“ÇED raporunun onaylanması, Gediz havzasının ölüm fermanıdır.”
Manisa’nın Turgutlu İlçesi’nde, Çaldağı madeninin nikel tesisi için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmansının yankıları sürüyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Manisa’nın Turgutlu İlçesi’nde Çaldağı madeninin nikel tesisi için ÇED raporunu onaylanmasının ardından TBMM’de iki defa araştırma önergesi veren CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören Çaldağına çıkarak basın toplantısı düzenledi.
Basın mensuplarıyla birlikte Çaldağı’nda maden alanına giden Hasan Ören burada bir basın açıklaması yaparak verilen ÇED raporunun yanlış olduğunu ve bazı maddelerin ÇED raporuna eklenmediğini söyledi.
Milletvekili Hasan Ören : "Tarım topraklarımızın sülfürik asitle kirletileceği nikel madeni işletmesinin ÇED raporunun onaylanması, Gediz havzasının ölüm fermanıdır. Çaldağı’nda 250 bin ağacın kesilmesine karşı Turgutlu halkı ile birlikte sekiz yıldır vahşi madenciliğe karşı mücadele vermekteyiz. Çaldağı sadece bir çevre felaketi konusu değildir. Sİyaset, ticaret ve uluslararası ilişkilerle ülkemizin en önemli tarımsal üretim merkezi ve Uluslararası RAMSAR sözleşmesi ile koruma altına alınan Gediz havzasının nasıl yok edileceğinin projesidir.
İngiliz Hükümetinin ruhsat için yaptığı baskılar unutulmamıştır. Manisa Milletvekili olarak Çaldağı’ndaki ağaç katliamlarını defalarca Meclis gündemine getirdik. Verilen ÇED raporu ile 6.5 milyar dolarlık şirket buradan maden çıkaracak. Ancak 15 yılda Gediz havzasında üretilen tarım ürünlerinden elde edilen gelir 60 milyar doları bulacaktır. "dedi.
Milletvekili Ören; "12,5 milyon metrekare alandaki tüm ağaçları kesecek olan firmaya böyle bir izni verenler bunun vebalini nasıl ödeyecekler? Bir Kızılderili atasözü bu durumu çok güzel anlatmaktadır; ’Bütün ağaçlar kesildiğinde, bütün hayvanlar öldüğünde, bütün sular kirlendiğinde, hava solunamaz hale geldiğinde, paranın yenilebilir bir şey olmadığını anlayacaksınız.’
Biz, yıllardır bunu anlatmaya çalışıyoruz. Aslında bu mücadele kaynaklarımızın doğru kullanma mücadelesidir. Her zaman söylediğim gibi, toprağın üstü zenginse üstünü, altı zenginse altını değerlendirelim. Yıllık 4 milyar liralık tarımsal üretim yapılan Gediz havzası vahşi madenciliğe kurban edilmeyecek kadar değerlidir.3 yaşındaki 20 yaşındaki ağaçların hepsi daha önce Türkiye’de tabir edilen traşlama sistemi ile hepsini kestiler.50 yaşında ağacı kesiyorum 1 yaşında ağaç dikecem masallarını kimse bize anlatmasın. Bu izinleri verenler burada büyük veballer altında da kalmışlardır. Çaldağında ilkt planda açılan Cehennem Çukuru gibi 5 tane çukur açılacak. Gediz havzasının akçiğeri olan bu Çaldağı’na bu çukurları açtıracakmıyız. Asla açtırmayacağız. Tüm Türkiye’nin çevrecileriyle nasıl Soma Yırca’da yapılan eylemler sonuç verdiyse bizde burada böyle bir kamuoyu ile mücadele edeceğiz.Başımıza gelen felaketleri unutmayacağız ve Çaldağında felaketlere izin vermeyeceğiz. Burada yapılacak olan ağaç katliamlarına, bu dünyanın en verimli topraklarının yok olmasına izin vermeyeceğiz. Bu bir cinayettir, bu bir doğa katliamıdır. Direneceğiz. Bu direncimiz bu rapora imza atanların doğayı katletmesine, insan sağlığına zarar vermelerini engelleyene ve sonlandırana kadarda devam edeceğiz." dedi.
Çaldağı Cehennem çukuru önünde de açıklamalarına devam eden Hasan Ören; “60 bin ağacın kesildiği alanı gördük. Orayada 18 milyon ton sülfir asit kullanılarak kurulacak olan fabrikanın yeriydi. Burası da madenin çıkarılacağı yer.Yani 1 km çapında 60 – 70 metre derinliğindeki bu çukurlardan şu görünen çukurlardan bu güzelim yeşilliğin 40 50 yaşındaki ağaçların olduğu yerde en az 5 tane daha cehennem çukuru yapılacak. Yani burada maden alınacak aşağıya götürülecek ve aşağıda bununla ilgili olarak işleme devam edilecek. Buradaki toprak( Çaldağı’ndaki ) gevşek olduğundan dolayı 1970 yılında MTA buradaki NİKEL’i görmüş ve raporuna yazmış. Burada Nikel var ama Çaldağı Gediz havzasını koruma altına alınmış dünyaca koruma altına alınmış birinci sınıf verimli toprakların olduğu Gediz havzasının kalbine hançer batırmak gibi bir işlemdir onun için altındaki altında kalsın üstü on defa yirmi defa yüz defa daha zengin olan bu toprak korumak gerekli demiş ve 1970 yılındaki bu raporuna yazmış. O gün 1970’erde buradaki gevşek şevli toprağı koruyabilmek ve erezyona geçmesi için ogünkü devletin kurumları buraya 1 milyon 975 bin ağacın dikilmesine vesile olmuşlar. ve şu an gediz havzasının akciğeri olan bu çaldağında bu katliamlar devam ediliyor. İzin verecek miyiz vermemek için hukuksal yönden veya direnmek gerekirse elimizden geldiğince bize hangi şiddet uygulanırsa uygulansın Turgutlu’daki yaşayan insanlarla Manisa havzasında ki bu veimli toprakları koruyabilmek için elimizden ne geliyorsa yapacağız.”diye konuştu.
Hasan Ören’in basın açıklamasına CHP Turgutlu İlçe Başkanı Vahit Doğrucu ile parti yöneticileri de katıldı. Doğan ÇİZMECİ/TUNCEL YILMAZ-NURULLAH ÇANKAYA
Yorumlar 1
Kalan Karakter: