Kasaba halkını kimler soymamış ki...Ali Şentürk’ün kaleminden KasabaKASABA’nın tarihi, anılar ve yaşanmış öykülerle doludur. Turgutlu ile ilgili yaşanmış hikâyelerin çoğunluğu Kasaba halkının canını acıtan, onların devlete karşı güvenini sarsan şeklinde olmuştur. Bu yazımızda çok gerilere gidelim, 7 yaşında Osmanlı Padişahı olan Avcı Mehmet döneminde Turgutlu’da yaşanmış bir öyküyü anlatalım istedik.
Turgutlu halkı, XVII. yüzyıl ortalarında en fazla Kasaba’daki Yeniçeri Serdarlarından (Kasaba’ya atanan komutan) zarar görür. Turgutlu’ya atanan Yeniçeri serdarlarının asıl görevleri, Kasaba çevresinde bulunan yeniçeri, cebeci, topçu, top arabacısı, kuloğulları ve acemi oğlanları birliklerinin düzenini sağlamak, sefer anında emrinde bulunan yeniçerileri bayrağı altında toplayıp orduya katılmaktır. Bunun yanında çevrede oluşan eşkıyayı takip etmek onları kontrol altına almak, Kasaba sakinlerinin emniyet içerisinde yaşamasını sağlamaktır.
27 Aralık 1665 de Yeniçeri ağalarından Nasuh Beşe, Turgutlu Serdarı olur. Bu Yeniçeri serdarı kısa süre sonra halkın şikâyeti üzerine görevinden alınır. Nasuh Beşe, görevden alınmasını içine sindiremez. Dört ay sonra 22 Mart 1666 tarihinde bir yolunu bulup tekrar Kasaba’ya Yeniçeri Serdarı olur. Turgutlu’da tekrar Yeniçeri Serdarı olan Nasuh Beşe’nin sebep olduğu olaylar ve yolsuzluklar öylesine çoğalır ki Turgutlu ahalisi canından bezer. Bunun üzerine, Kasaba Serdarı hakkındaki türlü şikâyetler Osmanlı’ya iletilir. Bu yakınmalar üzerine hükümet, Nasuh Beşe’yi İstanbul’a götürmek için b. Mustafa isimli bir mübaşiri görevlendirir. Ancak Turgutlu Serdarı, mübaşir Kasaba’ya gelince, mübaşirden günahlarının af edilmesini, bütün yaptıklarına tövbe edeceğini bildirip el / aman diler. Manisa ileri gelenleri de araya girerler. Nasuh Beşe’nin cezalandırılmasından vazgeçilip tövbe için Hacca gitmesine karar verirler.
Bu tarihlerin Kasaba Voyvodası ünlü Abdurrahim Ağa’dır. Nasuh Beşe, Hacca gitmek bahanesiyle gider Abdurrahim Ağa’dan 500 kuruş borç alır. Ne var ki o, Hacca gitmek yerine Hamit Sancağı Mutasarrıfı olan akrabası Katırcı zade Mehmet Paşa’nın yanına gider. Onun hac yerine Hamit Sancağı’na gitmesi Turgutlu halkını hayli ürkütür, endişelendirir. Nasuh Beşe’nin ve Katırcı zade Mehmet Paşa’nın Kasaba halkından mutlaka intikam alacağı korkusuna kapılırlar. Oturup İstanbul’a bir şikâyet mektubu daha yazarlar. Derler ki:
“Bu Yeniçeri Serdarının hakkından gelinmezse biz Kasaba’dan çekip gideriz.” Bu dilekçe üzerine Nasuh Beşe, bir daha Kasaba’ya Yeniçeri Serdarı yapılmaz. Ne var ki Turgutlu halkının başına daha büyük bela açılır. Turgutlu ahalisi, Hamit Sancağı mutasarrıfı Mehmet Paşa’nın adamları tarafından zaman zaman soyup / soğana çevrilir.
Ali Şentürk
Turgutlu halkı, XVII. yüzyıl ortalarında en fazla Kasaba’daki Yeniçeri Serdarlarından (Kasaba’ya atanan komutan) zarar görür. Turgutlu’ya atanan Yeniçeri serdarlarının asıl görevleri, Kasaba çevresinde bulunan yeniçeri, cebeci, topçu, top arabacısı, kuloğulları ve acemi oğlanları birliklerinin düzenini sağlamak, sefer anında emrinde bulunan yeniçerileri bayrağı altında toplayıp orduya katılmaktır. Bunun yanında çevrede oluşan eşkıyayı takip etmek onları kontrol altına almak, Kasaba sakinlerinin emniyet içerisinde yaşamasını sağlamaktır.
27 Aralık 1665 de Yeniçeri ağalarından Nasuh Beşe, Turgutlu Serdarı olur. Bu Yeniçeri serdarı kısa süre sonra halkın şikâyeti üzerine görevinden alınır. Nasuh Beşe, görevden alınmasını içine sindiremez. Dört ay sonra 22 Mart 1666 tarihinde bir yolunu bulup tekrar Kasaba’ya Yeniçeri Serdarı olur. Turgutlu’da tekrar Yeniçeri Serdarı olan Nasuh Beşe’nin sebep olduğu olaylar ve yolsuzluklar öylesine çoğalır ki Turgutlu ahalisi canından bezer. Bunun üzerine, Kasaba Serdarı hakkındaki türlü şikâyetler Osmanlı’ya iletilir. Bu yakınmalar üzerine hükümet, Nasuh Beşe’yi İstanbul’a götürmek için b. Mustafa isimli bir mübaşiri görevlendirir. Ancak Turgutlu Serdarı, mübaşir Kasaba’ya gelince, mübaşirden günahlarının af edilmesini, bütün yaptıklarına tövbe edeceğini bildirip el / aman diler. Manisa ileri gelenleri de araya girerler. Nasuh Beşe’nin cezalandırılmasından vazgeçilip tövbe için Hacca gitmesine karar verirler.
Bu tarihlerin Kasaba Voyvodası ünlü Abdurrahim Ağa’dır. Nasuh Beşe, Hacca gitmek bahanesiyle gider Abdurrahim Ağa’dan 500 kuruş borç alır. Ne var ki o, Hacca gitmek yerine Hamit Sancağı Mutasarrıfı olan akrabası Katırcı zade Mehmet Paşa’nın yanına gider. Onun hac yerine Hamit Sancağı’na gitmesi Turgutlu halkını hayli ürkütür, endişelendirir. Nasuh Beşe’nin ve Katırcı zade Mehmet Paşa’nın Kasaba halkından mutlaka intikam alacağı korkusuna kapılırlar. Oturup İstanbul’a bir şikâyet mektubu daha yazarlar. Derler ki:
“Bu Yeniçeri Serdarının hakkından gelinmezse biz Kasaba’dan çekip gideriz.” Bu dilekçe üzerine Nasuh Beşe, bir daha Kasaba’ya Yeniçeri Serdarı yapılmaz. Ne var ki Turgutlu halkının başına daha büyük bela açılır. Turgutlu ahalisi, Hamit Sancağı mutasarrıfı Mehmet Paşa’nın adamları tarafından zaman zaman soyup / soğana çevrilir.
Ali Şentürk