Aktif Eğitim-Sen Turgutlu
“Devlet kaynaklarının, iş adamlarına peşkeş çekilmesine ‘hayır’ diyoruz.
Aktif Eğitim-Sen Turgutlu temsilciliği yaptığı basın açıklamasıyla Eğitim Bakanlığının son dönemde eğitimin milli olma özelliğini zedeleyecek uygulamalarını protesto etti.
Aktif Eğitim-Sen Turgutlu Temsilciliği bugün saat 12.30 da Turgutlu Orta Park'ta bulunan saati kulesi önünde basın açıklaması yaptı.Sendika temsilcisi Oktay Albayrak’ın okuduğu basın açıklamasına sendika üyeleri katıldı. Polisin yoğun önlem aldığı basın açıklamasında Albayrak şunları söyledi.
" 2014-215 Eğitim-Öğretim Yılı, Milli Eğitim Bakanlığının yanlış, yanlı ve maksatlı uygulamaları nedeniyle birçok problemle birlikte başladı. Bakanlığın tutumundan öyle anlaşılıyor ki, bu problemler kısa vadede çözülmek şöyle dursun daha da derinleşme, çözümü giderek zorlaşan sorunlar yumağına dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya.
Biz, Aktif Eğitimciler Sendikası olarak, ne ülkemizin yarınlarını emanet edeceğimiz çocuklarımızın ne de bugün bu çocuklarımızı emanet ettiğimiz eğitim çalışanlarımızın, iktidarın ve Bakanlığın basiretsiz, hukuksuz ve maksatlı uygulamalarına mahkum edilmesine seyirci kalmayacağız.
Bu yüzden, çalışma barışını bozan siyasal ve sendikal kadrolaşmaya, insanlar arasında ayrımcılığı körükleyen ve ötekileştiren her türlü fişlemeye, liyakat yerine yandaşlığı gözeterek yapılan hukuksuz görevlendirme ve tasfiyelere, iyi planlanmamış bir rotasyonla eğitim çalışanlarının hayatlarının alt-üst edilmesine, özel okullara teşvikler verilirken, devlet okullarımızın maddi imkansızlıklara mahkum edilmesine, öğretmenlerimizin asli görevleri dışında nöbet görevi gibi angarya işlere zorlanmasına “HAYIR” diyoruz.
SİYASAL, SENDİKAL KADROLAŞMAYA “HAYIR!”
Milli Eğitim Bakanlığı son dönemde eğitimin milli olma özelliğini zedeleyecek uygulamalara imza atmaktadır.Milli eğitim sistemimiz, planlı ve sistematik olarak; toplumdaki tüm kesim, görüş ve anlayışların üzerinde ve tümünü kuşatıp kucaklayan bir anlayıştan uzaklaştırılarak, sadece siyasi iktidarca makbul sayılan tek tipçi bir anlayışla siyasallaştırılmaktadır. Siyasi irade, Bakanlığın tüm kademelerinde ve okullarımızda, partizan bir anlayışla hareket ederek siyasal ve sendikal kadrolaşmaya gitmektedir.
Aktif Eğitim-Sen olarak bu yöndeki tüm uygulamalara “HAYIR” diyoruz.
KAMU ÇALIŞANLARINA YÖNELİK FİŞLEMELERE “HAYIR!”
Siyasi iktidar, bir yandan haksız bir şekilde okullarda siyasi, sendikal kadrolaşma politikaları uygularken diğer yandan da beğenmediği, hoşuna gitmeyen veya rahatsız olduğu görüşlere yönelik fişlemeler yapmaktadır.
Bu konuda son dönemde binlerce kamu çalışanının inançları, dünya görüşleri, siyasi veya sosyal aidiyetleri nedeniyle hukuksuz olarak fişlendikleri ortaya çıkmıştır.
Bölücü, ayrıştırıcı, ötekileştirici, insanları birbirine düşürmeye, toplumsal barışı, kardeşliği, birliği, beraberliği, çalışma barışını bozucu, siyasi iktidarın kendi keyfine göre belirlediği standartlara uymayanları kamudan tasfiye etmeyi amaçlayan bu fişlemelerin tamamı hukuksuzdur ve suçtur.
İnancı, görüşü, aidiyeti ne olursa olsun herkes birinci sınıf vatandaştır. Bununla birlikte hukuk devletinde“Suçluluğu bağımsız mahkemelerce ispatlanmadıkça herkes masumdur” ilkesi gereği, hiç kimse haklarından mahrum bırakılamaz, fişlenemez, dışlanamaz, kamu görevlerinden mahrum edilemez.
Aktif Eğitim-Sen olarak, bu politikaları planlayanlara, uygulayanlara, uygulatanlara, göz yumanlara “HAYIR” diyoruz.
HUKUKSUZ TASFİYELERE “HAYIR!”
Tasfiye amaçlı son dönemde yaşanan hukuksuz uygulamaların en açık örneğini, 4 yılını dolduran okul müdürlerinin yeniden görevlendirilmesinde yaşadık.
Bakanlık önce okul müdürlerimizin sınavla elde ettikleri idarecilik hakkını MEB yasasını değiştirerek hukuksuz bir şekilde ellerinden aldı. Ardından da onları hiçbir objektif kriterinbulunmadığı, siyasi ve ideolojik tercihlerin ön planda olduğu bir değerlendirme sistemine tabi tuttu. Öğrenci, veli ve öğretmen değerlendirmelerinin yandaş sendikanın işaretiyle siyasi iktidar tarafından son anda atanan şube müdürleri ve ilçe milli eğitim müdürleri eliyle by-pass edildiği puanlama sonucunda, binlerce tecrübeli, donanımlı, liyakatli okul müdürü tasfiye edildi.16 bin okul müdüründen sadece 9 bini görevinde kaldı. Bu görevde kalan müdürlerin ise yüzde 81’i yandaş sendikaya mensup. İktidarın boşalan müdürlüklere de, aynı şekilde kendi yandaşlarını müdür olarak görevlendireceğini tahmin etmek herhalde müneccimlik olmayacaktır.
Bu durumhak ve adalete uygun olmayan hukuksuz bir tezgahtır. Yöneticilik hakkı elinden alınan tüm meslektaşlarımızı bu hukuksuzluğa karşı mücadeleye, kendilerine yapılan hukuksuzlukları mahkemeye taşımaya davet ediyor ve sendika olarak hangi sendikaya mensup olduklarına bakmaksızın kendilerine hukuki destek veriyor ve
Aktif Eğitim-Sen olarak bu tezgaha “HAYIR” diyoruz.
İYİ PLANLANMAMIŞ BİR ROTASYONA “HAYIR!”
Öğretmenlerimizi endişelendiren bir başka uygulama ise rotasyon. Sendika olarak, rotasyona prensipte karşı çıkmıyoruz. Ancak, ön hazırlığı ve planlaması iyi yapılmayan bir rotasyon, öğretmenlerimizin ve ailelerinin hayatını alt-üst edecektir. Kaldı ki kendi yandaşları dışında herkese etmediğini bırakmayan bir siyasal anlayışın, rotasyonu ayrımcı politikalarına ve hukuksuz uygulamalarına nasıl bir zemin olarak göreceğini çok iyi biliyoruz.
Sayıları binlerle ifade edilen şube müdürü, maarif müfettişi gibi meslek gruplarının rotasyon uygulamalarını bile sağlıklı gerçekleştiremeyen Milli eğitim Bakanlığının yaklaşık 850 bin öğretmenin rotasyonunda başarı olamayacağı aşikârdır.
MEB’i rotasyon gibi sınırları belli olmayan ve uygulanması halinde pek çok sıkıntıyı beraberinde getirecek hususlarla meşgul olmak yerine, eğitimin katlanarak büyüyen yüzlerce sorununa çözüm aramaya çağırıyor,
Aktif Eğitim-Sen olarak, mali, teknik ve sosyal açıdan iyi planlanamamış bir rotasyon dayatmasına “HAYIR” diyoruz.
EĞİTİMCİLERİN VE OKULLARIN YOKLUĞA MAHKUM EDİLMESİNE “HAYIR!”
Eğitim sistemimizin 2014-2105 Eğitim-Öğretim yılına ağır yaralı olarak girdiğini söyleyebiliriz.
TEOG’da yerleştirmeleri tamamlayamayan, öğretmen atamalarını vaktinde yapamayan Milli Eğitim Bakanlığı, yaşanan onca kargaşa ve kaosun ötesinde, okullarımızı fiziki imkanlar açısından da adeta yokluğa mahkum etmiştir" ifadelerine yer verdi.
Şaibeli kriterlerle özel okullara teşvikler veren hükümet, devlet okullarının maddi imkansızlıklarıyla, hele hele fiziki eşitliksizlikleriyle neredeyse hiç meşgul olmamaktadır.
Eğitim sistemimizi baştan aşağı modernleştireceği iddiasıyla dev bir bütçe kullanılarak uygulamaya konulan Fatih Projesi, tablet ihaleleriyle bazı yandaş sermaye gruplarına mali kaynak aktarmaktan öteye gidememiştir. Proje, ilgililerin basiretsizlikleri yüzünden adeta ölü doğan ve az sayıda okulda dağıtılarak çocukların elinde oyuncak olmaktan öte geçemeyen tabletlerle sınırlı kalmıştır.
Şu anda ülkemizin birçok köyünde, kasabasında hatta şehirlerimizde 60-70 kişilik sınıflar,laboratuvarsız, boyası, badanası yenilenememiş, bakımı, onarımı yapılamamış, sırası, masası kırık dökük okullar mevcuttur.
Çok sayıda okulumuz, müdürlüklerdeki belirsizlik ve ödenek yetersizliği yüzünden eğitim öğretim dönemine yokluklar içinde girmek zorunda kalmıştır.
Aktif Eğitim-Sen olarak, devletin kaynaklarının, eğitim ortamları ve öğretmenlerimizin özlük haklarının iyileştirilmesi yerine hayırsever olduğu iddia edilen iş adamlarına peşkeş çekilmesine “HAYIR” diyoruz.
ANGARYA NÖBET GÖREVİNE “HAYIR!”
Okullarımızın imkansızlıklara mahkum edilmesine bağlı olarak yönetici ve öğretmenlerimiz nöbet görevlerinde adeta “okulun güvenlik görevlisi” gibi istihdam edilmektedir.
Mevzuatta öğretmenlerin nöbet görevlerini düzenleyen ortak yasal bir düzenleme mevcut değildir. Hukuk ve mevzuat açısından belirsizlik, uygulamada haksızlıkları da beraberinde getirmektedir. Eğer yıllardır hukuksuz şekilde uygulanan nöbet sistemi devam edecekse, bunun derhal yasal zemine dayandırılması, keyfi ve farklı uygulamaların sonlandırılması gerekmektedir.
Ayrıca, diğer meslek gruplarında nöbet hizmeti “Fazla Çalışma” olarak kabul görmekte ve bunun için ek bir ücret ödenmektedir. Anayasanın eşitlik ilkesi gereği, nöbet karşılığı olarak öğretmenlerimiz de mutlaka fazla çalışma ücreti almalıdır. Önerimiz, nöbet hizmetinin angarya olmaktan çıkarılıp, “ek ders” olarak kabul edilmesi ve 6 saatlik ek ders ücreti ödenmesidir.
Öğretmenler nöbet görevlerinde meslekî ve eğitsel rehberlik yapmalı, okul güvenliği gibi angarya işlerden sorumlu olmamalıdırlar. Okulların genel güvenliği istihdam edilecek güvenlik personeli ile sağlanmalıdır.
Aktif Eğitim-Sen olarak, yarınlarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimize, yapmak zorunda olmadıkları yasal çerçevesi dahi belli olmayan görevler yüklenmesine “Hayır” diyoruz.
Sonuç olarak;
Bakanlık, fişleme, tasfiye, kadrolaşma vb. illegal faaliyetleri biran önce terk etmeli ve asli görevi olan eğitim-öğretime yönelmelidir. Biz çözüm odaklı bir sendika olarak söz konusu bütün konuların aktif ve teyakkuz halinde takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bu hususta duyarlılık sahibi herkesi ve kamuoyunu ortak doğrularda ve çözümü hedefleyen yapıcı çalışmalarımızda iş birliği yapmaya davet ediyor ve birilerinin yasal sorumluluklarını yerine getirmemelerine inat, Aktif Eğitimciler olarak, devletimize, milletimize, eğitim sistemimize ve öğrencilerimize karşı sorumluluklarımızın gereği olarak aralıksız çalışmaya devam ediyoruz.”Doğan ÇİZMECİ/TURGUTLU
Yorumlar
Kalan Karakter: