“Düşük puan verilen okul müdürleri, dürüst, vatanperver insanlardır. “
Türk Eğitim Sen Ahmetli İlçe Temsilcisi Ahmet Bayram Yusuflu ‘nun Yönetici Değerlendirme Sonuçları ile ilgili basın açıklaması yaptı. Yusuflu: “Ayıptır; dirimize puan vermiyorsunuz, ölülerimize bari saygı gösterin." dedi.
Yusuflu basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Okul yöneticilerini değerlendirme süreci sona erdi, okul müdürlerinin puanları açıklandı. Bilindiği gibi görev süresi uzatılacak müdürler; ilçe mili eğitim müdürleri, ilçe milli eğitim şube müdürleri, öğretmenler, okul aile birliği başkanı ve başkan yardımcısı ile öğrenci meclisi başkanı tarafından değerlendirildi.
Değerlendirmeye etki eden puanlar çok önemliydi. Bu noktada puanlamaya dair ciddi endişelerimiz de vardı. Zira en kıdemli ve en kıdemsiz öğretmenin, öğretmenler kurulunca seçilecek iki öğretmenin, okul aile birliği başkan ve başkan yardımcısının, öğrenci meclis başkanının değerlendirmesi toplamda 40 iken; ilçe milli eğitim müdürünün, insan kaynaklarından sorumlu ilçe milli eğitim şube müdürünün ve eğitimden sorumlu ilçe milli eğitim şube müdürünün değerlendirmesi toplamda 60 puan idi. Böyle bir değerlendirmenin büyük bir hata olacağını, öğretmenlerin, öğrencinin, velinin sadece göstermelik etkisinin olacağını, asıl değerlendirmeyi, büyük çoğunluğunun hak ederek o makamlara gelmediğini bildiğimiz siyasetin ve yandaş sendikanın kumandası altında olan kişilerin yapacağını açıklamıştık. Nitekim endişelerimizde ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha gördük.
Değerlendirme sonuçlarına göre; torpili olan, iktidara yakın duran, malum sendikaya üye olan okul yöneticilerine yüksek puan verilmiştir. Türkiye genelinde olduğu gibi, Ahmetli’mizde de değerlendirmede geçer puan alan 2 müdürün 2 si ’de Eğitim Bir Sendikasının üyesi olması ne kadar taraflı bir puanlamanın yapıldığının vesikasıdır. Daha da vahimi Ahmetli İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak görevlendirilen beyefendi hem okul müdürlerini hem de kendini değerlendirmiştir. Astı konumunda görev yapan Şube Müdürlerinin değerlendirdiği İlçe Milli Eğitim Müdürü 97 puan alarak başarı olmuştur. Ne kadar adil bir değerlendirme… Değerlendirilen ve 7 puanın altında bırakılan müdürlerden üç tanesi Türk Eğitim Sen, bir tanesi de Eğitim İş Sendikasına üyedir. Ahmetli de herkes bilmektedir ki düşük puan verilen okul müdürleri görevlerini yapan, dürüst, vatanperver insanlardır.
Değerlendirme yapan malum sendikaya bağlı İlçe Milli Eğitim Müdürü ve Şube Müdürleri bazı yerlerde ise vefat eden üyemiz müdüre bile göstermelik başarı puanı verme edepsizliğini göstermişlerdir. Ayıptır; dirimize puan vermiyorsunuz, ölülerimize bari saygı gösterin. Adaletiniz yok biliyoruz da sizin hiç mi inandığınız bir kutsalınız yok. Öğretmen, okul aile birliği başkan ve başkan yardımcısı, öğrenci değerlendirmesinden tam puan ya da yüksek puan alan okul yöneticilerinin büyük bir kısmı her ne hikmetse İlçe Milli Eğitim Müdürü ve İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlerinden çok düşük puanlar almıştır. Bu adaletsizlik hak ederek yüksek puan almış okul müdürlerinin de başarısını gölgelemiştir.
20-25 yıllık okul müdürlerinin bilgisi, becerisi, kıdemi hiçe sayılmış ve bu yöneticilerin görevine son verilmiştir. Bu durum eğitimde büyük infiale, kutuplaşmalara, çatışmalara yol açacaktır. Okul yöneticiliği koltuğunda artık hak eden değil; torpili olan, kişisel ilişkilerini kullanan, siyasi ve ideolojik davrananlar oturacaktır. Böylece o makamlar hak ettikleri saygıdan da yoksun kalacaktır.
Herkes takdir eder ki; bir İlçe Milli Eğitim Müdürü ya da İlçe Milli Eğitim Şube Müdürünün, okul müdürünün yöneticilik vasıflarına sahip olup olmadığını bilmesi mümkün değildir. Bunu en iyi değerlendirecek birlikte çalışan okul personeli, okul velileri ve öğrencilerdir. Lakin 3 aydır şube müdürlüğü koltuğunda oturanlar, bu okul müdürleri ile hiç çalışmadan neye göre değerlendirme yapmıştır? Çok açık söylüyoruz ki; değerlendirmeler objektif değildir, siyasidir, usulsüzdür, adaletsizdir.
Her kamu kurumunda olduğu gibi, Milli Eğitimde de kadrolaşma operasyonu yapılmaktadır. Eğitimin her hücresinde kendi adamlarını görmek isteyen, kilit noktalara yandaşlarını getirmeyi hedefleyenler kapalı kapılar ardında iş çevirmiştir. “Benden olmayanı yok edeceğim” düsturuyla hareket edenler, farklı düşünenlere yaşama hakkı tanımamaya ant içmiştir. Bu anlayış çağdışı bir anlayıştır ve ülkemizin birliği dirliği için çok tehlikelidir. İnsanların ekmekleri ile oynamışlardır. İş bilmeyen, emeği ve alın teri ile değil, siyasi hesaplarla, sendikal tercihleri nedeniyle makamlara getirilen okul yöneticileri devri başlamıştır. Okullar siyasi iktidardan icazet alanların cenneti haline gelecektir. Okullar beceriksiz, yönetme kabiliyetinden yoksun kişilere emanet edilecektir. Eğitimin içine nifak sokulmuştur. Bu anlayışa dur deme zamanı çoktan gelmiş ve geçmektedir. Çünkü yarın sıra müdür yardımcılarında, öğretmenlerdedir. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenler, unutmayın yılanın sizi sokma zamanı da yakındır. Askerimize, polisimize yapılanlar bunun en canlı örneğidir. Bu gidişe dur denmezse 657 güvencemiz de elimizden alınacaktır. MEB Yasası zaten kazanılmış hakları ve sosyal statüleri yok eden bir yasadır. Bu yasanın akabinde çıkarılan Yönetici Atama Yönetmeliği’nin de ucube olduğunu ilan etmiş, yönetmelikte yer alan hususların eğitim hayatımızda ciddi bir kaosa yol açacağını belirtmiştik. Hukuku yerle bir eden, kazanılmış hakları bir gecede insanların ellerinden alan bu yasa ve yasanın getirdikleri Türk Milli Eğitim tarihi için utanç vesikasıdır.
Herkes emin olmalıdır ki; bu işin peşini Türk Eğitim Sen bırakmayacaktır. Türk Eğitim Sen, her türlü hukuki yola başvuracak, yanlı davranan ve tetikçilik yapan ilçe milli eğitim müdürlerini, ilçe milli eğitim şube müdürlerini tespit ederek, haklarında suç duyurusunda bulunacaktır. Bu makamlar kimsenin orta malı değildir. Kişiye özel davranan, arkası sağlam olanı koruyan, milimetrik hesaplarla yandaş ordusu kurmaya heveslenenler yargı önünde hesap verecektir.
Siyasi parti teşkilatlarının referanslarıyla, “benim adamım sen yaşa” yaklaşımıyla, masa başı kirli ilişkilerle okul müdürlüğü koltukları doldurulsa da bunun eğitimcilerin nazarında hiçbir değeri yoktur. Hak edilmeden, alın teri dökülmeden, başarı gösterilmeden, emek verilmeden elde edilen her makam, mevki insanlara çivi gibi batar.
Ciddiyetten uzak, adam kayırmayı, kadrolaşmayı, yandaşlığı esas alan bu değerlendirmeler çok açık söylüyoruz ki; Geçersizdir. Ne idüğü Belirsiz, Hileli, Buram Buram Torpil Ve Ciddiyetsizlik Kokan Bu Değerlendirmelerin İptal Edilmesi Bir Zorunluluktur. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu usulsüzlüklere, bu gayri ciddi değerlendirmelere dur demesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki; MEB kimsenin babasının çiftliği değildir.
Gerekirse Türkiye’yi eylem alanına çevireceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. 76 bin okul yöneticisinin hakkını gasp ettirmeyeceğiz, haksızlık yapanlara, usulsüz uygulamalarla insanların hayatını cehenneme çevirenlere bunun hesabını en ağır şekilde soracağız." Haber Merkezi
Yorumlar
Kalan Karakter: