi bir gazetede köşe yazıları yayınlamış ve bu dönemde CHP Genel Başkanı Bülent ECEVİT’in dikkatini çekerek, önce İzmir milletvekili seçilmiş, ardından da 42. hükümette en önemli bakanlıklardan biri olan Kültür Bakanlığı’na getirilmiştir. Ünlü kültür eleştirmenimiz Doğan HIZLAN’ın kendisi hakkında söylediği “Ben, Ahmet Taner Kışlalı'yı Kültür Bakanı olduktan sonra tanıdım. Bir kültür adamının siyasete getirdiği kaliteyi gördüm. Zihnime çöreklenmiş politikacı tipinin ibresini olumsuzdan olumluya doğru çekti. Mensup olduğu partinin bile, düşüncelerini bir doktrin katılığında sunmadı, onu; hep kültürün, bilimin, çağdaş dünya görüşlerinin terazisinde tarttı.” sözleri, oldukça anlamlıdır ve bugünün politikacılarına örnek olması gerekir.
Ahmet Taner KIŞLALI, ödün vermez bir Atatürkçü, demokrat, lâiklik ilkesinin bir ülke için olmazsa olmazlardan olduğunu her zaman ve her ortamda savunan tam da Yüce ATATÜRK’ün tanımladığı bir Cumhuriyet aydınıdır.Ve her aydın gibi, saçtığı ışık Atatürk ve cumhuriyet düşmanlarının gözlerini rahatsız etmiş , bu nedene de arabasına kalleşçe yerleştirilen bir bombanın patlamasıyla 21 Ekim 1999 Perşembe günü saat 09.40’ta Ankara’daki evinin önünde şehit edilmiştir. Şehit edildiği gün Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı idi.Böylece derneğimiz Muammer AKSOY ve Bahriye ÜÇOK gibi iki kurucusundan sonra diğer sayısız şehitleri yanında bir de genel başkan yardımcısını bu yolda yitirmiştir.
O’nun şu sözleri belki de öldürülmesinin nedenlerindendir:
· Dinin özü iyilik yapmak, kötülükten kaçınmaktır.
· Eğer Çiller'ler, Birdal'lar, numaracı cumhuriyetçiler demokratsa, ben demokrat değilim. Çünkü onlarla aynı sıfatı taşımaktan utanıyorum! (Bu isimler ne yazık ki o denli çoğaldılar ki…))
· Bildiğimiz gericiliğin adı artık yeni ilericilik olmuştu.
· Türkiye’nin demokrasiyle yönetilen ve çağı yakalama şansına sahip tek Müslüman ülke oluşunda, lâiklik ilkesini benimsemiş oluşunun rolü olmadığını söylemeye olanak var mıdır?
· Türkiye’de yaşayan ve kendisini toplumdan sorumlu hisseden herkesin, Kemalizm, Lâiklik ve Demokrasi bağlantısını iyi kurması gerektiğine inanıyorum.
· Eğer Türkiye'de bir din devleti kurmak istiyorsanız, Mustafa Kemal'e saldırmanız elbette ki tutarlıdır.
· Eğer Türkiye'nin bir bölgesini ayırıp ırkçı bir devlet kurmak peşindeyseniz, Mustafa Kemal'e saldırmanın elbette tutarlı bir yanı vardır. Ama "çağı yakalama" arayışında görünürken aynı şeyi yapmaya kalkarsanız; belki - her garip şeyi yapanlarda olduğu gibi - bazı dikkatleri üzerinize çekersiniz, ama inandırıcı olamazsınız.
· Ve kendisini cumhuriyetçi – Kemalist olarak görenlere söyledikleri:
· Kemalizm, geçmişin bekçiliği değil geleceğin öncülüğüdür…
Her zaman yaptığımız gibi bu değerimizi de kalleşçe, soysuzca ve şerefsizce yok ettik. Katillerini aramak,bulmak gereğini dahi duymadık. O bir Atatürkçü’ydü; dolayısıyla yok edilmesi gerekiyordu.Doğal süreç işledi ve tıpkı diğerleri gibi O da geride bıraktığı fikirler de ölecekmiş zannedilerek sonsuzluğa uğurlandı.Sormak gerek; katil ya da katillerinin adını bilen var mı? Ama hepsi, Muammer Aksoy’dan Necip Hablemitoğlu’ na kadar ölümsüz fikirleriyle tüm Atatürkçüler’in yüreğinde yaşıyor, yaşayacak.
Ali TEZCAN
Atatürkçü Düşünce Derneği
Turgutlu Şube Başkanı
Yorumlar
Kalan Karakter: