Ağustos Ayı’nın Cumhuriyet Tarihimizdeki Yeri ve Önemi
ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği Turgutlu Şube Başkanı Ali Tezcan , Ağustos Ayı’nın Türkiye için önemli günleri barındırdığını belirterek yaptığı yazılı açıklamada şunları ifade etti:
“Ülkelerin tarihlerinde öyle günler vardır ki, bunlar, adetâ o ülkelerin varlığı ve bütünlüğüne yön vermişler ya da zayıflamasına, çökmesine hatta yıkılmasına neden olmuşlardır. Dünya siyaset tarihi bunun sayısız örnekleriyle doludur.Bir gün, hatta o gün içindeki bir an, Mustafa Kemal’in Çanakkale Savaşı’nda askerlerine verdiği“BEN SİZLERE SAVAŞMAYI DEĞİL, ÖLMEYİ EMREDİYORUM!” buyruğunun söylenme süresi, nasıl şanlı bir cumhuriyetin doğuşunun habercisi olmuş ise, bunun aksi söylem ve eylemler de pek çok devletin tarih sahnesinden silinmesine yol açmıştır.
Ağustos Ayı, ülkemiz açısından çok önemli günleri barındırmaktadır.Şöyle ki:
1 Ağustos 1933’te Darülfünun kapatılmış, yerine İstanbul Üniversitesi kurulmuştur.
5 Ağustos 1921’de Mustafa Kemal,başkomutanlık görevini üstlenmiş ve Sakarya Meydan Savaşı’nı kazanarak kendisine 19 Eylül 1921 günü TBMM tarafından Gazilik ünvanı ve mareşallik rütbesi verilmiştir.
6 Ağustos 1915’te Mustafa Kemal komutasındaki birliklerimiz Anafartalar zaferini kazanmışlar ve Mustafa Kemal “Anafartalar Kahramanı” olarak anılmaya başlanmıştır.
9 Ağustos 1928’de Atatürk, eğitim yaşamımızın en büyük devrimlerinden olan yeni Türk ABECE’sini Sarayburnu’nda halka tanıtmıştır.
10 Ağustos 1920’de İstanbul Hükümeti Osmanlı’nın ölüm fermanı olan Sevr Antlaşması’nı imzalamışlardır.Bu imza sahipleri, başta Sadrazam Damat Ferit olmak üzere TBMM’nce vatan haini ilân edilmişler, imzalanan antlaşma da bir paçavra gibi yırtılarak tarafların suratlarına çarpılmıştır.
10 Ağustos 2014 günü Türk halkı ilk kez Cumhurbaşkanı’nı kendisi seçmiş ve seçimlere başbakan olarak katılan ve tüm anayasal ve yasal zorunluluklara karşın halen bu görevini pervasızca sürdüren Recep Tayyip Erdoğan bu göreve seçilmiştir. Kendisi hakkındaki yargıyı tarihe bırakmakla birlikte, “12 yıldan beri yaptıklarının, yapacaklarının teminatı olduğunu” söylemek kehanet olmasa gerektir.
17 Ağustos 1999 tarihinde ülkemiz, tarihinin en büyük depremlerinden olan Marmara Depremi’ni yaşamış, 20 binden fazla yurttaşımız yaşamını yitirmiş ve ülke, ekonomik yönden oldukça sarsılmıştır. Burada, en fazla kârı sağlamak için müteahhitlerimizin çürük binalar yaparak halkı kandırdıkları ve böylece depremin değil, bilimsel esaslara aykırı yapılan binaların öldürdüğü gerçeği ortaya çıkmıştır.
23 Ağustos 1925’te Atatürk Kıyafet Devrimi’ni anlatmak için Kastamonu’ya hareket etmiş ve orada ilk kez şapka giymiştir.
26 Ağustos 1922 günü sabah saat 05.30’da Büyük Taarruz başlamış, Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal, Afyon Kocatepe’deki karargâhından savaşı bizzat yöneterek sayıca ve silah olarak bizden çok üstün olan Yunan ordusunu adetâ perişan etmiştir.
30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da yapılan Başkumadanlık Meydan Muharebesi ile de düşmana son ve öldürücü darbe vurulmuş ve kaçan düşman 9 Eylül 1922 günü İzmir limanından denize dökülerek Kurtuluş Savaşı’mız şanlı bir zaferle taçlanmıştır.
Görüldüğü gibi, Ağustos Ayı, tarihimizde çok önemli olaylara tanıklık etmiş bir aydır. Ancak, bundan da önemli olan, yukarıda bir bölümünü saydığım tarih ve olayları halkımızın,ama özellikle gençlerimizin ne kadarının bildiği ve içselleştirdiğidir.Örneğin, bundan çok değil 10-15 yıl önce büyük bir coşkuyla kutlanan 30 Ağustos Zafer Bayramı’mız, bu yıl da geçen yıl olduğu gibi 50 – 60 kişilik protokol heyetinin katılımıyla ve 5 dakikalık bir çelenk sunma töreniyle mi kutlanacaktır,dört gün sonra hep birlikte göreceğiz!!!”HABER MERKEZİ
Yorumlar
Kalan Karakter: