Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, 14 Aralık operasyonu kapsamında basın kuruluşlarına düzenlenen operasyonla ilgili açıklama yaptı
Milletin vicdanına nasıl bir operasyon yapacaksınız?
"Zaman; demokrasiden, insan hak ve hürriyetlerinden ve gerçek adaletten yana olma zamanıdır"
"Bugün sabah 'Paralel Yapı' yaftasıyla başlatılan Zaman Gazetesi, STV operasyonlarıyla artık keyfi bir TEK ADAM rejimi, alenen ilan edilmiştir"
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, 14 Aralık operasyonu kapsamında basın kuruluşlarına düzenlenen operasyonla ilgili açıklama yaptı. Keyfi bir tek adam rejiminin ilan edildiğini söyleyen Genel Başkan Uysal, "Milletin vicdanında suçları kanıtlanmış olanların, bu vicdanlara operasyon yapabilme imkanı yoktur" diye konuştu.
Bugün iktidarın uyguladığı baskının, milli bir mesele haline geldiğini ifade eden Uysal açıklamasında şunları kaydetti:
"Maalesef Türkiye, yalnız bugüne dair değil geleceğe dair de endişelerin artmasına neden olacak bir olayla güne uyanmıştır.
Günlerdir sosyal medyada bir takım hesaplardan dillendirilen, iktidarın inkar ettiği operasyonlar, bugün sabah itibariyle gerçekleşmiştir.
İktidarın, kendi açıklarının, hukuksuzluklarının ve paçalarına kadar battıkları yolsuzlukların ortaya çıkmasına aracı her olayda peşine düştüğü rövanş alma derdi bugün de, 17-25 Aralık "Yolsuzluk Operasyonları"nın "yıldönümüne" yaklaşırken, kendilerinin "paralel yapı" olarak PR yaptıkları Hizmet Hareketi'nin medya gurubuna karşı başlatılmıştır.
"Ya benimsin ya toprağın" anlayışı patolojik bir ruh halinin ifadesidir
İktidar Türkiye'nin her mecrasında takındığı şekli ile yandaş olmayanı, iktidarın hükümranlığında "soytarı"lık yapmayanı linç etme derdindedir.
Sermaye guruplarından medya guruplarına kadar her alanda, kendi değirmenine su taşımayana karşı iktidarın takındığı düşmanca tavır, ardında makama, paraya, mala duydukları hırsın ve aşkın patolojik ruh halini taşımaktadır.
Bu bir rejim ilanıdır
Dün sabah 'Paralel Yapı' yaftasıyla başlatılan Zaman Gazetesi, STV operasyonlarıyla artık keyfi bir TEK ADAM rejimi alenen ilan edilmiştir
Gelecek yıla dair geçtiğimiz günlerde tartışılmaya başlanan, Cumhurbaşkanı'nın Bakanlar Kurulu'na başkanlık edeceği tartışması, sabahki operasyonlarla ehemmiyetini yitirmiştir. Zira Cumhurbaşkanı nefsi husumetlerinin hesabını devletin imkanları ile gördüğünü, erkleri elinde cebren topladığını bir kez daha ifade etmiş ve rejim değişikliğini zımnen kabul etmiştir.
Yargıya rest çekmek, millete rest çekmek
17 Aralık "Yolsuzluk Operasyonu"ndan sonra diğerlerinin geleceğini bilerek yargıyı kontrol etmek için adli kolluk kuvvetlerini kendi emirlerine sokacak şekilde yaptıkları düzenlemenin Danıştay'dan dönmesinin hemen ardından başlayan operasyon hem millete hem yargıya bir mesaj niteliğindedir. İktidar yargıya, millete ve tüm hürriyetlere rest çekmiştir.
"Hakikat güneş gibidir"
Eflatun'un ifadesi ile "Hakikat güneş gibidir, gözlerinizi kapatsanız da içine sızar."
Bu bakımdan baskının bir devlet politikası olduğu düzende, ne zımnen kabul edildiği bu şekli ile ne de resmen rejim değişikli ile yerleşen bu despotizmin, 17-25 Aralık'ta ispatlanan yolsuzluklarını, hukuksuzlukları ve kirli ilişkileri kapatabilme imkanı yoktur.
Milletin vicdanına nasıl bir operasyon yapacaksınız?
Yolsuzluklar, 1000 odalı saraylar, ayakkabı kutuları, iktidarın milyonlara sattığı işçi canları, ayın sonunu bilerek canına kıyan çalışanlar, akrabaların doldurduğu kadrolar nedeniyle atanamayan gençler ve hakkı yenen milyonlarca insanın vicdanında suçları kanıtlanmış olanların, bu vicdanlara operasyon yapabilme imkanı yoktur.
Tedirginlik bugüne dair değil geleceğe dairdir
Dün olduğu gibi bugün de basına yönelik operasyonlar "bugün ona yarın sana" tedirginliğinden çok, Türkiye'nin kısılan sesinin hepten susturulacağı kanaati uyandırmaktadır.
Basının yalnız iktidarın sözünü basmasını, milletin sesini bastırmasını isteyen iktidarın bilmesi gereken; adalete birgün kendilerinin de muhtaç olacağıdır.
Hane hane dolaşsanız kaç yazar
Milletin vicdanında suç ve suçlu tasnif ve fikirle de tevkif edilmiştir. Milletin vicdanından suçluyu silmek, "AK"lamak için hane hane dolaşsanız, milleti toptan cezaevlerine doldursanız da boynunuzdaki çandan kurtulamayacaksınız.
Zaman, demokrasiden, hukuktan, hürriyetlerden olma zamanı
Gelinen noktada Türkiye, toplumun her kademesinde sancıya neden olan uygulamalarla karşı karşıyadır. Yaşananlar bugün maalesef bir kesimde mağduriyet yaratmaktayken ortaya çıkan demokrasi ve hürriyet açığı, gelecekte her kesimde mağduriyete neden olacaktır. Bu açıdan bakıldığında, bugün iktidarın uyguladığı baskı, milli bir mesele haline gelmiştir. Bu mesele milli bir mutabakat ikliminde çözüme kavuşabilecektir.
Milli mutabakat meselesi yapmamız gereken her meselede şahsi önceliklerimizden ziyade, milletin öncelikleri etrafında bir araya gelebilme kabiliyetini gösterebilmemiz gerekmektedir.
Zaman demokrasiden, insan hak ve hürriyetlerinden ve gerçek adaletten yana olma zamanıdır." HABER MERKEZİ
Yorumlar
Kalan Karakter: