Anne ve bebek sağlığı açısından gebelikte folik asit kullanımının önemiEGEUMUT Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Elif Telciler, Folik Asit Kullanımı hakkında gazetemize bilgilendirici açıklamalarda bulundu.
Op.Dr. Elif Telciler yaptığı açıklamada: “Folik asit B grubundan suda çözünen bir vitamin olup benzoik asit iskeletine sahip pteroic asid isimli molekülün heterosiklik polimerleridir.
Moleküle folik asit adı yeşil yapraklı bitkilerde yaygın olarak bulunduğundan verilmiştir. Çünkü latincede “folum” yaprak demektir. Sıklıkla folik asit ve folat aynı anlamda kullanılır. Oysa bu iki terim birbirinden farklıdır. Folik asit vitaminin en stabil, besin maddelerinde nadiren bulunan ilaçlarda ve işlenmiş besinlerdeki formudur. Folat ise doğal maddelerde bulunan şeklidir.
Folik asit metabolizması B12 vitamini metabolizmasıyla yakından bağlantılıdır. Folik asit merkezi sinir sisteminin işlemesinde hayati bir rol oynar. Folik asit incebağırsağın ilk kesiminde emilir, sonra karaciğere giderek orada metabolize olur. Folat ya da folik asit vücutta özellikle DNA yapımında ko-enzim olarak rol alır. Bunun yanı sıra bazı amino asitlerin metabolizmasında da rol aldığı bilinmektedir.
Folat en fazla yapraklı yeşil sebzeler, bira mayası, karaciğer, böbrek, yumurta, zarı alınmamış tahıllar, ceviz, badem, fındık, fıstık, mercimek, ıspanak, yonca, mavi-yeşil alg (yosun), maydanoz, nane, kuru fasulye (baklagiller) ve tohumlu gıdalarda bulunur. Ancak besinlerin pişirilmesi esnasında yaklaşık %50-90 bir folat kaybı olabilmektedir. Günümüzde marketlerde satılan bazı gıda maddeleri folik asit açısından zenginleştirilmiştir. Folik asit gereksinimi ayrıca multi vitamin preparatları olan ilaçlar yolu ile de alınabilir. Bazı besin maddelerinin folik asit içeriği şöyledir; Besin Porsiyon Folat (mcg)
Portakal suyu 1 Bardak 82
Ispanak 1 porsiyon 131
Kuşkonmaz 1 porsiyon 131
Mercimek 1 porsiyon 179
Fasülye 1 porsiyon 141
Ekmek (beyaz) 1 dilim 20
Vücudun folik asit gereksi nimi yaşa göre değişmektedir. 0 - 6 ay arası bebekler günde 40 mikrogram (mcg), 7 - 12 ay 60 mikrogram, 1 - 12 yaş arası çocuklar günde 100 mikrogram ve 13 yaştan büyüklerin ise günde 200 - 400 mikrogram, folik asit eksikliği yüzünden sinir sistemlerinde oluşum bozuklukları olabilecek çocuk doğurma riski taşıyan gebelerin ise günde en az 400-800 mikrogram kadar folik asit alması önerilmektedir. Bir yandan da antikonvülzan alan kadınlar folik asit eksikliği geliştirme açısından risk grubundadırlar. Antikonvülzanlar aynı zamanda 1-25 dihidroksikolekalsiferol oluşumunu azalttıklarından, bu ilaçları alan kadınların günde 1 mg folik asit desteğinin yanı sıra D vitamini almaları önerilir.
Bazı durumlarda vücutta folat eksikliği ortaya çıkabilir. Bu durumların en iyi bilineni alkolizmdir. Alkol folatın emilimini engelleyerek eksikliğe yol açar. Besinler yolu ile yetersiz alınması da bir diğer eksiklik nedenidir. Hamilelik ya da kanser gibi hücre bölünme hızının yüksek olduğu durumlarda da vücudun folat’a olan gereksinimi artacağından eksiklik görülebilir.
Eksiklik Belirtileri;
Erken dönemde fazla belirti ve yakınma olmaz. En erken bulgu kan homosistein düzeylerinde saptanan artıştır. Folat eksikliğine en çabuk tepki veren hücreler en hızlı bölünen hücrelerdir. Folat düzeyi azaldığında kemik iliğinde hücre bölünmesi bozulur ve az sayıda ama dev boyutta kan hücreleri üretilir. Bu durumun sonucu megaloblastik anemi ortaya çıkar. Bu hücrelerin oksijen taşıma kapasitesi azaldığı için kansızlığın tipik yakınmaları olan halsizlik, yorgunluk, çarpıntı gibi belirtiler ortaya çıkar.
Fetal büyüme ve gelişme hızlı hücre bölünmesi ile karakterize bir dönemdir. DNA ve RNA üretimindeki kritik rolü nedeniyle bu dönemde yeterli folat alımı son derece önemlidir. Yapılan araştırmalar hamilelikte yeterli miktarda folik asit alımının bebekte merkezi sinir sistemi anomalileri görülme olasılığını anlamlı ölçüde azalttığını göstermektedir. Nöral tüp defekti adı verilen bu merkezi sinir sistemi anomalileri değişik şekillerde ve derecelerde görülebilir. En basit formu olan spina bifida da omurgada küçük bir açıklık varken en ileri form olan anensefalide bebeğin kafatası ve beyni gelişmez.
Nöral tüp defektleri döllenme sonrası 21 ve 27. günler arasında ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde kadınların önemli bir kısmı hamile olduklarını fark etmeyebilirler. Folik asit desteği alınmadığında nöral tüp defekti görülme olasılığı 2000 doğumda 1 civarındadır. Folik asit desteği ile bu oran %50 oranında azaltılabilir. Bu etkinin ortaya çıkması için hamile kalmadan 1 ay önce folik asit kullanmaya başlanması gereklidir. Ayrıca yarık damak ve bazı kap defektleri gibi anomalilerin de folat alımındaki azlığa bağlı olduğu ileri sürülmektedir.
Amerikan Halk Sağlığı dairesi ve diğer ilgili kuruluşlar hamile kalma potansiyeli olan her kadının mutlaka folik asit desteği alması ve folik asit ilaçları kullanmasını önermektedir. Bununla birlikte ABD'de hamile kadınların yalnızca yarısı bu öneriye uymaktadır. Bu nedenle ABD'de bazı besin maddelerinin folik asit açısından zenginleştirilmesi gündeme gelmiştir. Ülkemiz için durum çok daha kötüdür. Hamilelerin önemli bir kısmı hamile kalmadan önce danışmanlık almadığı için konudan habersizdir.
Yeterli folat düzeyinin bazı kalp ve ekstremite anomalilerini de azaltacağı ileri sürülmektedir. Ancak bu konuda yeterli kanıt yoktur. Bazı başka çalışmalarda ise yetersiz folat alımının erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve plasentanın erken ayrılmasına neden olabileceği gösterilmiştir. Bu nedenle nöral tüp defekti gelişme riski ortadan kalktıktan sonra da folik asit kullanmaya devam edilmelidir.” ifadelerine yer verdi.
Haber Merkezi
Op.Dr. Elif Telciler yaptığı açıklamada: “Folik asit B grubundan suda çözünen bir vitamin olup benzoik asit iskeletine sahip pteroic asid isimli molekülün heterosiklik polimerleridir.
Moleküle folik asit adı yeşil yapraklı bitkilerde yaygın olarak bulunduğundan verilmiştir. Çünkü latincede “folum” yaprak demektir. Sıklıkla folik asit ve folat aynı anlamda kullanılır. Oysa bu iki terim birbirinden farklıdır. Folik asit vitaminin en stabil, besin maddelerinde nadiren bulunan ilaçlarda ve işlenmiş besinlerdeki formudur. Folat ise doğal maddelerde bulunan şeklidir.
Folik asit metabolizması B12 vitamini metabolizmasıyla yakından bağlantılıdır. Folik asit merkezi sinir sisteminin işlemesinde hayati bir rol oynar. Folik asit incebağırsağın ilk kesiminde emilir, sonra karaciğere giderek orada metabolize olur. Folat ya da folik asit vücutta özellikle DNA yapımında ko-enzim olarak rol alır. Bunun yanı sıra bazı amino asitlerin metabolizmasında da rol aldığı bilinmektedir.
Folat en fazla yapraklı yeşil sebzeler, bira mayası, karaciğer, böbrek, yumurta, zarı alınmamış tahıllar, ceviz, badem, fındık, fıstık, mercimek, ıspanak, yonca, mavi-yeşil alg (yosun), maydanoz, nane, kuru fasulye (baklagiller) ve tohumlu gıdalarda bulunur. Ancak besinlerin pişirilmesi esnasında yaklaşık %50-90 bir folat kaybı olabilmektedir. Günümüzde marketlerde satılan bazı gıda maddeleri folik asit açısından zenginleştirilmiştir. Folik asit gereksinimi ayrıca multi vitamin preparatları olan ilaçlar yolu ile de alınabilir. Bazı besin maddelerinin folik asit içeriği şöyledir; Besin Porsiyon Folat (mcg)
Portakal suyu 1 Bardak 82
Ispanak 1 porsiyon 131
Kuşkonmaz 1 porsiyon 131
Mercimek 1 porsiyon 179
Fasülye 1 porsiyon 141
Ekmek (beyaz) 1 dilim 20
Vücudun folik asit gereksi nimi yaşa göre değişmektedir. 0 - 6 ay arası bebekler günde 40 mikrogram (mcg), 7 - 12 ay 60 mikrogram, 1 - 12 yaş arası çocuklar günde 100 mikrogram ve 13 yaştan büyüklerin ise günde 200 - 400 mikrogram, folik asit eksikliği yüzünden sinir sistemlerinde oluşum bozuklukları olabilecek çocuk doğurma riski taşıyan gebelerin ise günde en az 400-800 mikrogram kadar folik asit alması önerilmektedir. Bir yandan da antikonvülzan alan kadınlar folik asit eksikliği geliştirme açısından risk grubundadırlar. Antikonvülzanlar aynı zamanda 1-25 dihidroksikolekalsiferol oluşumunu azalttıklarından, bu ilaçları alan kadınların günde 1 mg folik asit desteğinin yanı sıra D vitamini almaları önerilir.
Bazı durumlarda vücutta folat eksikliği ortaya çıkabilir. Bu durumların en iyi bilineni alkolizmdir. Alkol folatın emilimini engelleyerek eksikliğe yol açar. Besinler yolu ile yetersiz alınması da bir diğer eksiklik nedenidir. Hamilelik ya da kanser gibi hücre bölünme hızının yüksek olduğu durumlarda da vücudun folat’a olan gereksinimi artacağından eksiklik görülebilir.
Eksiklik Belirtileri;
Erken dönemde fazla belirti ve yakınma olmaz. En erken bulgu kan homosistein düzeylerinde saptanan artıştır. Folat eksikliğine en çabuk tepki veren hücreler en hızlı bölünen hücrelerdir. Folat düzeyi azaldığında kemik iliğinde hücre bölünmesi bozulur ve az sayıda ama dev boyutta kan hücreleri üretilir. Bu durumun sonucu megaloblastik anemi ortaya çıkar. Bu hücrelerin oksijen taşıma kapasitesi azaldığı için kansızlığın tipik yakınmaları olan halsizlik, yorgunluk, çarpıntı gibi belirtiler ortaya çıkar.
Fetal büyüme ve gelişme hızlı hücre bölünmesi ile karakterize bir dönemdir. DNA ve RNA üretimindeki kritik rolü nedeniyle bu dönemde yeterli folat alımı son derece önemlidir. Yapılan araştırmalar hamilelikte yeterli miktarda folik asit alımının bebekte merkezi sinir sistemi anomalileri görülme olasılığını anlamlı ölçüde azalttığını göstermektedir. Nöral tüp defekti adı verilen bu merkezi sinir sistemi anomalileri değişik şekillerde ve derecelerde görülebilir. En basit formu olan spina bifida da omurgada küçük bir açıklık varken en ileri form olan anensefalide bebeğin kafatası ve beyni gelişmez.
Nöral tüp defektleri döllenme sonrası 21 ve 27. günler arasında ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde kadınların önemli bir kısmı hamile olduklarını fark etmeyebilirler. Folik asit desteği alınmadığında nöral tüp defekti görülme olasılığı 2000 doğumda 1 civarındadır. Folik asit desteği ile bu oran %50 oranında azaltılabilir. Bu etkinin ortaya çıkması için hamile kalmadan 1 ay önce folik asit kullanmaya başlanması gereklidir. Ayrıca yarık damak ve bazı kap defektleri gibi anomalilerin de folat alımındaki azlığa bağlı olduğu ileri sürülmektedir.
Amerikan Halk Sağlığı dairesi ve diğer ilgili kuruluşlar hamile kalma potansiyeli olan her kadının mutlaka folik asit desteği alması ve folik asit ilaçları kullanmasını önermektedir. Bununla birlikte ABD'de hamile kadınların yalnızca yarısı bu öneriye uymaktadır. Bu nedenle ABD'de bazı besin maddelerinin folik asit açısından zenginleştirilmesi gündeme gelmiştir. Ülkemiz için durum çok daha kötüdür. Hamilelerin önemli bir kısmı hamile kalmadan önce danışmanlık almadığı için konudan habersizdir.
Yeterli folat düzeyinin bazı kalp ve ekstremite anomalilerini de azaltacağı ileri sürülmektedir. Ancak bu konuda yeterli kanıt yoktur. Bazı başka çalışmalarda ise yetersiz folat alımının erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve plasentanın erken ayrılmasına neden olabileceği gösterilmiştir. Bu nedenle nöral tüp defekti gelişme riski ortadan kalktıktan sonra da folik asit kullanmaya devam edilmelidir.” ifadelerine yer verdi.
Haber Merkezi