İLKER UYAR'IN ÜRDÜN GEZİSİ Ürdün’e Nasıl Gittim? Nereleri Gezdim? Etkileyici Yerleri İle Ürdün.HERKESE merhabalar. En son yazımda motosiklet ile eşsiz manzaralar eşliğinde gerçekleştirdiğim Datça gezimi sizler ile paylaşmıştım. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiğim Ürdün seyahatimi yazmaya başlamadan önce bir duyuru yapmak istiyorum. Tüm seyahat ve gezilerimi detaylı bir şekilde (Youtube: İlker Uyar) kanalımda bulabilirsiniz.

Geçtiğimiz günlerde Ortadoğu’nun sessiz sedasız ülkesi olarak bilinen Ürdün’e 10 günlük bir seyahat gerçekleştirdim. Tabir yerinde ise Ürdün kazan ben kepçe bu Arap ülkesinin dünyaca bilinen turistik yerlerini gezdim. Çok etkilendiğimi açıkça söylemeliyim.
En baştan başlayayım. Ürdün’e nasıl gittim? Ürdün seyahati uzun zamandır aklımda olan bir konuydu. Ancak uçak biletlerinin çok pahalı olması nedeni ile bu seyahatimi erteliyordum. Pegasus Hava Yolları’nda 6500 TL olan Ürdün uçuşunu kısa süreliğine başlatılan bir kampanya ile 2800 TL’ye buldum ve bu fırsatı kaçırmadım. Ancak uçuşum Ankara’dan olacaktı. Ben de atladım motosikletime. Önce Eskişehir ardından da hızlı tren ile Ankara’ya ulaştım.


Bu arada Ürdün Türk vatandaşlarından vize istemiyor. Sadece pasaportunuz ile bu Arap ülkesine giriş yapabiliyorsunuz. Normalde 1 saat 15 dakika olan yolculuk, İsrail ve Filistin arasında yaşanan savaş nedeniyle her iki ülkenin de hava sahasını kullanılmıyor, uçuş Mısır üzerinden gerçekleştiriyor, seyahat süresi de 2 saat 15 dakikaya çıkıyor.
Tüm bu detayları geride bıraktıktan sonra Ürdün’ün başkenti Amman’a indim. Her yurt dışı seyahatimde yaptığım gibi ilk olarak bulunduğum ülkenin parasını edindim ve ardından o ülkeye ait bol internetli bir telefon hattı satın aldım. Şunu da belirteyim 1 Ürdün Dinarı = 40 TL… Şimdiye kadar gezdiğim en pahalı ülkeydi Ürdün.


-Amman’da Türk Şehitliği-
Gezime ilk olarak başkent Amman’ı gezerek başlıyorum. Amman mimarisi ile tipik bir Ortadoğu kenti. Bölgesine göre lüks yerleri de var eski evlerin bulunduğu alanları da ancak eski yapılar daha çoğunlukta.
Bolca humus, falafel yiyip ve yanında ikram edilen nane yapraklı çay içtikten sonra benim için Amman’ın kayda değer yeri olan Salt Türk Şehitliğinde soluğu aldım.

1.Dünya Savaşı’nda İngilizlere karşı verdikleri mücadele sırasında şehit olan 300 Osmanlı askerinin anısının yaşatıldığı Salt Türk Şehitliği, Ürdün Krallığı tarafından Türk devletine tahsis edilen bölgede şehitlerimizin anısı yaşatılıyor. Tüm kontrolü Türk Silahlı Kuvvetleri’nde olan şehitlik tertibi, düzeni ve temizliği ile son derece etkileyici bir yer.
Şehitlik dışında Amman’da beni pek etkileyen bir şey olmadı. Bildiğiniz bir Ortadoğu başkenti işte…

-Dünya’nın En Tuzlu Göllerinden Biri Lut Gölü (Dead Sea)-
Şimdi gelelim Ürdün’ün Dünyaca ünlü turistik bölgelerine. Başkent Amman’a yaklaşık olarak 1 saat uzaklıkta bulunan Lut Gölü (Dead Sea) diğer bir dille ölü deniz. Burası görülmesi ve yüzülmesi gereken bir göl. Gölden İsrail ve Filistin topraklarını çıplak gözle görmeniz mümkün. Ayrıca Lut Gölü’nün en büyük özelliği tuz oranının çok yüksek olması nedeni ile suya batma olasılığınızın hiç olmaması. Ayrıca yüksek tuz oranı nedeni ile gölde hiçbir canlının yaşamıyor olması. (Ölü deniz ismi buradan geliyor) Suyun kaldırma kuvveti o kadar fazla ki sanki altınızda bir deniz yatağı varmış gibi suyun yüzeyinde yatabiliyorsunuz. Hatta burada kitap okuyanları bile görmeniz mümkün. Ancak buranın en büyük handikabı Lut Gölü’nü görebilmeniz için herhangi bir otelden hizmet almak zorundasınız. Çünkü oteller göle tüm girişleri kapatmış. Ben Ramada Otel’den 25 Dinar karşılığında göle ulaşım, açık büfe öğle yemeği olmak üzere hizmet aldım. Çok da mantıklı geldi. Buray gitmek isteyenler için Amman’dan belirli saatlerde otobüs kalkıyor.


-Filistin Sınırına Yaklaştım-
Lut Gölü Ürdün’nün Filistin topraklarına en yakın bölgelerinden biri hatta Filistin sınırına 4 kilometreye kadar yaklaştım. Sınır öncesi polisleri o bölgeye geçmeye izin vermiyor. Şansımı denediysem de başarılı olamadım. Savaş olmadığı dönemlerde Ürdün ve Filistin halklarının sıklıkla kullandığı yol şu an Ürdün güvenlik güçleri tarafından kapatılmış durumda.
-Dünyanın 7 Harikasından Biri Petra Antik Kenti-
Petra Antik Kenti başkent Amman’a 2 saat uzaklıkta ve neredeyse en turistik yeri. Dünyanın 7 Harikasından biri olan Petra, dünyanın dört bir köşesinden turist akınına uğrayan bir yer. İlk keşfi 1800’lü yıllara dayanan Petra Antik Kenti gerçekten büyüleyici bir yer. Ancak böyle büyüleyici bir yeri gezmek istiyorsanız tabii ki bunun bazı bedelleri var. Antik kente giriş ücreti 50 Dinar yani 2000 Türk Lirası. Bu ödemeyi kredi kartından yapıyorsanız %2’de komisyon ödemeniz gerekiyor. Bu ücreti ödemekle bitmiyor. Antik kent içerisinde uzun bir yürüyüş yapmanız gerekiyor ve içeceğiniz su 2 kat fiyatına hatta bazı fotoğraf çekilecek alanlar da o bölgede yaşayan bedeviler tarafından ücret karşılığında yapılıyor. Maddi imkanınız yerindeyse ve yürümek ile ilgili bir sorununuz yoksa Petra Antik Kenti mutlaka görülmelisiniz. Ancak Petra Şehir merkezi konusunda bir uyarı yapmalıyım. Burada tüm fiyatlar Amman’a göre neredeyse 2 katı. Önleminizi alın! BKZ. (Youtube: İlker Uyar)
-Wadi Rum Çölde 1 Gece Geçirdim-
Ürdün seyahatimde kuşkusuz olarak, beni uzak ara en etkileyen yer, Wadi Rum. Burası sanki uzayda bir gezegendeymişim gibi hissettirdi. Kadife hissiyatındaki kumları, farklı bir simetriye sahip dağları, mükemmel bir gün batımı ile müthiş bir çöl deneyimi yaşadım. Doğal bir bilim kurgu filmi stüdyosu olan Wadi Rum’da; Marslı, Star Wars, Arabistanlı Lawrence başta olmak üzere birçok film çekildi. Ayrıca çöl kumunun güneş ışınlarına göre renk değiştiriyor olması da ayrıca etkileyici bir durum. Burada çölde safari, gün batımı ve film çekilen bölgeleri gezme fırsatı buldum. Ucu bucağı olmayan çölde sizler için fotoğraf ve video çektim. Gece ise çöl ortasında kurulan bedevi çadırlarında konaklayarak çölün gecesini de yaşadım. Yolunuz Ürdün’e düştüyse ve sadece bir yere gidecek zamanınız varsa kesinlikle Wadi Rum’a gidin derim. Ayrıca Wadi Rum, Akabe’ye de 45 dakika uzaklıkta. Booking üzerinden Wadi Rum’da çadır kiralamak isterseniz, ücretleri 2 ile 5 Euro arasında değişiyor. Ancak bu para sembolik görevliler size safari vs. gibi aktiviteler satıyor. Ben Safari, konaklama, akşam yemeği ve sabah kahvaltısı olmak üzere 25 dinar ödedim. Şunu da unutmadan söylemeliyim, Ürdün’de sigara dahil her şeyin fiyatına çok dikkat edin! Her üründe, her taksiye binişte her konaklamanızda sıkı pazarlık edin. Böylelikle fiyatın düştüğünü göreceksiniz. Tabii ki pazarlığı önceden yapın, anlaştıktan emin olduğunuzda harekete geçin derim. Çünkü fiyatı en yüksekten açıyorlar, daha sonra yarıdan fazla düşüyorlar bilginize.
-Türk Tren İstasyonu-
Wadi Ruma’a giderken sağ tarafta bir tren istasyonu göreceksiniz. Bu tren yolu ve istasyonunun çok önemli bir özelliği var. Sultan 2. Abdülhamid döneminde Şam ile Medine arasında inşa edilen Hicaz Demir Yolu’nun Ürdün’de bulunan kısmı aradan geçen yaklaşık 115 yıla rağmen bu tren istasyonu turistler tarafından büyük ilgi görüyor. Bazı vagonlarda ise Türk bayrağının dalgalandığını da görebilirsiniz. Çölün ortasındaki bu istasyon ve tren vagonları sizi bir kovboy filmi sahnesine götürüyor.
-Akabe (AQABE)-
Akabe Ürdün’ün en modern kenti ve denize açılan tek kapısı. Akabe, Kızıl Deniz’e kıyısı olan bir kent. Ayrıca Suudi Arabistan, İsrail, Mısır’a açılan bir deniz yolu. Kızıl Deniz’in berraklığı ve su altı zenginlikleri nedeni ile tüplü dalış yapmaya olanak sağlayan bir deniz bu aktivitede turistler açısından son derece popüler. Ayrıca Akabe, fiyat dengesi olarak diğer bölgelere göre daha ucuz. Çünkü burası serbest bölge. Birçok lüks otele sahip Akabe’de tekne turu, tüplü dalış, tarihi birçok bölgeyi gezme ve aktivitelere katılma fırsatı bulabilirsiniz.

Ürdün ile ilgili deneyimlerim bu şekildeydi. Daha geniş bilgi almak isteyen, buraya gitmek isteyenler aşağıya bıraktığım sosyal medya hesaplarımdan bana ulaşabilir. Bu kadar uzun bir yazıyı okuduğunuz için teşekkür ederim. Youtube kanalımı takip etmeyi unutmayın. Bir başka yazıda buluşmak üzere…İlker UYAR

Haber Merkezi


Geçtiğimiz günlerde Ortadoğu’nun sessiz sedasız ülkesi olarak bilinen Ürdün’e 10 günlük bir seyahat gerçekleştirdim. Tabir yerinde ise Ürdün kazan ben kepçe bu Arap ülkesinin dünyaca bilinen turistik yerlerini gezdim. Çok etkilendiğimi açıkça söylemeliyim.
En baştan başlayayım. Ürdün’e nasıl gittim? Ürdün seyahati uzun zamandır aklımda olan bir konuydu. Ancak uçak biletlerinin çok pahalı olması nedeni ile bu seyahatimi erteliyordum. Pegasus Hava Yolları’nda 6500 TL olan Ürdün uçuşunu kısa süreliğine başlatılan bir kampanya ile 2800 TL’ye buldum ve bu fırsatı kaçırmadım. Ancak uçuşum Ankara’dan olacaktı. Ben de atladım motosikletime. Önce Eskişehir ardından da hızlı tren ile Ankara’ya ulaştım.



Bu arada Ürdün Türk vatandaşlarından vize istemiyor. Sadece pasaportunuz ile bu Arap ülkesine giriş yapabiliyorsunuz. Normalde 1 saat 15 dakika olan yolculuk, İsrail ve Filistin arasında yaşanan savaş nedeniyle her iki ülkenin de hava sahasını kullanılmıyor, uçuş Mısır üzerinden gerçekleştiriyor, seyahat süresi de 2 saat 15 dakikaya çıkıyor.
Tüm bu detayları geride bıraktıktan sonra Ürdün’ün başkenti Amman’a indim. Her yurt dışı seyahatimde yaptığım gibi ilk olarak bulunduğum ülkenin parasını edindim ve ardından o ülkeye ait bol internetli bir telefon hattı satın aldım. Şunu da belirteyim 1 Ürdün Dinarı = 40 TL… Şimdiye kadar gezdiğim en pahalı ülkeydi Ürdün.



-Amman’da Türk Şehitliği-
Gezime ilk olarak başkent Amman’ı gezerek başlıyorum. Amman mimarisi ile tipik bir Ortadoğu kenti. Bölgesine göre lüks yerleri de var eski evlerin bulunduğu alanları da ancak eski yapılar daha çoğunlukta.



1.Dünya Savaşı’nda İngilizlere karşı verdikleri mücadele sırasında şehit olan 300 Osmanlı askerinin anısının yaşatıldığı Salt Türk Şehitliği, Ürdün Krallığı tarafından Türk devletine tahsis edilen bölgede şehitlerimizin anısı yaşatılıyor. Tüm kontrolü Türk Silahlı Kuvvetleri’nde olan şehitlik tertibi, düzeni ve temizliği ile son derece etkileyici bir yer.
Şehitlik dışında Amman’da beni pek etkileyen bir şey olmadı. Bildiğiniz bir Ortadoğu başkenti işte…



Şimdi gelelim Ürdün’ün Dünyaca ünlü turistik bölgelerine. Başkent Amman’a yaklaşık olarak 1 saat uzaklıkta bulunan Lut Gölü (Dead Sea) diğer bir dille ölü deniz. Burası görülmesi ve yüzülmesi gereken bir göl. Gölden İsrail ve Filistin topraklarını çıplak gözle görmeniz mümkün. Ayrıca Lut Gölü’nün en büyük özelliği tuz oranının çok yüksek olması nedeni ile suya batma olasılığınızın hiç olmaması. Ayrıca yüksek tuz oranı nedeni ile gölde hiçbir canlının yaşamıyor olması. (Ölü deniz ismi buradan geliyor) Suyun kaldırma kuvveti o kadar fazla ki sanki altınızda bir deniz yatağı varmış gibi suyun yüzeyinde yatabiliyorsunuz. Hatta burada kitap okuyanları bile görmeniz mümkün. Ancak buranın en büyük handikabı Lut Gölü’nü görebilmeniz için herhangi bir otelden hizmet almak zorundasınız. Çünkü oteller göle tüm girişleri kapatmış. Ben Ramada Otel’den 25 Dinar karşılığında göle ulaşım, açık büfe öğle yemeği olmak üzere hizmet aldım. Çok da mantıklı geldi. Buray gitmek isteyenler için Amman’dan belirli saatlerde otobüs kalkıyor.



-Filistin Sınırına Yaklaştım-
Lut Gölü Ürdün’nün Filistin topraklarına en yakın bölgelerinden biri hatta Filistin sınırına 4 kilometreye kadar yaklaştım. Sınır öncesi polisleri o bölgeye geçmeye izin vermiyor. Şansımı denediysem de başarılı olamadım. Savaş olmadığı dönemlerde Ürdün ve Filistin halklarının sıklıkla kullandığı yol şu an Ürdün güvenlik güçleri tarafından kapatılmış durumda.
-Dünyanın 7 Harikasından Biri Petra Antik Kenti-
Petra Antik Kenti başkent Amman’a 2 saat uzaklıkta ve neredeyse en turistik yeri. Dünyanın 7 Harikasından biri olan Petra, dünyanın dört bir köşesinden turist akınına uğrayan bir yer. İlk keşfi 1800’lü yıllara dayanan Petra Antik Kenti gerçekten büyüleyici bir yer. Ancak böyle büyüleyici bir yeri gezmek istiyorsanız tabii ki bunun bazı bedelleri var. Antik kente giriş ücreti 50 Dinar yani 2000 Türk Lirası. Bu ödemeyi kredi kartından yapıyorsanız %2’de komisyon ödemeniz gerekiyor. Bu ücreti ödemekle bitmiyor. Antik kent içerisinde uzun bir yürüyüş yapmanız gerekiyor ve içeceğiniz su 2 kat fiyatına hatta bazı fotoğraf çekilecek alanlar da o bölgede yaşayan bedeviler tarafından ücret karşılığında yapılıyor. Maddi imkanınız yerindeyse ve yürümek ile ilgili bir sorununuz yoksa Petra Antik Kenti mutlaka görülmelisiniz. Ancak Petra Şehir merkezi konusunda bir uyarı yapmalıyım. Burada tüm fiyatlar Amman’a göre neredeyse 2 katı. Önleminizi alın! BKZ. (Youtube: İlker Uyar)
-Wadi Rum Çölde 1 Gece Geçirdim-
Ürdün seyahatimde kuşkusuz olarak, beni uzak ara en etkileyen yer, Wadi Rum. Burası sanki uzayda bir gezegendeymişim gibi hissettirdi. Kadife hissiyatındaki kumları, farklı bir simetriye sahip dağları, mükemmel bir gün batımı ile müthiş bir çöl deneyimi yaşadım. Doğal bir bilim kurgu filmi stüdyosu olan Wadi Rum’da; Marslı, Star Wars, Arabistanlı Lawrence başta olmak üzere birçok film çekildi. Ayrıca çöl kumunun güneş ışınlarına göre renk değiştiriyor olması da ayrıca etkileyici bir durum. Burada çölde safari, gün batımı ve film çekilen bölgeleri gezme fırsatı buldum. Ucu bucağı olmayan çölde sizler için fotoğraf ve video çektim. Gece ise çöl ortasında kurulan bedevi çadırlarında konaklayarak çölün gecesini de yaşadım. Yolunuz Ürdün’e düştüyse ve sadece bir yere gidecek zamanınız varsa kesinlikle Wadi Rum’a gidin derim. Ayrıca Wadi Rum, Akabe’ye de 45 dakika uzaklıkta. Booking üzerinden Wadi Rum’da çadır kiralamak isterseniz, ücretleri 2 ile 5 Euro arasında değişiyor. Ancak bu para sembolik görevliler size safari vs. gibi aktiviteler satıyor. Ben Safari, konaklama, akşam yemeği ve sabah kahvaltısı olmak üzere 25 dinar ödedim. Şunu da unutmadan söylemeliyim, Ürdün’de sigara dahil her şeyin fiyatına çok dikkat edin! Her üründe, her taksiye binişte her konaklamanızda sıkı pazarlık edin. Böylelikle fiyatın düştüğünü göreceksiniz. Tabii ki pazarlığı önceden yapın, anlaştıktan emin olduğunuzda harekete geçin derim. Çünkü fiyatı en yüksekten açıyorlar, daha sonra yarıdan fazla düşüyorlar bilginize.
-Türk Tren İstasyonu-
Wadi Ruma’a giderken sağ tarafta bir tren istasyonu göreceksiniz. Bu tren yolu ve istasyonunun çok önemli bir özelliği var. Sultan 2. Abdülhamid döneminde Şam ile Medine arasında inşa edilen Hicaz Demir Yolu’nun Ürdün’de bulunan kısmı aradan geçen yaklaşık 115 yıla rağmen bu tren istasyonu turistler tarafından büyük ilgi görüyor. Bazı vagonlarda ise Türk bayrağının dalgalandığını da görebilirsiniz. Çölün ortasındaki bu istasyon ve tren vagonları sizi bir kovboy filmi sahnesine götürüyor.
-Akabe (AQABE)-
Akabe Ürdün’ün en modern kenti ve denize açılan tek kapısı. Akabe, Kızıl Deniz’e kıyısı olan bir kent. Ayrıca Suudi Arabistan, İsrail, Mısır’a açılan bir deniz yolu. Kızıl Deniz’in berraklığı ve su altı zenginlikleri nedeni ile tüplü dalış yapmaya olanak sağlayan bir deniz bu aktivitede turistler açısından son derece popüler. Ayrıca Akabe, fiyat dengesi olarak diğer bölgelere göre daha ucuz. Çünkü burası serbest bölge. Birçok lüks otele sahip Akabe’de tekne turu, tüplü dalış, tarihi birçok bölgeyi gezme ve aktivitelere katılma fırsatı bulabilirsiniz.


Ürdün ile ilgili deneyimlerim bu şekildeydi. Daha geniş bilgi almak isteyen, buraya gitmek isteyenler aşağıya bıraktığım sosyal medya hesaplarımdan bana ulaşabilir. Bu kadar uzun bir yazıyı okuduğunuz için teşekkür ederim. Youtube kanalımı takip etmeyi unutmayın. Bir başka yazıda buluşmak üzere…İlker UYAR

